Askerlerden ikinci mektup!

Selma AKKAYA yazdı —

  • Fransa’da birbiri ardına gelen bu mektup furyası, önümüzdeki dönemde daha sert yasa ve yönetmeliklerin devreye gireceğine işaret ediyor.

 

Fransa üst düzey emekli askerlerin darbe tehdidini içeren mektubu gündem olmaya devam ediyor. İkinci bir mektuptan bahsediliyor şimdi. Pazar akşamı, Fransa’da neo-faşist olarak bilinen Valeurs actuelles dergisi, yeni bir mektup yayınladı. Özellikle banliyölerde yabancıları hedef alan mektuba destek sunan dergi, askerlerin çıkışının haklı olduğunu savunuyor. Bu nedenle konuya dair tartışmalar yeniden alevlendi.

İlk mektup 21 Nisan’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a hitaben yazılmıştı ve Fransa’nın sözde “İslamileşmesini” durdurmak için Macron’un harekete geçmesini talep ediyordu. Mektupta özellikle “bir patlamaya ve aktif görevdeki silah arkadaşlarımızın medeniyetimizin değerlerini korumak ve ulusal topraklardaki yurttaşlarımızı korumak için tehlikeli bir göreve müdahalesine” yol açacağını ifadeleri kullanılarak sorumluluğa çağrılıyordu.

İkinci mektubun muhatabı yeniden Macron ve hükümet. 9 Mayıs tarihli yayınlanan çağrıda bu kez, “Evet, üstlerimiz mektuplarının içeriğinde bütünüyle haklılar. Şehirlerimizde ve kasabalarımızda şiddet olayları görebiliriz. Kamusal alanda, kamusal tartışmalarda toplulukçuluğun arttığını görüyoruz. Fransa’ya ve onun tarihine duyulan nefretin olağan hale geldiğini görüyoruz. Evet, iç savaş çıkarsa ordu kendi topraklarında düzeni koruyacak, çünkü bunu yapması istenecek. İç savaşın tanımı bile budur. Hiç kimse böylesine korkunç bir durumu arzu edemez, ne üstlerimiz ne de biz ama evet, yine, Fransa’da iç savaş hazırlanıyor ve siz bunu çok iyi biliyorsunuz.” ifadeleri kullanılıyor. İmzacı sayısı artan mektuplar, Fransız ordusu içerisinde neo-faşist çevrelerin örgütlenme sürecine de işaret ediyor. Mektubu yayınlayan Valeur dergisi 17 Nisan’da aşırı sağcı Philippe de Villiers, “Bir isyan çağrısı yapıyorum” başlıklı çağrısını yayınlamış ve pandemiden dahi işçi ve emekçileri suçlamıştı. Ardından 21 Nisan askerlerin çağrısı ve devamında 9 Nisan’da yeni bir çağrı birbirini izledi.

“Banliyölerimizin terk edildiğini, suç yuvası olduğunu gördük. Fransa’nın hiçbir şey ifade etmediği sayısız dini topluluk tarafından istismar edilme girişimlerine maruz kaldık.” diyen Askerler Macron’u hain olmakla suçluyor. Buna karşı neredeyse tüm siyasetçilerin gündemine giren konu Macron tarafından sessizlikle karşılanıyor.

Boyun Eğmeyen Fransa lideri Jean-Luc Mélenchon ise, 9 Mayıs mektubunu, orduyu “böldüğü” ve bu kez imzacıların isimleri yayınlanmadığı için “korkaklar” diye eleştirirken, “ordunun gücü, bütünlüğünden gelir. Bütünlüğünü koruması için yalnızca saflarındaki siyasi anlaşmazlıkları değil, aynı zamanda askerleri halka karşı dönmeye davet eden bölücü görüşleri de yasaklamalıyız.” ifadelerini kullanıyor. Ne acıdır ki Mélenchon bunu da sol adına söylüyor. 

Bu tür yorumlar, özellikle pandeminin ortasında, önümüzdeki Haziran sonunda gerçekleşecek İle Meclisleri seçimleri öncesinde geliyor. Söz konusu süreç üzerinden Le Pen ırkçı eğilimleri beslemeye çalışırken, diğer partilerde farklı biçimlerde sürecin kaymağını yemeye çalışıyor. Son yıllarda polis ve askere kentlerde verilen yetki, “küresel güvenlik“ yasası, “bölücülük karşıtı“ yasa vb ile giderek askeri ve otoriter bir yönetim biçimi tehlikesi daha da güçlenirken, Fransa’da birbiri ardına gelen bu mektup furyası, önümüzdeki dönemde daha sert yasa ve yönetmeliklerin devreye gireceğine işaret ediyor. Hükümeti eleştirmek adına konuşan sol ise önermeleriyle seçim sürecinin basıncıyla daha da sağ bir zeminden duruma dahil olurken, üzerinde siyaset yürütülen işin bedelini fazlasıyla ödeyecek olan göçmenler ise sessizliğini korumaya devam ediyor!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.