Çöktürmenin diğer adı: Türk Tipi Ekonomi Modeli!

Forum Haberleri —

.

.

  • Dövize endeksli TL mevduat hesabı ne demek? Nerden çıktı?

  • Dövize endeksli TL mevduat hesabı daha öncede Türkiye ve farklı ülkelerde kullanılan bir araç. Türkiye’de ilk kez 1960’larda gündeme geldi. 1989’lara kadar birkaç kez denendi ancak enflasyon artışı ve ciddi bir borç yükü yaratarak sonlandırıldı.

  • Büyük finansörler akıllılık edip dolarları bozmuşlar zira bu finansörler Türkiye’nin ekonomik verilerini çok iyi okuyorlarmış! Halk ise bu gelişmeleri okuyamadığı için maalesef çarpılmış! Öyle diyor, sultanın veziri. Demekle kalmıyor, buna inanmamız da istiyor.

Pavin MADA

AKP MHP İttifakı ekonomide yeni taktikler deneyerek seçim ortamını kendi lehine oluşturmaya devam ediyor. Anketlerde ciddi bir düşüş yaşayan ve uyguladığı faşist politika ve uygulamalar ile Kürtlerden oy alması mümkün olmayan ittifak, ekonomik kriz nedeni ile daha da çok düşen oy oranını arttırmak için değişik taktikler deniyor. Bu denemeler kısa vadede ittifak için seçim malzemesi yaratırken orta vadede ise ülkeyi büyük bir borç krizi ve gelir eşitsizliğinde artan uçurum bekliyor.

Geçmiş yıllarda kullanılan ve ciddi bir borç yükü ile terkedilen bazı finansal araçlar, döviz kurunun düşürülmesi için yeniden gündemde.

Faiz oranlarının düşürülmesi, döviz kurlarının yükselmesi, müdahale için Merkez Bankası tarafından döviz satışı ve en son dövize endeksli TL mevduat hesabı paketini içeren "Türk Tipi Ekonomi Modeli" Türkiye’ye ne getirecek?

Yeni Hazine ve Maliye Bakanına göre büyük finansörler Türkiye’de dövizin, faizin ne olacağını görüyor ve ona göre finansal işlemlerini gerçekleştiriyor. Küçük yatırımcılar ise bu işi bilmiyor ve çarpılıyor.

Yapılan son hamle ile artık sadece köprü, havaalanı, yol yatırımları, maden yatırımları ile birkaç yılda zenginleşenlerin yanında, bir gecede dolar yüksek iken bozduran ve devletten dolar kuru için ek ödeme alacak olan bir kesim daha var. Bunlar aynı kişiler elbette. Yani küçük bir zümrenin emirlerine amade bir ittifak şu an devleti yönetiyor.

20 Aralık’ta ne oldu?

20 Aralık 2021 günü dolar kuru 18,50 TL seviyelerine kadar yükseldi. Öncesinde Merkez Bankası, Erdoğan’ın "faiz haramdır düşürüyoruz ve faiz lobisini devre dışı bırakıyoruz" emrini uygulayarak bankalara verdiği paranın faizini %14’lere indirmişti.

Ancak bankaların uyguladığı reel faizler düşüşün aksine artmaya devam etti ve bu politika ile bankalar karlarını daha çok arttırdı.

Faiz politikası ve sonrasında ardı ardına yapılan açıklamalar ile dolar kuru fırladı ve bugüne kadar konuşmayan TOBB, İSO, TÜSİAD gibi farklı işveren örgütlerinin de sesi yükselmeye başladı.

20 Aralık 2021 akşamı yapılan müdahaleler ile de "biz istesek bir gecede doları düşürürüz. Ekonomiyi düzeltecek olan da biziz." değerlendirmeleri ve zafer naraları ana akım medyada hakim oldu.

Medyada peş peşe yapılan açıklamalar sonrasında herkesin dolar bozmaya gittiği aktarıldı. Esas dolar bozanları ise daha sonra Maliye Bakanından öğrendik; büyük finansörler akıllılık edip dolarları bozmuşlar zira bu finansörler Türkiye’nin ekonomik verilerini çok iyi okuyorlarmış! Halk ise bu gelişmeleri okuyamadığı için maalesef çarpılmış! Öyle diyor, sultanın veziri. Demekle kalmıyor, buna inanmamızı da istiyor.

Finansörlere operasyonunun bilgisini veren kim?

Maliye Bakanının kardeşi olmasın? Faizin düşürüleceğini de öncesinden açıklamıştı zaten. Bunun bilgisini de o ve hükümetin çevresindeki dahi! finansörler biliyorlardır elbet.

O gece hükümet elindeki tüm argümanları kullandı. Bir yandan hukuksal altyapısı olmayan kur korumalı TL vadeli mevduat hesabını açıkladı, bir yandan da kamu bankaları aracılığıyla dolar satışı yaparak kuru düşürmeye çalıştı. Tüm bu girişimlerin sonucunda ne oldu? Derseniz:

1. Merkez Bankası politika faizini düşürdükten sonra piyasa faizleri düşmedi hatta tersine artışlar var. Yani "haramdır" denilen faiz oranları dolaylı olarak arttırıldı.

2. Dolar bir gecede 18,50’den 13’lere kadar düştü. Sonrasında peş peşe açıklanan paketler ile 11’in altına düştü. Tüm bu müdahaleler sonucunda bile henüz Kasım 2021 başındaki kur yakalanabilmiş değil.

3. %55’lere kadar çıkan Kasım ayı enflasyon oranları artmaya devam etti. Benzin, motorin, doğalgaz, elektriğe yapılan peş peşe zamlardan sonra aynı gece EPDK yetkilisi dolar düştüğü için "yapacakları yeni zamları" durdurduklarını açıkladı. 24 Aralık’da EPGİS benzin ve motorinde indirim yapılacağını, ancak indirim oranı kadar ÖTV’de artış yapılacağı için fiyatlara yansımayacağını açıkladı. Düşüş olarak görülen bu uygulamalar sürekli artış, her hafta yapılan zamlar sonrasında bir başarı gibi lanse edildi.

Tüm bunların sonucunda;

6,30 TL’den dolar alan hükümet yanlısı kesimler 18,50’den dolar bozup 4-5 ayda kazançlarını 3’e katladı.

Dövizin son aylarca hızla tırmandığını ve hükümetin yaptığı sert açıklamalar ile daha da tırmandıracağını ana akım medyada gören halk, dolara yatırdığı birikimininin en az %50’sini bir gecede kaybetti.

İttifakı kurtaracak paket

Dövize endeksli TL mevduat hesabı ne demek? Nerden çıktı? Türkiye’de banka mevduatlarının %73’ünü dolar mevduatları oluşturuyor. Dolar ile alım satım yapanların yanında, işletmeler, esnaflar, birikimi olanlar vb. herkes parasını dolardan bankaya yatırıyor veya altın ve dolar olarak yastık altı yapıyor.

TL’deki değer kaybı yüzünden TL’ye güvenmiyor. Ama burada doların 6,30 TL’lerde olduğu zamanlarda dolar alan ve devletin uyguladığı politikalar ile 18,50 TL’lere çıkacağını öngören hükümet yanlısı kesimler bu mevduatların büyük çoğunluğuna sahip.

Merkez Bankası ve Maliye Bakanı tarafından bu kesimler ile yapılan toplantılarda, alınacak tüm kararlar hakkında bu kesimlere bilgiler verildi; faizin düşürüleceği, doların bir haftada fırlayacağı aktarıldı.

Bu kesimlerin dolar mevduatını TL’ye çevirme karşılığında talep ettikleri kaybın karşılanması içinde kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı uygulaması geliştirildi. Yani 6,30’dan dolar alarak devletin verdiği garanti ile 18,50 TL’den bozduranların kazandıkları devlet garantisi ile korunmaya alındı ve bu kesimlere "siz paranızı TL’ye çevirin biz de koruyalım" denildi. Tüm bunlar kapalı kapılar ardında paylaşılıp bir gecede uygulamaya konulurken, milyonlarca insan, bir gece önce her kesime ayar veren Cumhurbaşkanının tavrı ile doların daha çok yükseleceğini düşündü ve parasını dolara çevirerek bir gecede tüm birikimini kaybetmekle kalmadı, "finanstan anlamayan" küçük yatırımcı olarak tanımlandı.

Dövize endeksli TL mevduat hesabı daha öncede Türkiye ve farklı ülkelerde kullanılan bir araç. Türkiye’de ilk kez 1960’larda gündeme geldi. 1989’lara kadar birkaç kez denendi ancak enflasyon artışı ve ciddi bir borç yükü yaratarak sonlandırıldı.

Bu uygulamada TL üzerinden bankaya vadeli para yatıranlar bankaların verdiği faizin yanında, dolar kurunda artış olması durumunda aradaki farkı devlet garantisi ile alıyor.

Kimin cebinden çıkıp kimin cebine girecek?

Uygulamadaki esas tartışma alanı da bu. Devlet döviz kuru artışında oluşacak ek ödemeleri nerden ödeyecek? Hazine ve Maliyet Bakanlığı bütçesinden, yani halkın vergilerinden. Yani bankalara para yatıranlar, döviz kuru karşısında halkın vergileri ile korunacak. peki, bu ne demek? Bu şu demek: Karşımız da parası olanı koruyan ve bunu da halkın vergileri ile yapan bir devlet var, demek…

Diğer bir önemli soru da bunun hukuki zeminin olup olmadığı. Hali hazırda açıklanan tüm uygulamalar için henüz bir düzenleme yok. Bu da alınan yeni kararların kapalı kapılar ardında bir günde alındığını gösteriyor.

Seçime giderken ilk kurtarılacaklar

Erken seçim tartışmalarının arttığı bir dönemde hükümet, seçimlerin zamanında yapılacağını belirtse de, kapalı kapılar arkasında seçim hazırlığında olduğu bilinen bir gerçek.

Geliştirilen anti demokratik, faşist politikalar ve her kuruma sinmiş MHP kadroları ile hükümetin mevcut söylemlerinden dönmesi mümkün değil.

Aynı şekilde ekonomi alanında palazlandırdığı ve zenginleştirdiği çevrelerin taleplerini ve kendi parasını düşünmeden ekonomik alanda da adım atmaz. Zira tüm ekonomik adımlarda esas öncelik bu.

Köprüler, yollar, şehir hastaneleri ile yolcu, hasta garantisi verdiği müteahhitler ve şimdi elindeki dövizi bozdurarak bankaya yatıranların korunması lazım.

Bunun yanında kısa dönemde yaratılacak yeni koşullar ile seçim için avantaj sağlanacak. Sonrasında ülke batmış kimin umurunda. Zaten paralarını garanti altına almış durumdalar. Kaybetseler de yeni gelecek hükümet bunu ödemek zorunda. Tıpkı geçmiş dönemlerde yapıldığı gibi.

Seçimde ilk kurtarılacaklar, yapılan hamleler ile koruma altına alınmış durumda. Döviz kuru da belirli bir seviyeye çekildiği için yeni yılda enflasyonun kısa vadede düşürüleceği söyleniyor. Zaten TÜİK’in düşük bir enflasyon rakamı açıklayacağını öngörmek zor değil. Aynı zamanda asgari ücrette sağlanan artış ile yeni zamların karşılanması mümkün. Tüm bu hamleler ile AKP’nin ve ortağının zenginleştirdiği kesimler korundu ve AKP’ye oy vermekten vazgeçmeyen, sadaka kültürüne biat eden, asgari ücret ile yaşamlarını sürdüren sadık kesime ana akım medya üzerinden olumlu mesajlar verildi.

Peki ya muhalefet?

Tüm bu gelişmelerden sonra nasıl argümanlar üretecek ve bu ekonomik hamleleri halka nasıl anlatacak? Her gün yeni bir krize uyanan, bir krizi başka bir kriz ile unutturan Türkiye’de bu hamlelerin gelecek riskleri halka nasıl anlatılacak?

Devletin başındakiler bırakın geleceği, artık iki gün sonra batacakmış gibi her şeyi kendi hesaplarına geçirmeye çalışıyor. Bunun için hukuk, medya, tüm kurumlar hizmetlerinde.

Toplumsal refleks göstermediğimiz, halka dokunarak örgütlü mücadeleyi büyütmediğimiz sürece bu da mı oldu? dediğimiz yeni bir güne daha uyanacağız ne yazık ki…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.