Türkiye’dir, ne yapsa yeridir!

Medya DOZ yazdı —

  • En kötü şey nedir biliyor musunuz? Dengesiz bir düşmana sahip olmak! Kimselerin düşmanınızın yaptığı vahşiliğe şaşırmaması, söylediği yalan karşısında susması ürkünçtür.

Hayatınızda düşman kavramı varsa her an bir ağıt, bir isyan çığlığı, bir patlama sesi duymanız en doğal şeydir. Düşmanınız varsa ya av ya da avcı olma gibi bir zorunluluğunuz var. Düşmanınız varsa zaten ‘normal’in çok ötesindesiniz ve ‘normal’ olamazsınız. Her an tedirgin, her an bir kıyamet kopacakmış gibi, her an gidilecek bir yolun bekleyeni olmak gibidir düşman sahibi olmak.

Bunlar genel geçer teoriler. Her düşman için geçerli değil. Faşist Türk devleti için değil mesela. Bu anlamda Kürtler, bu dünyanın en ahlaksız, en ilkesiz ve en vahşi düşmanına sahiptir. Öyle bir şey ki konu Kürt olunca, insanlık tarihindeki hiçbir düşmanlık hukukunda ve savaş kuralında olmayan uygulamayı kendine hak görüyor. İşgalci, yayılmacı ve kin ile bilenmiş kompleks abidesi Türk devleti artık sadece Kürtlerin başına değil, artık bütün dünyanın başına bela olmuş ve insanlığı rayından çıkarma eğilimindedir. Dünya ise artık buna şaşırmıyor, Türkiye’dir ne yapsa yeridir halet-i ruhiyesi ile izliyor.

En kötü şey nedir biliyor musunuz? Dengesiz bir düşmana sahip olmak! Kimselerin düşmanınızın yaptığı vahşiliğe şaşırmaması, söylediği yalan karşısında susması ürkünçtür. Evet, dengesiz, yalancı ve vahşi… Türk devletinin temel özellikleri. Şimdiye kadar bu özelliklerle başarmaya çalışmış ve bu özellikler sebebiyle kaybedeceği günler yakındır. Emin olmak gerek ki insanlık tarihinde ahlaksız kazanımların sonu hüsrandır. Talan, gasp ve işgali neredeyse genetik özellikleri gibi lanse eden Türk devleti, Türk ırkını da dünya da itibarsızlaştırdı. Dünya insanlığının gözünde Türklük artık eşittir dengesizlik, faşistlik, vahşilik, yalancılık, talancılıktır. Hiçbir ırk bu kadar ahlaktan yoksun özelliklerle tanınmamıştır. Buna üzülüyor muyum? Hayır! Her halk kendine yakışan için mücadele eder, kendine yakışmayan için isyan eder. Türkler ise halinden memnun görünüyor ya da bir şey deme iradesinden yoksun kılınmışlardır. Bilmek zor, zira Türkiye fazlasıyla dengesiz…

Şimdiler de ise Kürt halkının ahlaksız düşmanı olan Türk devleti, dünyanın çer çöpü diyeceğimiz çetelerini alıp başka ülkelere savaşa gitmiş, güler misin ağlar mısın? Bütün dünyanın gözü önünde İdlib’den Halep’ten, Guta’dan getirilen IŞİD devşirmesi, ÖSO armalı cihadist çeteler, Türk devleti tarafından piyon gibi savaş meydanlarında öne sürülüyor. Kimselerde demiyor Halepli çetenin Ermenistan ile ne düşmanlığı var, Azerbaycan ile ne tür bir dostluğu var diye…

Çetelerin kendisi selefi. Şiilerden nefret ederler. Bu çeteler, Musul’da insanlar Şii diye kellelerini uçurdu, şimdi ne oldu da Azerbaycan’da Şiilerin safında yer aldı bu maaşlı selefi çeteler. Azerbaycan’ın yüzde 95'i İslam inancına sahiptir. İslam inancının yaklaşık yüzde 65'i Şii, yüzde 35’i de Sünni’dir. Ve şu an Recep Tayyip Erdoğan’ın selefi askerleri orada ümmet kardeşliği için savaşıyor… Valla ne diyelim dengesizliği ile bütün dünyayı dengesizliğe alıştıran bir düşmanımız var, artık kimse Türkiye’nin yaptıkları karşısında şaşırmıyor. Ve öyle bir düşmanımız var ki nereye gitse bizi de kendisiyle götürmeyi unutmuyor.

Biraz tebessüm etmek için Türk devletinin foseptik çukurunda debelenen sözde habercilerinin yaptığı haberi olduğu gibi buraya alıyorum; “300 PKK'lı Ermenistan'a gitti. İstihbarat raporlarına yansıyan bilgilere göre; PKK'lı teröristler, toplu halde öldürülmemek için 25'erli gruplar halinde Azerbaycan'a karşı savaşmak için otobüslerle Ermenistan'a desteğe gitti.” E hani bu PKK’liler Heftanîn’de bitmişti, Xakûrk’ta bitmişti, Kandil’de bitmişti. Ne oldu? Kürt halkı dağlara PKK yeşersin diye tohum mu serpiyor. İnsanlar sonuçta, insan bu kadar çabuk bitip tekrar dirilmez ki! Ot bile bu kadar çabuk yeşermez… Olur olur, düşmanın yalancıysa her şey olur. Düşmanın dengesiz ise her şey olasıdır.

Ve şu an bu satırları karalarken şöyle bir haber düşüyor önüme; “Van'ın Çatak ilçesinde Türk ordusu tarafından gözaltına alındıktan sonra helikopterden atılan Servet Turgut hayatını kaybetti.” Budur Türk devleti! Ordusunun vahşiliğini anlatmaya gerek yok yani. Her şeye, her yere pervasızca saldırmanın tek bir izahı var; gidiciler ve gitmeden canımızı alabildiğince yakacaklar. Bu dengesiz hoyratlık, arkasında harabeye dönmüş bir ülke bırakmadan gitmez. Biz Kürtler bunu biliyoruz ve bunun için direniyoruz. Bilmeyen cahiller haline ağlasın. Direnmeyen iradesizler olmayan geleceklerine üzülsün. Biz Kürtler, çok acı çekeceğiz ama gelecekte onurlu ve özgür yaşayacağız…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.