Çocukların gülüşü artık solmasın...

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Korkunç bir şey. Bu işin adı sapıklık. Yaşananlar için hangi kınama cümlesini kursak yetersiz. Bir sistemin yarattıklarını 6 yaşındaki bir çocuk, yetişkinlik evresine kadar bütün hücreleriyle yaşıyor.
  • Genç bir kızı katledenin hangi ülkeden ve ırktan olmasının anlamı yok. Erkek şiddeti karşısında hayattan koparılmış gencecik bir insandan bahs ediyoruz.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü eylemlerinde şiddete karşı eylem yapan kadınlara polis şiddet uyguladı, ardından yüzlerce kadın gözaltına alındı.

Hemen akabinde Kürt kadın hareketine yönelik gözaltı operasyonları düzenlendi.

Kadına yönelik şiddet her alanda korkunç bir şekilde artış gösteriyor. Cezaevlerinde, evlerde, okullarda, sokaklarda kadın şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor. Bu tartışmalar gündemden düşmezken, iktidarın kadın düşmanlığı olabildiğine artarken, bir haber kamuoyunu derinden sarstı. İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı Onursal Başkanı Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını evlendirdiği, 6 yaşından itibaren bir çocuğun nasıl tecavüze uğradığı gün yüzüne çıktı. Boşanma davası olmasaydı belki bu olay da yine gizlenip, bilinmeyenler, duyulmayanlar arasına girecekti.

Korkunç bir şey. Bu işin adı sapıklık. Yaşananlar için hangi kınama cümlesini kursak yetersiz. Bir sistemin yarattıklarını 6 yaşındaki bir çocuk, yetişkinlik evresine kadar bütün hücreleriyle yaşıyor. Çocuk istismarları iktidar tarafından neden açıklanmıyor, belkide en somut örneklerinden biri ortaya çıkan durum. ‘Çocuğun rızası var’ diyen zihniyet olayların üstünü örtmeye devam ediyor. Kimse bu ‘biat – itaat’ sistemini yaratan, cemaat ve tarikatları siyaset, eğitim gibi birçok alanda daha çok söz sahibi yapan, bu düzeni makbul olarak topluma inandırmaya çalışan zihniyeti sorgulamıyor.

Bu tartışmalar yaşanırken Almanya’dan da üzücü bir olay yaşandı.

Almanya’nın Ulm kenti yakınlarında Illerkirchberg kasabasında 14 yaşında Ece Sarıgül bir erkek tarafından bıçaklanarak hayatını kaybetti, aynı anda bıçaklanan 13 yaşındaki arkadaşı da hastanede tedavi altında.

Olayın neden ve nasıl meydana geldiği konusunda henüz kimsenin bilgisi yok.

Hayatının baharında yaşamını yitiren bir kız çocuğu var, biri de hastanede yaşama tutunmaya çalışıyor.

Böyle durumlarda insan ne söyleyeceğini, nasıl değerlendireceğini bilemiyor. Kelimeler yetmiyor. Aile ve toplum acısını yaşarken, diğer taraftan anlamsız tartışmalar kendini tekrarlıyor. Zira öldürenin kimliği üzerinden yine büyük tartışmalar yürütülüyor. Fail mülteci kampında kalan Eritrea’dan gelen bir erkek. Alman basınında bir tartışmadır gidiyor; failin kimliğinin açıklanması nefret söylemlerine neden olduğu için açıklanmalı mı? Ya da aşırı sağcılar yine bir enstrümanla sahneye çıkacaklar mı? Yabancı düşmanlığı patlak verecek mi? Burada da asıl meleye odaklı bir tartışma yürütülmüyor. Etik kaygılara rağmen, asıl tartışılması gereken meseleye bir adım bile yaklaşıldığını söyleyemeyiz. 

Genç bir kızı katledenin hangi ülkeden ve ırktan olmasının anlamı yok. Erkek şiddeti karşısında hayattan koparılmış gencecik bir insandan bahs ediyoruz.

Eğer bir tartışma yürütülecekse bu düzeni yaratan, bu düzeni kollayan, koruyan, insanları topraklarından eden, erkek zihniyeti besleyen sistem üzerinden bir tartışma yürütmek gerekiyor.

Mülteciler üzerinden yürütülen her tartışma gerçek faili görmemizin de önüne geçiyor. Dünya bir savaş girdabına sürükleniyor.

Ortadoğu, Afrika kan gölüne çevrilmiş durumda. Göç dalgası giderek artıyor. Savaş koşulları ve sonrasından yaşananlar yoksulluğu, şiddeti artırıyor. Alman hükümeti, toplumsal barış yerine silaha yatırım yapıyor, silahlı kuvvetlerinin  modernizasyonu için daha fazla bütçe için uğraşıyor, çatışmalı ülkelere silah ticaretine devam ediyor. Pandemi, depremler, sel gibi doğal felaketler ile sarsıldığımız son yıllarda silah ticaretinin artması, örneğin Rheinmetall şirketinin silah siparişlerinin artacağı öngörüsü varılmak istenen hedefi de aslında özetliyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.