Analar başladı evlatlar tamamladı

Forum Haberleri —

Cizre Newroz

Cizre Newroz

  • Yüzlerce zırhlı araç, binlerce polis ve özel harekat ve üstelik ellerinde ağır silahlarla etrafa korku salmaya kalkışıyorlar. İlçeyi ve Newroz alanını ablukaya almış bir devlet var ve o abluka tek bir Cizreli’nin ilgisini çekmiyordu ki sloganlarla sokaklardan caddelerden, Newroz alanını akın ediyorlardı.

MASİS HESKİF / ŞIRNAK

Cizre’de 92 Newroz’unun 30. yıldönümü son yılların en görkemli Newroz’una ev sahipliği yaptı. Tüm Kürdistan gibi Cizre de günler öncesinden "Dem dema serkeftinê ye” şiarıyla 21 Mart’ta kutlayacakları Newroz hazırlığı içerisindeydi. HDP ilçe eşbaşkanları, yöneticilerin öncülük ettiği hazırlıklara halk da dahil olurken, Newroz çağrısı mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev sürerek halk topyekun 21 Mart’ta TOKİ Newroz alanına davet edildi. 
Aslında bu davete hiç ihtiyacı yoktu, çünkü ziyaret edilen sokaklarda, evlerde hazırlıklar günler öncesinden başlamıştı. Bunu, önceki gün Newroz alanına sabahın ilk saatlerinde akın eden annelerden, amcalardan, gençlerden, kadınlardan biliyoruz. “Anneler ve amcalar” kelimesini bilinçli kullanıyorum, çünkü Cizre’de Kürdistan’ın diğer kentlerinden farklı olarak alana gençler değil, anneler ve amcalar öncülük ediyor. Tüm enerjileriyle gençlere alanda taş çıkartıyorlar. Üç koldan girdikleri alanın ilk saatleri onların… 

Herkes jilet gibiydi
Devamını getirmeden, yarıda bıraktığım Cizre halkının Newroz’a çağrıya ihtiyaç duymadan günler öncesinden yaptığı hazırlığa gelmek istiyorum; yeşil, kırmızı, sarı renklerinin, şal û şepik'ın, kıras û fistan’ın dolaplardan çıkarılıp hazırlanması günler öncesinin işi. Öncelikle elbiseler kontrol edilir, küçülmüş mü, dar mı, geniş mi olmuş vs. sonra tabi aksesuarlar, renk tercihleri, ayakkabı seçimi, saç, sakal bakımı ve makyaj şekli vs. Hepsi bir iki günün hazırlığı değil, günler hatta haftalar öncesinin hazırlığı… İşte tam da bu noktada şunu söyleyip tamamlayayım, Newroz alanına giren kitlede ilk fark ettiğim herkes birbirinden şık kıyafetler, birbirinden renkli aksesuarlarla  tabiri caizse “jilet gibi” alana giriyordu. 

İlk saatler onların
Anneler ve amcalar, henüz sahnede ses/cihaz ayarı yapılırken alanda yerlerini almış karşılıklı türkülerle halaya durmuşlardı. Alan henüz dolmamışken gençler gelmeden tüm enerjilerini Newroz Meydanı’na aktarıyorlardı. Söyledikleri türkülerden bazı kısımları buradan aktarmayı çok isterdim fakat itiraf etmeliyim ki bizim neslin çok çok geçmiş kodlarına dokunan türküler. “Cizre’nin 90’lı ruhunun şarkıları” demişti bir Anne bana. Cizre’yi o günden bugüne getiren o ruh, o an anlamıştım ki aslında anneler ve amcaların alana ilk gelmelerinin sebebi o ruhu gelecek nesillere bu meydandan taşımaktı. 

Ablukayı kim takar
Yukarıdaki güzel duyguları, heyecanı bozmamak için çok direndim fakat eklemeden geçmeyeceğim bir nokta var ki o da devletin Cizre’nin tüm sokaklarından, caddelerinden, köşe başlarından başlayarak Newroz alanına kadar ilçeyi ablukaya almasıdır. Yetmemiş ilçenin yüksek tepelerine konuşlanmış özel hareket polisleri, TOKİ’lerin damlarına yerleştirilmiş ekipler, yüzlerce zırhlı araç, binlerce polis ve özel harekat ve üstelik ellerinde ağır silahlarla etrafa korku salmaya kalkışıyorlar. Bu noktadan sonrasını gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz; ilçeyi ve Newroz alanını ablukaya almış bir devlet var ve o abluka tek bir Cizreli’nin ilgisini çekmiyordu ki sloganlarla sokaklardan caddelerden, Newroz alanını akın ediyorlardı. 

Sloganlar yankılandı tüm ilçede
Dakikalar ilerledikçe alan rengarenk oluverdi, çünkü kadınlar ve gençler alana giriş yapmış alan hıncahınç dolmuştu. Alan doldukça da “Bijî Serok Apo”, “Bijî Berxwedana Cizîr e”, “Şehid Namirin” sloganları yankılanıyordu koca ilçenin üzerinde. Ses o kadar güçlüydü ki sahnede devam eden ses/cihaz ayarlarının sesleri duyulmuyordu. Ses yankılandıkça devletin abluka altına aldığı alan gittikçe genişliyordu, tüm gücü kullanarak ilçeyi ve alanı abluka altına almaya çalıştığını sanan devlet, aslında o kararlı ses karşısında abluka altına alınmıştı. Ve bu abluka karanlığın kente düşmesine kadar sürdü. 

Cizre şehitlerine saygıyla
Sesin kesildiği tek bir dakika vardı, o bir dakika ise Cizre’de ve Kürdistan’da demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşu anıydı. Fakat o andaki sessizlik ve değerlere verilen saygı, ablukayı yaratanlara sloganlardan daha ağır bir yanıt olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 

Vincin tepesi de hıncahınç
Alan hıncahınç dolarken, kendisine alanda yer bulamayan ya da adrenalini seven gençler platformun direklerine ve platform için kurulan vincin tepesinde çıktı. İnmeleri konusunda sık sık anons yapılmasına rağmen onlar anonsu dinlemedi, yorulduklarını hissettiklerinde inip yerlerini arkadaşlarına bırakıyorlardı. E tehlikeli değil miydi, elbette öyleydi fakat o gün Newroz’du, en iyi şekilde kutlamaları gerekiyor ki yıl boyu anlatacaklar, sanal medyada fotoğraflar paylaşacaklar, göğüslerini gere gere “Oradaydım” diyeceklerdi… Tüm bunlar olunca da gençler için tehlikeli bir şey söz konusu olmuyordu. 

Ne halay ne tilili eksildi
Newroz Meydanı’nda saatlerce ne halaylar durdu ne sloganlar sustu, ne tilili’ler eksildi ne de coşku hiç dinmedi. Her bölgeyi bir davulcu ve kitle tutmuş, herkes kendisinin iyi oynadığı oyuna göre davul ve zurnayı harekete geçiriyordu. Maliyeti vardı bunun çünkü davul ve zurnacılar için yılın en karlı günü bugündü. Davul zurna susmasın diye cebindeki son parasını davulcunun cebine sıkıştıran da vardı, parası olmayan ama sahte para ile davulcuyu kandırmaya çalışan da. Davulcu elbette ki bunu yememişti ama 1 dakikalık sinirlenme payı ile çalmayı susturuyordu. O an gayet güçlü bir direniş biçimiydi ve direnişinin sonucunu da alıyordu: Sahte parayı veren oradan olaysız bir şekilde uzaklaştırılıyordu… Sloganlar o ara yine devredeydi,  “Bê Serok Jiyan Nabe.” 

Tunç: Bu yıl başarı bizim
Sona doğru bir ara sahnenin olduğu tarafa geçip dinlenirken bir çocuğun omuzdan omuza dolaştırıldığını fark ettim. Kim olduğunu sorduğumda Cizre bodrumlarında katledilen Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un oğlu Bêkes olduğunu söylediler. Alandaki herkes Bêkes’i tanıyordu, seviyordu, omuzluyordu. Bêkes yorulmuştu eve götürülmek üzere alandan çıkarılıyordu. Kendisine yetişemedim ama Zeynep Tunç’a Newroz alanına akın eden on binlerce kişinin eşi Mehmet Tunç’u sahiplenişi sordum ve şu yanıtları aldım: “Bu yıl Newroz son yılların en görkemli Newroz’u, tüm Cizîr bugün bu alana akmış. Bizler de tüm aile bugün buradayız. Buradan Kürtlerin, Kürdistan Newroz’unu kutluyoruz. Diyoruz ki inşallah bu yıl başarı bizimdir. Mehmet Tunç ve arkadaşları için atılan sloganlar onların direnişlerini aklımıza getiriyor. Bêkes’i bu kadar güçlü sahiplenmeleri bizi çok mutlu ediyor, moralimiz çok yüksek oluyor. Bu anları her yaşadığımızda tüylerim diken diken oluyor. Buradan da selamlarımı Cizîr’deki kadınlara ve gençlere yolluyorum.”

Çatal, tabak, bıçağa da yasak!
Polis barikatlarının kurulduğu yerlere kilimlerini sermiş, sırtlarını dayamış aileler dikkatimi çekiyor. Anneler alana ilk gelenler olduğundan yorgun düşmüş, yanlarına torunlarını, çocuklarını da alıp taa uzaklardan Newroz’un tadını çıkarıyorlar. Polislerin arama esnasında ailelerin yanlarında getirdikleri tabak, bardak, çatal, kaşık gibi eşyaları alana almadıklarını öğrendim. Bu durum annelerin coşkusunu dindirmemişti elbette fakat bu tavrın ne kadar zalimane olduğunu bilmek gerekir diye düşünüyorum…

Bijî Serok Apo’yla başladı ve onunla bitti
Kutlamanın sonuna doğru gelinmişti artık, kitle gitmek, giderken yürüyüşe geçmek ve alanda kalıp kutlamalara devam etmek arasında kalmıştı. Çoğunluk yola düşünce binlece kişi çoğunluğu takip etti ve kitle Newroz alanına giriş yaptığı “Bijî Serok Apo” sloganı ile yürüyüşe geçerek kutlamayı sokaklarına, mahallelerine taşıdı. 

Dengê Rojava’da Newroz’a Arî
Cizîr’de Newroz coşkusunu bitirmeden vurgulamadan geçmek istemediğim yolculuk anımı da paylaşmak istiyorum: Araçta radyo frekansları ile oynarken Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Newroz’a ilişkin sözlerine ve ardından gelen “Newroz’a Arî” şarkısı ile karşılaştım. Şaşkınlıkla şarkıyı dinlerken şarkı sonunda “Dengê Rojava” diye radyo yayınında olduğumuz anonsu geçildi. Rojava sınırının hemen dibindeki Cizîr’de 91.20 frekansından karşılaştığımız Dengê Rojava radyosu gücü nasıl Cizîr’den aldıysa, Newroz günü Cizîr’deki o coşku, kararlılık ise gücünü Dengê Rojava’dan aldığı çok netti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.