PKK fesh edilir ama feth edilmez
Medya DOZ yazdı —
- PKK, özgürlüğe ulaşma yolunda araç olan parti mekanizmasını kendi özgür iradesi ile fesh edebilir ama hiçbir gerici gücün özgür yaşam felsefesini feth etmesine izin vermesi mümkün değildir.
Biz PKK’yi nasıl tanıdık? Bir köy sofrasında bile yeri olmayan eli nasırlı kadınlar, sofraya oturmadan yemek yemeyen, sofrayı kuran emek sahibi utangaç kadınları baş köşeye oturtan topluluk olarak tanımaya başladık. Yemekten sonra gerim gerim gerilip geğiren, bir seksen uzanıp sağa sola fermanlar yağdıran feodal erkeklerin aksine, sofrayı toplayıp kadınlar ile bulaşık yıkayan talebeler olarak tanıdık PKKlileri. Ertesi gün çeşme başında toplaşan kadınların; “yavrum bunlar sahabeler gibidir”, “kız ne sahabesi valla bunlar derviştir”, “ay kıyamam analarını, memleketlerini de terk etmişler”, “aşıkmış bunlar aşık”, “saf saf konuşmayın bunların hepsi isyancıymış”, “de git Allah aşkına ne isyanı, hepsi melek gibi neye isyan edecekler” diye fısıldayan kadınların gizemli cümlelerinden tanımaya başladık PKKlileri. Günün sonunda bütün kadınların “valla isyan etsinler, şu yaşadığımız hayat mı ki, koca bir dert, devlet ayrı dert” deyip ortak mutabakata vardığı yeni bir isyana maya çalınmış ve maya tutmuştu.
PKK çıkışı itibariyle kadınların gizemli dünyasının ortağı olmayı başarmıştı, artık bu topraklarda başaramayacağı hiçbir şey yoktu. Zira ilk adımda kadınların kalbini çalmayı başarmıştı. Kürdistan da şöyle bir diyalektik vardır, kadınların yüreğine değmeyi başarmışsan evrenin yüreğine de değebilirsin. Bu diyalektiğin sosyolojisi hakkıyla yapılmaktan ısrarla kaçılıyor ama gerçek budur. PKK, toplumun en çok ezilen kesimi olan kadınları baş tacı yaparak işe başladığı için yenilmez oldu.
Genel anlamda kapitalizme, coğrafik anlamda da Türkiye, İran, Suriye ve Irak ulus- devletlerine karşı “Sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır” düsturu ile amansız bir mücadele verdi ve Kürt halkının inkarını yerle bir ederek varlık mücadelesini kazandı. Böylece dar ulus- devletçiği aşıp halkların ortak demokratik ulus anlayışına ulaştı. Ve “Kürdistani olan evrenseldir, evrensel olan Kürdistanidir” sözünü mücadelenin merkezine alarak başarıdan başarıya koştu. Bu toplumsal gerçeği ve devrim niteliğindeki bu başarıyı anlamayanları vicdanı ile baş başa bırakmak gerekir.
PKK, bir önderlik hareketi olma farkını koruyarak anlam dünyasını inşa etti. Emek hareketi, kolektif akıl hareketi, ortak inanç hareketi olma özelliği yanında, diğer bütün özelliklerini de Önderliği’nden aldı. Kanmayan ve kandırmayan, aldanmayan ve aldatmayan, örgütlenen ve örgütleyen bu cesur hareketin bütün kudreti, korkularından kaynaklanıyordu. Soykırımdan, yok oluştan ölesiye korkulmasaydı, yeni bir var oluş için bu kadar canla başla çalışılmaz ve başarılmazdı. PKK’yi PKK yapan, bu Önderlik özellikleridir. Bu anlamda PKK, Önder Apo’nun ruhsal, felsefi, ideolojik, örgütsel izdüşümüdür.
PKK zulümden nefret etmek ile yetinmeyip boyun eğen insanı dirilten, isyan ettiren bir harekettir. Çünkü boyun eğenler oldukça zulüm de var olurdu. Aslında PKK enerjisinin 100’de 10’unu bile zalimler ile uğraşmaya vermedi, gücünün 100’de 90’ını toplumsal diriliş ve direnişe adadı ve bunu amansız zorluklardan geçerek başardı. Böylece azınlık olan bir kahramanlar grubu olmaktan çıkıp bir halk hareketi oldu. Çünkü kendinden önce isyan eden bütün hareketler, tekil kahramanlar olarak can vermişti. Kürdistan ölü kahramanların mezarlığı haline getirilmişti. PKK, “tekil kahraman”, “ölü kahraman” kavramlarını değiştirdiği için başarılı oldu. Yaşayan kahramanların hareketi olma iddiası büyük bir iddiaydı. Böylece çoğul kahramanlık felsefesi ile halk hareketine dönüştü. Kürt halkının çokça kahramanı vardı ama halkın kendisi kahramanlaşmayı henüz aklına koymayacak kadar gölgesinden korkar hale getirilmişti.
Gerçek gücünü toplumdan, kadından ve bu her iki öz dinamiğin örgütlenmesinden alan PKK, bin yılda başarılmayacak ne varsa yarım asırda başardı. Son 32 yıldır kendi içinde dogma ve kısır döngüleri, reel sosyalizmin boğucu etkilerini, inancın katı katmanlarını, savaşı kutsallaştıran anlayışları, iktidar ve devletin insanlığı boğan girdabını eleştirip özeleştiriler veren PKK, bunca şeyi sorgulamaya cesaret etmişse nice onurlu barışa da imza atacak güce sahiptir. Zira hayat sonsuz bir savaştan ibaret değil, olamaz da. PKK de özgürlük, demokrasi ve eşitlik için savaşan her oluşum gibi amacına ulaşınca barışacaktır. Kaldı ki amansız savaşları yürütenler, görkemli barışların başı dik ve onurlu karşılayanları olması da kaçınılmazdır. PKK, özgürlüğe ulaşma yolunda araç olan parti mekanizmasını kendi özgür iradesi ile fesh edebilir ama hiçbir gerici gücün özgür yaşam felsefesini feth etmesine izin vermesi mümkün değildir. PKK fesih edilir ama fetih edilemez.