Acıyla bile alay eden beyaz Türk

Medya DOZ yazdı —

  • İnsanlar ölürken deklanşöre basmayı tahayyül edebilen, mağdur ettikleri insanlara dua etme yüzsüzlüğü gösteren yaratıkların tanımı henüz sosyolojide bir yere konulamıyor.

Bir yerde ahlak çökmüşse her şey ama her şey görsel dünyanın malzemesi haline gelir. Ruhu çekilen her özne hızla nesneleştirilir. Hissiz bir çağın orta yerinde acıyla dans eden bir Türkiye yaratıldı ki, artık bu ülkede ne yapılsa şaşırmayan bir hale getirildik. Ölüme şaşırmayan, ölüm sebebini sorgulamayan bir toplum yaratıldı. Bunu ahlaktan soyunmuş beyaz Türkler yaptı. Bunu her şeyi acımasızca yiyip yutan, yemekten hiç doymayan iştahlı elitler yaptı. Bunu AKP’nin mafya gibi işleyen ceberrut sistemi yaptı. Mide bulandıran bu şiş göbekliler ne kadar çirkef olduklarını görmüyorlar bile. Hissizler.

Günlerdir İzmir depreminin yarattığı acı sonuçları izliyoruz, depremin sebeplerini sorguladıkça nasıl yaşamsız bırakıldığımızı görüyoruz. Yaşama şansımızın elimizden alındığı bir zamanın ifadesizleriyiz biz… Koca koca bakanlar, koca koca vekiller, enkaz altında kalan küçücük bedenlerle alay eder gibi videolar çekip sosyal medyada paylaşıyor. Selefilerin selfileri de bir başka oluyormuş!. İnsanlar ölürken deklanşöre basmayı tahayyül edebilen, mağdur ettikleri insanlara dua etme yüzsüzlüğü gösteren yaratıkların tanımı henüz sosyolojide bir yere konulamıyor.

Acıyı fetişleştirip “inşallah, maşallah, elhamdülillah” deyip sonu Allah ile biten bir sürü sözcük kullanan Allahsız bunlar. Zerre miskal içleri yanmaz kimseye, kimsenin acısını umursamaz ve hissetmezler. Enkaz altından çıkarılan küçücük bir kız çocuğu annesini kaybetmiş ve henüz bundan haberi bile yok, çocuğun bedeninin yarısı daha toprağın altındayken ahlaksız AKP’nin bakan ve vekilleri çocuğun videosunu çekip “Ayda’nın acıyan bir yeri yok köfte ve ayran istiyor” diye tweet attılar. Ayda’nın artık annesi yok, daha nasıl bir acısı olsun? Ayda’nın artık bir evi yok, daha nasıl bir acısı olsun? Ayda’nın bedeni taşların altında ezilmiş daha nasıl bir acısı olsun? Acımızla alay ediyorlar. Ölümümüze sebep olup sonra acı sonumuzu bir pornografiye dönüştürerek filme çekiyorlar. Vahşiler…

Türkiye de yaşananlar dünyanın neresinde yaşansaydı her gün isyan edilirdi ama Türkiye de isyan etmek yerine ölünüyor. Zira topluma hissizlik aşılandı. Hissiz olmak da zamanla ahlaksız, acımasız ve refleksiz olmaya dönüştürüyor. Madenci göçük altında kalır hesap veren olmaz. Eve ekmek götüremeyen vatandaşla alay edilir, hesap isteyen olmaz. Bu ülkede her gün yüzlerce insan devletin ve iktidar olan basiretsizlerin yanlış politikaları yüzünden canından oluyor ama buna sebep olanlar zevki sefa içinde yaşıyor. Tarihin hiçbir döneminde insanlık bu coğrafyada bu kadar ele ayağa düşmemişti. Onur sözcüğü hiç bu kadar incinmemişti. Duyguları ehlileşen, beyni dumura uğrayan, tercihsiz, seçeneksiz, iradesiz olma halinin vahametini anlatamamak ne kadar acı, depremden de daha acı…

AKP’nin tecavüzcü zihniyeti her şeyi ama her şeyi kendine mubah görüp vatandaşa sitem etmeyi bile günah görenlerin partisidir. Bu partinin iktidarı bu topraklarda var oldukça asla insan gibi yaşanamaz. Aykırı bir sesi bile boğmak için akla hayale gelmeyen her türlü mafya faaliyeti yapan iktidar mı üzülecek depremimize? Açlığımıza dayalı yaratılan tokların gaddarlığıyla bizi kamçılayanlar mı bize elini uzatacak? Hayatımızdan savaşı, kanı eksik etmeyenler mi barıştan söz ediyor? Evet, bunların hepsini onlar yapıyor! Hayatımızı bir illüzyona çevirdiler. İnsan olma eşiğimiz, acı eşiğimizle çarpışıp parçalandıkça parçalanıyor. Bu vahşeti önce hafızamızda yok etmeliyiz, yoksa yok oluruz. “İnsanlık bu değil” diye mırıldanıp kendimizi buna ikna etmek bile çok önemli. O vahşilere benzemediğimiz için şükretmeli ve onları devirmenin devrimcileri olmalıyız.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.