Almanya Êzîdî Soykırımı’nı tanıdı ama...

• Alman Federal Meclisi tarafından alınan bu kararın önemini belirttikten sonra eksik kalan bazı temel noktaların da hatırlatılması gerekiyor. Almanya gösterdiği bu adımın devamını getirerek, Türkiye’nin savaş politikalarına karşı açık bir tavır almalı.

Barbar DAİŞ çeteleri kadın, erkek, çocuk ayrımı yapmadan, dünyanın gözü önünde Şengal’de korkunç yöntemlerle Êzîdîler’i katletti. Binlerce Êzîdî kadına tecavüz etti, köle pazarlarında sattı. Halen de bazılarının akıbeti bilinmiyor. Aileler, insanlık suçu işleyen bu barbarlara para ödeyerek çocuklarını kurtarmak zorunda kaldı. Yaşananların boyutu o kadar korkunçtu ki, bu bile bizi çok sevindirdi. Êzîdî kadınlar başından geçenleri anlattı defalarca. Okumak, izlemek bir eziyetti. Dünyanın bir çok ülkesine göç etmek zorunda kaldılar.

Yaşanan bu barbarlığın soykırım olarak tanınmasını istediler. Birleşmiş Milletler soykırımı kabul ederken, Hollanda, Belçika, Lüksemburg’un ardından, uzun uğraşlar sonrası Almanya Federal Parlamentosu’da Êzîdîler’e yönelik yapılan vahşeti soykırım olarak tanıdı. Sunulan tasarı, Perşembe günü Federal Meclis’ten geçti. DAİŞ tarafından 2014 yılında Irak topraklarında Êzîdî toplumuna karşı işlenen suçların 'Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi' bağlamında soykırım teşkil ettiği kabul edildi. Bu ibareler tasarı da yer aldı.

Almanya’da böyle bir kararın alınması oldukça önemli.  Hukuken bir bağlayıcılığı olmasa da, bir devletin yaşananları soykırım olarak tanıması politik zeminde oldukça bağlayıcı.

Dolayısıyla dünyanın en güçlü ekonomisine sahip, diplomasiye yön veren ülkelerden biri olan Almanya’nın böylesi bir karar alması da önemli bir gelişme.

Perşembe günü alınan kararın ardından  Dışişleri Bakanı Anna-Lena Baerbock twitter hesabından Kürtçe, Arapça ve Almanca bir mesaj paylaşarak “Bu dünyadaki hiçbir parlamento kararı Êzîdîler’in acılarını dindiremez, ancak bu kararın bir fark yaratacağına derinden inanıyorum” ifadesini kullandı.

Almanya’da DAİŞ üyesinin yargılandığı davada Êzîdîler’e karşı soykırım ve insanlığa karşı suçlardan müebbet hapis cezası verilmişti. Bu karar da emsal olması açısından önemli bir karardı. Suçun kendisinin Almanya’da işlenmemesine rağmen böyle bir yargılama diğer yargılamaların da önünü açabilecek önemli bir karar.

Alman Federal Meclisi tarafından alınan bu kararın önemini belirttikten sonra eksik kalan bazı temel noktaların da hatırlatılması gerekiyor.  

Meclis görüşmelerinde Sol Parti Grubu adına söz alan Sevim Dağdelen “Peşmergeler Êzidîler’in silahlarını toplayıp Şengal’den kaçarken YPG Şengal’e ulaşarak Êzidîler’i soykırımdan kurtardı. Ancak bu gerçeğe rağmen YPG’nin taslakta geçmemesi kabul edilemez” yorumunu yaptı.

Zira YPG/YPJ’nin Şengal’in özgürleştirilmesindeki rolünü görmemezlikten gelmek, barbar DAİŞ’e karşı verdiği mücadeleyi görmemezlikten gelmek konuya baştan eksik yaklaşmak anlamına geliyor.

Şengal’in inşası ve Êzidîler’in geri dönüşü için mücadele devam ederken, Türkiye’nin Şengal’e yönelik saldırıları da devam ediyor. Bu durum topraklarına dönmek isteyen Êzîdîler için büyük bir tehlike arz ediyor. Almanya gösterdiği bu adımın devamını da getirerek, Türkiye’nin savaş politikalarına karşı açık bir tavır almalı.

Savaşın bu kadar korkunç boyutlarla devam ettiği bir süreçte, Êzidîler’in yaşam güvencesi sağlanmak isteniyorsa, geri dönüşlerin güvenli bir şekilde olacağı koşullar yaratılmalı. Bugün Şengal, başta Türkiye olmak üzere, KDP ve Irak Hükümeti’nin saldırıları ile karşı karşıya. Êzîdîler’in öncü isimleri son dönemlerde hedef gözetilerek katledildi. Êzidî toprağı Şengal’in boşaltılması, Êzidîler’in aidiyetlerinden vazgeçmeleri dayatılıyor.

Bu saldırıları sadece eleştirmek, Êzidîler’i karşı karşıya kaldıkları katliamlardan korumuyor, bilakis bu durum, saldırılara zemin hazırlıyor.  Zira Türkiye, Kürtler’in varlığını bile bir tehdit olarak algılıyor.

Ukrayna- Rusya savaşı ile güvenlik politikalarına daha da hız veren Almanya, Türkiye’nin savaş politikalarına karşı daha cesur adımlar atmalı. Nitekim bu durum da önemli bir güvenlik sorunudur.