Devrim beni içine çekti

Kadın Haberleri —

.

.

  • Kobanê direnişinden etkilenerek Rojava’ya gelen enternasyonalist Nûjîn Derya, “Burada hayal ettiğimden fazlasını gördüm. Özgür yaşam tohumlarının yayılarak, kadınların ve dünya halklarının demokratik konfederalizmi inşa etmesi yakındır” dedi. 

CÎHAN BÎLGÎN
ANHA/QAMIŞLO

Direnişi ve kadın eksenli oluşturduğu sistemle dünyada büyük heyecan yaratan Rojava, enternasyonalist kadınlara ev sahipliği yapıyor. Kadınlar öncülüğünde kurulan eşitliğe ve özgürlüğe dayalı yaşamın somutlaşmasına, kolektivizme dayalı yaşamın uzak bir gelecekte kurulacak bir düş olmaktan çıkmasına tanıklık etmek ve sürecin inşasıcı olmak için 4 yıl önce bölgeye gelen Nûjîn Derya da bunlardan biri. 

Hayallerinden biri devrimci mücadeleyi kendi topraklarına taşımak. Bu nedenle bilginin inşa edildiği yer olan Andrea Wolf Enstitüsü Jineloji Akademisi’nde yer alıyor. Bu enstitü, 2018 yılı Kasım ayında kuruldu. 

Mücadelesi hep yarım kaldı

Nûjîn, kendi ülkesinde mücadelede hep eksik kaldığını belirterek, Kuzey ve Doğu Suriye’ye eksiklerini gidermek için geldiğini ifade ediyor. Birçok enternasyonalist gibi devrimi deneyimlemek için özerk, toplumsal ve bilimsel çalışmalara katılmak istiyor.

Daha önce ülkesinde kapitalist sisteme karşı ekolojist, anarşist ve feminist gruplar içerisinde mücadele etmiş fakat mücadelenin hep yarım kaldığını farketmiş. Arayış içerisine girdiği esnada Kürt Halk Önderi Öcalan’ın fikirleriyle tanışmış.

Kobanê direnişinin görkemli etkisinden dolayı buraya gelmeye karar vermiş. “Buradaki devrim beni içine çekti. Bir yıl kalmak için geldim ama bu devrime aşık oldum” diyen Nûjîn, Kürtçeyi de yavaş yavaş öğrendiğini belirtiyor. 

Burada toplumsal devrim var

Almanya’da da çok farklı mücadele kanalları ve kadın örgütlerinin olduğunu ancak devlet bürokrasisi ve kapitalizmin baskısı altında kaldıkları için proje üretemediklerini ifade eden Nûjîn, “Rojava’da ise kadınlar kooperatif, komün, meclis, akademi ve özsavunma gibi alanlar başta olmak üzere her alanda örgütlü. Yaşamın her alanında alternatifler inşa ediliyor. İnsan bundan etkileniyor. Burada toplumsal bir devrim var. Bu farklı bir güç ve mücadele” diyerek farkı ortaya koyuyor. Almanya ve Rojava’da edinilen tecrübeler arasında derin ilişki kurulmasının önemine değinirken, burada “Özgür yaşam tohumlarının yayılması ile kadınların ve dünya halklarının demokratik konfederalizmi inşa etmesi yakındır” diyor. 

Önemli olan değişime öncülük etmek

Nûjîn, Rojava’ya ilişkin gözlemlerini ise “Burada hayal ettiğimden daha fazla şey gördüm. Birçok şey deneniyor. Devrim sürecinde eksik kalınan noktalar tespit ediliyor ve tamamlanıyor. Yeni bir sistemin inşası için birçok engel ile karşılaşıldı, çünkü herkes eski sistemle büyümüş. Bu sisteme ve değişime alışmaları biraz zaman alacak. Önemli olan devrim düşüncesi ile değişime öncü olmaktır. En zor zamanlarda çözüm üretmek, değerlendirmek, denemek ve tamamlamak çok önemlidir” diyerek aktarıyor. 

Andrea Wolf Enstitüsü’nde her ulustan kadınlar var

İçinde yer aldığı Andrea Wolf Enstitüsü çalışmalarını da değerlendiren Nûjîn Derya, “Jineolojiyi bir yöntem ve düşünce sistemi olarak yaşamda ele almak istiyoruz. Buradaki İspanyol arkadaşlar İspanyolca bir kitap çıkardılar. Ermenice de bir kitap çıkarıldı. Burada dünyanın farklı yerlerinden gelen kadınlarla bir arada yaşıyoruz. Buradaki tecrübeleri diğer dünya kadınlarına aktarmak istiyoruz. Çünkü birçok kişi Rojava Devrimi’ni merak ediyor. Bu tecrübelerin ışığında dünya kadınları için bir örgütlenmeye gidebiliriz. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlar ve diğer ülke kadınları bunun mümkün olduğunu gördü. Diğer devrimlerden ayırt edici özelliği, kadın örgütlülüğüdür ” ifadelerini kullandı.

‘Bu devrimi koruyacağız’

Rojava Devrimi’nin sürekli saldırılara maruz kaldığını ve bunun herkesin dikkatini çektiğini belirten Nûjîn, şunların altını çiziyor: Devrimi boğmak isteyenler gerici zihniyeti ön plana çıkarıyor. Hem coğrafik hem zihniyet anlamında devrimi sıkıştırmak istiyorlar. Yeni bölgelerin işgal hazırlığı var. Özel savaş yöntemlerini devreye sokuyorlar. En büyük direniş, devrimin değerlerine sahip çıkmaktır. Bu da kadın örgütlenmesi ile olur. Nasıl ki Önder Abdullah Öcalan tecritte ise düşman Kuzey ve Doğu Suriye’nin de etrafını ekonomik, siyasi, askeri olarak tecride almak istiyor. Bu durumun gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Devrim tecride alınamaz. Kadınlar olarak birlikte direneceğiz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.