• “Aysel Tuğluk’a Özgürlük için 1000 Kadın” kampanyası devam ediyor. 50’den fazla ülkeden 6 binden fazla kadın, Aysel ve hasta tutsaklar için adalet çağrısında bulunuyor. 
• İsveç Milletvekili Amineh Kakabaveh de Aysel Tuğluk’un durumunu parlamento gündemine taşıdı ve Dışişleri Bakanı Ann Linde, “AB’yi harekete geçirmek için ne yapıyorsunuz” diye sordu. 

DENİZ YILDIZ

"Aysel Tuğluk'a Özgürlük için 1000 Kadın" kampanyası yayılarak devam ediyor. Almanya’dan Brezilya’ya, Çekya’dan Gana’ya, Hindistan’dan Jamaika’ya, Küba’dan Romanya’ya kadar 52 ülkeden 6 bin kadın, Aysel Tuğluk’un serbest bırakılarak tedavi edilmesini istiyor. 

Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Aysel Tuğluk 5 yıldır rehin tutuluyor. Tuğluk’a Özgürlük Kampanyası’na katılan kadınlar, Tuğluk’un sağlığına dair yetkili kurumların hazırladığı “cezaevinde kalamaz” raporlarının dikkate alınmasını talep ediyor. 

Bakanlığa verilecek

Kadınlar, “Biz hayatın ve mücadelenin her alanından binlerce kadın, Aysel Tuğluk’a ve tüm hasta tutsaklara bir an önce adalet istiyoruz” diyor. Toplanan imzalar, Türk Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na teslim edilecek. 

Aysel Tuğluk ile dayanışma mesaj ve eylemleri artarken, kadınlar geçtiğimiz Pazartesi günü “Aysel Tuğluk için 1000 kart” etkinliğine de başladı. Birçok kentten kadınlar Tuğluk’a dayanışma kartları yolladı. 

Kampanya nasıl başladı?

Kampanya yürütücülerinden Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası (EV-EKSEN) Genel Başkanı Gülsüm Nazlıoğlu, Ocak ayının ilk günlerinde start alan kampanyaya ilişkin gazetemize konuştu. Çok sayıda kadın örgütü ve aktivistin bir araya gelerek kampanyayı başlattığını ifade eden Nazlıoğlu, “Kampanya bir kadın toplantısında ortaya çıktı. Burada bir araya gelen kadın örgütleri, bir çağrı yapmak istedik. Yaptığımız tartışmalar sonucunda Aysel Tuğluk’a özgürlük kampanyasıyla yolumuza devam etmek istedik. Tabii biliyoruz Aysel Tuğluk tek değil. Birçok hasta tutsak var. Aysel, 1990’lardan itibaren siyaset içinde olan bir kadın yoldaşımız. Onun üzerinden nasıl bir mesaj verilmek istendiğini de biliyoruz. Hastalığı akut duruma geçince Aysel Tuğluk’a özgürlük için bir araya geldik” dedi. 

1.5 günde hedefe ulaşıldı

Hedeflerinin bin kadından imza toplamak olduğunu ama bunu fazlasıyla aştıklarını kaydeden Nazlıoğlu, “Bin kadın imzasını bir buçuk günde topladık. İmzalar hızla çoğalıyor. 52 ülkeden kadınlarla iletişim halindeyiz. 52 ülkeden imza toplanmış durumda” dedi. Ayrıca sosyal medya üzerinden de kampanyanın sürdürüldüğünü belirten Nazlıoğlu, 17 Ocak’tan itibaren ise Aysel Tuğluk ile dayanışma kartlarının gönderilmeye başlandığını söyledi. 

Zaman aleyhimize işliyor

“Bin kadın Aysel Tuğluk’a kart gönderecek” diyen Nazlıoğlu, kadın avukatların da Aysel Tuğluk’u yalnız bırakmayacağını, her fırsatta ziyaret edeceğini, ardından kamuoyunu bilgilendirici açıklamalar yapacaklarını kaydetti. “Zaman aleyhimize işliyor” diyen Nazlıoğlu, “Her saniye ve dakika bizim için çok önemli” diye ekledi. 

Aysel’e moral verecek

“Aysel Tuğluk’un bu çalışmalardan güç aldığını biliyoruz” diyen Nazlıoğlu, “Kart göndererek de onunla olduğumuzu  göstermenin, Aysel’i psikolojik olarak ayakta tutacağına inanıyoruz” dedi. Avukatların verdiği bilgilerin de bu minvalde olduğunu kaydeden Nazlıoğlu, “Kadınlar Aysel ve tüm hasta tutsakların yanında” dedi. 

İmzalar bakanlıklara gönderilecek

Nazlıoğlu, toplanan imzaların Türk sağlık ve adalet bakanlıklarına verileceğini de söyledi. 

Taleplerinin Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutsakların tahliye edilmesi ve tedavi koşullarının sağlanması olduğunu ifade eden Nazlıoğlu, kampanyayı büyütmek için tüm kadınlara da dayanışma çağrısında bulundu. 

Tuğluk için ne yapacaksınız?

İsveç Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh de Aysel Tuğluk ve diğer tutuklu Kürt siyasetçilerin durumunu parlamento gündemine taşıdı ve Dışişleri Bakanı Ann Linde’ye, “AB’yi harekete geçirmek için ne yapıyorsunuz” diye sordu. 

Tuğluk’un annesinin cenazesine yönelik saldırı ardından demans  hastalığının ilerlediğine dikkat çeken Kakabaveh, durumunun giderek kötüleştiğini, ciddi hafıza kaybı yaşadığını ve yakınlarını dahi tanımakta zorlandığını kaydetti. “Hapishanelerde mahpusların insan haklarına aykırı muameleye tabi tutulduğu iyi biliniyor” diyen Kakabaveh, Vedat Erkmen, Halil Güneş, İlyas Demir, Abdülrezzak Şuyur ve Garibe Gezer’in isimlerini sıralayarak, cezaevlerinde son dönemde yaşamını yitiren tutsaklara dikkat çekti.

AB ikna edilmeli

“Türk hukuk sisteminin insan haklarına aykırı bir şekilde işlediği ve hapishanelerdeki koşulların insan haklarını ihlal ettiği açıktır” diyen Kakabaveh, “İsveç hükümeti bunu dikkate alarak AB'yi de bu konuda adım atmaya ikna etmelidir” dedi. 

Kakabaveh, Dışişleri Bakanı Ann Linde’ye şu soruyu yöneltti: “Dışişleri Bakanlığı, Türk rejimini, siyasi mahpusları, HDP mensuplarını, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Aysel Tuğluk ve Gülten Kışanak gibi seçilmiş siyasetçileri serbest bırakmaya, genel olarak hukukun üstünlüğüne riayet edilmesi özel olarak ise ülke hapishanelerinde insan haklarına saygı duyulmasına ikna etmek için AB'yi harekete geçirme konusunda ne yapmaktadır?”

Tuğluk için BM’ye ‘acil müdahale’ çağrısı

Türkiye ve dünyadan 43 baro, hukuk ve insan hakları örgütü, cezaevinde hafıza kaybı yaşadığı açıklanan ve 28 Aralık 2016’dan beri Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna dikkati çekmek için Birleşmiş Milletler (BM) çalışma grupları ve raportörlerine “acil müdahale” istemli mektup gönderdi.

Hukuk ve insan hakları kurumlarının hazırladığı mektup, BM İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Özel Raportörü, Hakimlerin ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü, İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü, Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, Fiziksel ve Zihinsel Sağlık Konusunda Özel Raportör ve Azınlık Hakları Özel Raportörü’ne gönderildi.

 Durumu hızla kötüleşiyor

 Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan diğer hak ihlallerine dair bilgilerin de yer aldığı mektupta özel olarak ciddi hastalığına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilen eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un durumuna dikkat çekildi. Tuğluk’un sağlık durumunun Demans tanısı konulmasından sonra hızla kötüleştiğine vurgu yapılan mektupta, “Aysel Tuğluk’un bu ciddi sağlık sorunlarına rağmen mevcut hapishane koşullarında ve Covid-19 salgını sırasında hapishanede tutulmaya devam edilmesi yetkili makamların iç hukuka ve uluslararası standartlara uygun davranmadığını göstermektedir” denildi.

 Derhal serbest bırakılmalı

 Tuğluk’a karşı sürdürülen hak ihlallerine karşı acil müdahalede bulunulması istenen mektupta, şu ifadeler yer aldı: “Çok ciddi hastalığına rağmen cezaevinde tutulmaya devam eden Aysel Tuğluk’un ve benzer durumdaki diğer tutuklu ve hükümlülerin derhal salıverilmesi, tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişim haklarıyla ilgili endişelerin dile getirilmesini, yeterli sayıda tıbbi görevlinin işlerini müdahalelere maruz kalmadan özgürce yürütebilmesinin sağlanmasını, Türk Hükümeti’nin cezaevlerine ziyaret ve denetim için bu konuda uzman insan hakları örgütlerine ve hükümet dışı örgütlere izin vermesinin sağlanmasını talep ediyoruz.”