Diplomasi alanında kadınsız Öcalan'a özgürlük podyumları

Dersim DAĞDEVİREN yazdı —

  • Eleştirilere kadınların sorunlu olduğunu söyleyerek yanıt veren herkes sorunun bir parçası, hatta sorunun kendisidir. Bu konuda acilen paradigmaya dönük tekrar bir yoğunlaşma gereklidir.

Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ve Kürt sorununa siyasi bir çözüm için 10 Ekim'de başlatılan uluslararası kampanya çerçevesinde parlamentolarda ve üniversitelerde de çok sayıda etkinlik düzenleniyor. Bu son derece önemlidir. 

İlerici işleyişe sahip parlamentolar, demokratik bir toplumsal yapı/düzen için elzem olan siyaset merkezleridir. Sayın Öcalan'ın kendisi de Kürt sorununun siyasi çözümü açısından parlamentonun önemine sürekli vurgu yapmıştır. 

Üniversiteler de Sayın Öcalan ve Kürt sorununa siyasi çözüm bağlamında merkezi bir rol oynamaktadır. Buradaki akademik tartışmalar da giderek araştırma ve öğretimin sömürgesizleştirilmesine odaklanmaktadır. Bu bağlamda, antikolonyal ve ataerkillik karşıtı mücadelelerin yanında epistemolojik ve siyasi bir konumlanma merkezi bir öneme sahiptir. Ne de olsa sömürge karşıtı teorilerin kökleri ve temel dayanakları tam da buradadır ve nihayetinde yaşam koşullarını değiştirmekle ilgilidir.

Sayın Öcalan tarafından sunulan demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmada tam da bu değişimleri bulmak mümkün. Özellikle üçüncü husus demokratik bir ulus ve toplum için temel önkoşuldur. Bu konu 1980'lerde Özgürlük Hareketi içerisinde yürütülen tartışmalara hakim olmuştur. Kadınlar antikolonyal direnişte eşit savaşçılar olmayı talep ettiler. 1990'larda devrimin anlamı üzerine yürütülen tartışmalar da kadınların devrimdeki ve toplumun özgürleşmesindeki rolü sorusuna odaklandı.

Bu nedenle, başlangıçta bahsedilen kampanya kapsamında parlamentolarda ve üniversitelerde düzenlenen konferanslarda konuşmacıların sadece erkeklerden oluşması kabul edilemez ve sorgulanmalıdır. Özellikle diplomasi çalışmalarında her zaman pozitif açıdan vurgusu yapılan ve hatta vazgeçilmez olarak sunulan İtalya ve İspanya'da bu tür görüntüler ile son zamanlarda sıkça karşılaşmak mümkündür. Kadınlar sırf moderatördür. Roma'daki Jin, Jiyan, Azadî konferansı gibi kadın konferansları bu açığı kapatmaya yetmiyor. Bu tür etkinlikler ek olarak elbette yapılır. 

Açıkça ifade etmeliyiz: Biz kadınlar moderatörlükten daha fazlasını yapabiliriz. Geçmişin ve bugünün analizleri ve geleceğe yönelik vizyonlar konusunda net bir bakış açısına sahibiz. Burada acil bir değişime ihtiyaç vardır. Eleştirilere kadınların sorunlu olduğunu söyleyerek yanıt veren herkes sorunun bir parçası, hatta sorunun kendisidir. Bu konuda acilen paradigmaya dönük tekrar bir yoğunlaşma gereklidir. Koordinasyondaki arkadaşların da çok daha fazla duyarlı olması gerekir. Sırf erkeklerden oluşan ve kendi yapısı tarafından organize edilen podyumlardan uzak durmalıdırlar. Hareketin ve Sayın Öcalan'ın ilkelerine uygun olarak kadınların temsilini sağlayacak mekanizmalar derhal işleve koyulmalıdır. Eğer burada bir değişiklik yaratılmazsa, koordinasyon da sorunun bir parçası demektir.   

Son zamanlarda, en son Aralık ayında Avrupa Parlamentosu'nda ve Mart ayının başında Berlin'de olmak üzere, değişimin mümkün olduğunu gösteren bazı konferanslar düzenlenmiştir. Ancak kadınlara alan açmak / hak ettikleri yeri vermek bazı kadınların bireysel çabalarına bağlı olmamalıdır. Hepimiz, kadınlar ve erkekler olarak yan yana durmak zorundayız. Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm, demokratik bir ulus ve özgür bir toplum ancak bu şekilde mümkün olabilir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.