Can pazarının adresi bu kez Calais!

• İngiltere olmak üzere, diğer  ülkeler ise sınırlarını göçmenlere kapatmak için resmi ya da gayri resmi tüm uygulamaları devreye sokmuş durumda.

 

Soğuk havaların kendini hissettirmeye başladığı bir dönemde, Çarşamba günü Fransa’nın Calais açıklarında, çok sayıda cansız beden suyun yüzeyine çıktı. Birleşik Krallık bağlantılı olduğu ifade edilen son göçmen ölümlerin nedeni ile ilgili bölgede kano satışları, özel izne tabi tutuldu.

İçişleri Bakanlığı'ndan Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bir tekneyle kanalı geçerek Birleşik Krallık'a ulaşmaya çalışırken, en az 27 kişinin Calais (Pas de-Calais) açıklarında denizde ölü bulunduğu belirtildi.

Söz konusu göçmen ölümlerinin nedeni ise basına ismini açıklamayan bir İngiliz yetkilinin verdiği bilgiye göre, Birleşik Krallık sınır kuvvetleri personeli.

Söz konusu personelin, tekneleri kendi sularından uzaklaştırma stratejisini devreye soktuğu ve Fransa’dan ülkeye kaçak girmeye çalışan göçmenlerin ise bu nedenle geri dönüş yolunda ölmüş olduğu tahmin ediliyor.

Oysa Fransa ve İngiltere, Temmuz ayında Manş denizi üzerinden yasadışı geçişleri önlemek için daha fazla güvenlik görevlisi görevlendirme ve gerekli üst düzey radarlar için daha fazla yatırım yapılması konusunda anlaşmıştı.

Söz konusu anlaşmanın ömrü pek uzun sürmedi. Birleşik Krallık’ın Fransa ile yaşadığı balıkçı krizinin ardından aldığı karar doğrultusunda, özellikle göçmenleri taşıdığını düşündüğü tekneler için geri itme taktiğini devreye sokmuş ve bu taktiğin yasal çerçevesini çizmek için ise çalışma başlatmıştı.

Eylül başında İngiliz basınına yansıyan bilgilere göre, İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, Fransız mevkidaşı Gerald Darmanin ile konuya dair bir görüşme yapmış ve Fransa’dan gelen küçük botları önlemenin "öncelikli hedefi olduğunu" belirtmişti.

Özellikle Ağustos sonunda Londra’nın kaçak göç’ü önlemek için ayırdığı 75 milyon dolarlık fonu askıya aldığını açıklamasının ardından, bölgede göçmen krizinin daha ağır sonuçlarının yaşanacağı belirtiliyordu.

Çünkü Birleşik Krallık sınırlarına girişlerin çoğu teknelerle Fransa üzerinden gerçekleşiyor. Birleşik Krallık ve Fransa ortak sularında yapılan göçmen denetimlerinin ödemeleri ise her iki ülkenin ayırdığı fonlarla sağlanmakta.

Bu nedenle Fransa İçişleri Bakanı Darmanin, İngiltere’nin Fransız sahil devriyelerine ödemek için ayırdığı fonla ilgili taahhütlerine ve deniz hukukuna saygı göstermesi gerektiğini söylemişti.

Darmanin, ülkesinin mali şantaj ve deniz hukukuna aykırı eylemlere boyun eğmeyecekleri açıklamasında bulunurken, tepkilerin üzerine İngiliz bakan ise “tekneleri Fransız kıyılarına geri döndürmek tehlikeli olur. Denizde insan yaşamının korunması, göç ve milliyetçi politikaların çok daha ötesinde öncelikli bir konu.” ifadelerini kullanmıştı.

İngiliz ve Fransız gerilimi tırmanırken ve İngiltere’ye Manş Denizi üzerinden sadece 2021 yılında küçük teknelerle geçmeye çalışanların sayısının 13 bini bulduğu tahmin edilirken, Fransa kendi ülkesinde istemediği göçmenlerin, sınır ülkelere gidişinin önünü açmakta ısrarlı.

Aynı şekilde başta İngiltere olmak üzere, diğer sınır ülkeler ise sınırlarını göçmenlere kapatmak için resmi, ya da gayri resmi tüm uygulamaları devreye sokmuş durumda.

Geriye ise su yüzeyinde kalan boş kanolar ve adı bile tespit edilemeyen göçmenlerin cesetleri kalmaya devam ediyor!