TL'deki erimeyi durduramıyorlar

Dolar - TL

Dolar - TL

  • Türk Lirası'ndaki (TL) düşüş, 28 Mayıs'ta yapılan seçimler sonrası başlayan hızlı erime, durdurulamıyor.

TL, dolar karşısında yüzde 7,2 ile 2021 sonundaki kur krizinden beri en büyük günlük değer kaybını yaşadı. Dolar/TL kuru dün sabah saatlerinde 23,40, Euro/TL ise 25,50 seviyelerinin üzerine çıkarak yeni tarihi zirvelerini gördü.

Doların TL karşısındaki seçim sonrası yükselişi yüzde 17’yi buldu. TL'deki sert değer kaybı, Mehmet Şimşek yönetiminin geleneksel ekonomi politikalarına dönüşünün bir işareti olarak görülse de kurdaki yükselişin enflasyon üzerinde tekrardan baskı oluşturacağına ilişkin beklentiler arttı. Financial Times, yeni ekonomi ekibinin kasıtlı devalüasyona başladığını belirtti. FT’ye konuşan bir kaynak, Türk devlet bankalarının piyasaya müdahale etmeyi bıraktığını söyledi.

ABD’li finans ajansı Bloomberg’te Tuğce Özsoy, Kerim Karakaya ve Beril Akman imzalı habere göre; Mehmet Şimşek, Merkez Bankası’ndan döviz piyasası müdahalelerinin hafifletmesini istedi. Bloomberg’e bilgi veren kaynaklara göre, liradaki düşüş gün içinde yüzde 6’yı geçince bakanlık satışların yeniden başlamasına izin verdi. Merkez Bankası ve bakanlık konu ile ilgili yorum yapmaktan kaçındı. Bloomberg tarafından derlenen verilere göre opsiyon piyasası, Dolar/TL’nin önümüzdeki üç ay içinde dolar başına dolar başına 25’e ulaşma olasılığını yüzde 80, 27’ye ulaşma olasılığını yüzde 60 olasılıkla fiyatladı.

Wall Street Journal da liradaki düşüşle ilgili analizinde, liranın düşmesi nedeniyle yabancı yatırımcıların iyimser olduğunu, ancak bu durumun maliyeye ek yük getireceğini belirtti. Merkez Bankası’nın daha öncesinde lirayı yapay bir şekilde desteklediği belirtilen haberde, “Yatırımcılara göre, liradaki değer kaybı Erdoğan’ın daha ortodoks ekonomi politikasına dönüşünün ilk adımı. Bu dönüş, yabancı yatırımcıları uzaklaştıran politikalarda ve faiz konusundaki yaklaşımda bir değişiklik de içerebilir” ifadelerine yer verildi.

Associated Press’e göre ise TL'ni zayıflaması, hükümetin para birimi üzerindeki kontrolünü gevşettiğini gösteriyor. Ajansta yer alan haberde, Erdoğan’ın düşük faiz ısrarı nedeniyle 2021’den bu yana TL'nin değer kaybettiği hatırlatıldı. Bu politikanın enflasyonu dizginlemek için yüksek faiz çağrısında bulunan geleneksel ekonomik yaklaşımlara aykırı olduğu belirtildi. ANKARA

 

*****

Net rezervi tarihi dipte

TCMB'nin net rezervi geçen hafta -5,7 milyar dolarla yeni tarihi dip seviyeyi gördü. Swap hariç net rezerv -61,2 milyar dolara gerilerken, brüt rezerv 100,5 milyar dolara yükseldi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) net uluslararası rezervleri, seçimler öncesinde başlayan düşüşünü sürdürerek geçen hafta -5.7 milyar dolara ile yeni tarihi dip seviyeye geriledi. TCMB’nin yayımladığı verilere göre; 2 Haziran’da sona eren haftada net uluslararası rezervler bir önceki haftaya kıyasla 1,3 milyar dolar geriledi.

TCMB’nin brüt rezervleri ise geçen hafta 2 milyar dolarlık artışla 100,5 milyar dolara yükseldi. TCMB’nin swap hariç net rezervi de geçen hafta 0,7 milyar dolarlık düşüşle -61,2 milyar dolara geriledi. Yılbaşından bu yana düşüş, brüt rezervde 28,3 milyar dolar, net rezervde 33,2 milyar dolar oldu.

Sadece altın rezervine bakıldığında, ithalat kısıtlarıyla beraber rezervlerden altın satışın başladığı Mart sonundan bugüne kadar iki hafta hariç hep düşüş kaydedildi. Altın rezervleri 11,1 milyar dolar düşüş kaydetti.

Yurt içi yerleşiklerin yabancı para mevduatı geçen hafta 541 milyon dolarlık düşüşle 175,5 milyar dolara geriledi.

Pariteden arındırılmış düşüş 1,1 milyar dolar olurken, bu düşüşün 740 milyon doları gerçek kişilerden, 310 milyon doları şirketlerden kaynaklandı.

Kur korumalı mevduat (KKM) hacmi ise geçen hafta 34,9 milyar TL’lik artışla 2 trilyon 533 milyar TL’ye (121,6 milyar dolar) yükseldi. KKM’de önden prim ödemesi uygulamasının sonlandırıldığı haftada TL bazında iki ayın en düşük artışı kaydedilmiş oldu.

 

*****

Dört günlük fatura 1 trilyon dolar

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in dört günlük faturasının 1 trilyon TL olduğunu söyledi.

Karabat'ın Twitter hesabından yaptığı değerlendirme özetle şöyle:

* Rezervleri tüketen, ülkeyi yatırım değil, rant üssüne çeviren AKP ekonomide yolun sonuna geldiğini anlayınca her türlü hakaret ettiği Batı’ya yanaşmak için Mehmet Şimşek’i geri getirdi. Peki, Şimşek’in maliyeti ne olacak?

* Batı sermayesinin faizden kazanması için harekete geçildi; alacakları faiz için avuçlarını ovuşturuyor.

* Döviz yavaş yavaş serbest bırakıldı. Dolar bir noktaya geldikten sonra büyük ihtimalle faiz silahı çekilecek. Dövizdeki artış durdurulup sıcak paranın gelmesi sağlanacak. Ancak bu paralar yatırıma dönüşmeyecek. Kısa sürede faizini alıp gidecekler. Plan bu...

*  Bize faturası ne olacak? Türkiye’nin dış borcu 459 milyar dolar. Doları seçim öncesi zar zor 19 TL’de tuttular. O zamanki borç 8,7 trilyon liraydı, şimdi ise kuru 24 TL’den ele alırsak 11 trilyon TL.

* 203,3 milyar dolar olan kısa vadeli dış borç 3,9 trilyon liradan, 4,9 trilyon liraya çıktı. Yani Türkiye’nin bir yıl içinde ödemesi gereken borcu 1 trilyon TL arttı. 2023 bütçesinin 4,6 trilyon TL olduğunu hatırlarsak tehlikenin ne kadar büyük olduğunu görürüz.

* Büyük bir ihtimalle sert bir faiz artışıyla birlikte kur frenlenecek ve ekonomi soğutulacak. Böylece dövize olan talebin azalması sağlanacak ama diğer taraftan işsizlik de patlayacak.

* Kurun önünü açarak aslında TÜİK’in enflasyonunun yalan olduğunu itiraf etmiş oldular. Enflasyona paralel artmayan dolar kuru, döndü dolaştı patlama noktasına geldi. Sonuçta düşük enflasyon verileri ile işçinin, memurun ve emeklinin hakkı çalındı.

* AKP’nin beceriksiz politikasının faturasını orta ve alt gelir grubu vatandaşlarımız ödeyecek. Yani ülkenin yüzde 80’ine fatura kesildi. Milli gelirin yüzde 48’ini elinde bulunduran nüfusun yüzde 20’si ise bundan etkilenmeyecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.