Berlin'de Kürt perspektifleri
Dersim DAĞDEVİREN yazdı —
- Siyasetçiler üzerindeki baskıyı artırmamız, kararlı olmamız ve Kürt perspektiflerinin sadece yerel ya da bölgesel değil, aynı zamanda küresel çözümler sunduğunu açıkça ortaya koymamız gerekiyor.
1 ve 2 Mart 2024 tarihlerinde Berlin'de "Dünyayı Yeniden Düşünmek: Zorluklar, Geçişler ve Kürt Perspektifleri" başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferans, Kürt Akademisyenler Ağı Kurd-Akad ve Kürt Kamuoyu Bilgilendirme Merkezi Civaka Azad tarafından organize edildi.
Konferansın amacı, Ortadoğu'daki geniş kapsamlı çatışmaları akademi, siyaset ve sivil toplumdan uzmanlarla birlikte analiz etmek ve hem uluslararası etkilerini hem de ilgili aktörlerin farklı çıkar ve perspektiflerini ele almaktı. Ayrıca bölgenin kendi içindeki dönüşüm potansiyelini ve perspektiflerini analiz etmek de amaçlanmıştır.
Katılımcıların çoğunluğunu Kürtler oluşturdu. Bu durumdan birçok sonuç çıkarmak mümkün. Kürtler kendilerini aktör olarak görmekte ve dönüşüm süreçlerinin ve perspektiflerinin tartışılmasına ve şekillendirilmesine katılmak istemektedirler. Böyle bir konferansın neredeyse on yıl aradan sonra tekrar Berlin'de düzenleniyor olması da insanlarımız üzerinde olumlu bir etki yarattı.
Ancak, karar alıcıların ve siyasetçilerin neden konferanstan uzak durdukları veya konuşmacı olarak katılımlarını kısa sürede iptal ettikleri sorusu detaylı bir şekilde incelenmelidir. Örneğin feminist dış politika yaptıklarını ısrarla vurgulayan Dışişleri Bakanlığı bir yetkili gönder(e)medi. Bu arada ilginç bir noktayı da belirtmek gerekir: Bakanlıkta feminist dış politika konusunda sorumlu devlet bakanı erkektir. Siyasetçilerin/kurumların tavrı sadece belirli Kürt kurumlarına olan mesafe, konunun hassasiyeti ve Almanya'daki Türk aktörler ve devletlerarası Türk-Alman ilişkileri üzerindeki olası etkileri temelinde gerekçelendirmek, sorunun çok yönlülüğünün hakkını vermemektedir. Bu noktada özeleştiri yapmak kesinlikle yerinde olacaktır. Rojava'da İŞİD'e karşı elde edilen zafere karşı siyasetin ve sivil toplumun bu direniş ve başarıya verdiği olumlu tepki - PKK'nın yeniden değerlendirilmesi çağrısı dahil -, bizlerde güven hissi yaratmıştır. Süreklilik ve kalıcılık konusundaki zayıflıklar, temaslarımızı sürdüremediğimiz veya genişletemediğimiz anlamına geliyordu. Bu andan/noktadan uzun vadeli siyasi sonuçlar elde etmek için gerekli çalışmalar yapmadık.
Siyasetçiler üzerindeki baskıyı artırmamız, kararlı olmamız ve Kürt perspektiflerinin sadece yerel ya da bölgesel değil, aynı zamanda küresel çözümler sunduğunu açıkça ortaya koymamız gerekiyor. Demokratik, ekolojik ve cinsiyet eşitlikçi toplumlar, iktidarın ve ulus devletin ötesinde mümkündür.
Konferans panelistlerinin cinsiyet dağılımı özellikle olumludur: 12 kadın, 6 erkek. Türk-Alman ilişkileri ve bu eksende Kürtler gibi olumsuz ya da hegemonik bağı olan konulardaki konuşmacıların çoğunluğunu erkekler oluştururken, "3. Dünya Savaşı mı? Değerlendirmeler ve Senaryolar" ve "Farklı Bir Dünya Düzeni: Yeni Dürtüler ve Perspektifler" başlıklı forumların konuşmacıları sadece kadınlardı. Bu da Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın da ifade ettiği gibi gösteriyor ki, bu çağ kadınların devrim çağı. Kadınlar tarihi ve bugünü analiz ediyor ve geleceği üretiyorlar.
Berlin'e bakacak olursak, gelecek bu ve benzeri konferansları sürdürmeyi, siyasetçilere ve politika yapıcılara ısrarla yaklaşmayı ve Kürt perspektiflerini yaymayı emrediyor.