Faşizmle yüzleşme zamanıdır

Forum Haberleri —

.

.

  • Erdoğan tehlikeli olabilir. Gözü dönmüş ve iktidarı için vatandaşlarını öldürtebilir. Faşistler için iktidar her şeyin başında gelir. Ama hiçbir güç halktan üstün değildir. Erdoğan bunun için halktan ve halk hareketlerinden müthiş korkuyor.

Zeki AKIL

Türkiye seçime gidecek mi sorusu ciddi bir kaygı ve belirsizlikle gündeme oturmuş durumda. Oyunun kurallarına göre zamanı gelince partiler yasalar çerçevesinde halkın karşısına çıkarlar ve aldıkları oy oranında temsil edilirler.

Bazen siyasi gelişmeler seçimi erkene aldırabilir. Ancak o da kurallarına göre olur.

Türkiye de işler kurallarına göre yürümüyor. Bu açıdan seçim olacak mı, Erdoğan kaybederse sonucu kabullenecek mi, iç savaş çıkaracak mı, OHAL ilan edecek mi gibi sorular partilerin ve halkın kafasını kurcalıyor.

Aslında Erdoğan bir zamanlar demokrasi konusunda görüşlerini açıklamıştı. Ona göre demokrasi amaçlarına varmak için bir araçtı. Şimdi yaptıkları bu görüşlerinin uygulanmasıdır. Demokrasi adına, seçimler sayesinde iktidara geldi ama geldiği gibi gitmiyor. Gitmemek için ülkeyi kana bulamaya, Suriye ve Irak’ta daha kapsamlı bir savaş çıkarmaya çalışıyor.

Bir süre önce Almanya seçimleri oldu. A. Merkel 14 yıl başbakanlık yaptı. Bir daha aday olmayacağını belirtip seçim sonrası hükümeti yeni koalisyona devretti. Almanya’da herhangi bir gerginlik veya seçime hile karıştırma yaşanmadı.

Erdoğan ise 19 yıldır iktidarda ama gitmemek için ölümüne çalışıyor. Türkiye’yi büyük bir ekonomik krize sürükledi. Ortada hukuk ve kurum bırakmadı. Halkı ve muhalefeti sürekli tehdit ediyor.

On dokuz yıldır bu ülkeyi sanki başkaları yönetiyormuş gibi davranıyor. Yalan ve demagojiyle sürekli sorumluluktan kaçıyor. Basit bir piyon haline getirdiği basınla halkı aldatmaya ve gerçekleri gizlemeye çalışıyor. Şimdi yaptıkları asıl icraat yalan ve kumpasların kitabını yazmaktır.

İstihbaratı, polisi, orduyu ve bürokrasiyi kendisine bağlamış. Bununla da yetinmemiş mafyayla da iç içe geçmiş. Bu da yetmemiş SADAT diye karanlık, paramiliter bir güç örgütlemiş. Muhalefete "sokağa çıkarsanız 15 Temmuz’da olduğu gibi sizi kaçacak yere kovalarız" diyor.

Halbuki sokağa çıkmak anayasal bir haktır. Politika sokaksız ve halksız yapılmaz. Halk sokaklara inecek, yürüyüşler, mitingler ve gösteriler yapacak. Hakkını arayacak, sesini duyuracak ve kendisini örgütleyecek.

Türk anayasası darbelerin ürünü de olsa halka sokağı yasaklamıyor. Dernekler, sendikalar, partiler, aydınlar, akademisyenler, üreticiler sokağa çıkmadan, yasal, anayasal haklarını nasıl savunacaklar, sorunlarını nasıl yansıtacaklar

Seçimden seçime birkaç partinin tekelinde sandığa gitmek dünyanın neresinde demokrasi olarak tanımlanıyor veya kabul görüyor?

Erdoğan ve Bahçeli faşist bloku, Türkiye’nin demokrasi alanındaki bütün kazanımlarının canına okudular. Türk işi cumhurbaşkanlığı sistemine geçmelerine rağmen hiçbir konuda hiçbir sonuç alamadılar. Ülkenin hiçbir sorununu çözemediler. Bütün sorunlar ağırlaştı.

Şimdi bu savrulma ve Kürtlere karşı savaşın faturası ekonomik kriz olarak Türkiye halklarını vurmaya başladı. Dolar adlı başını gitti. İşsizlik arttı, enflasyonda Türkiye dünyanın ilk sıralarına yükseldi. 

Erdoğan bunların hesabını vermekle yükümlü. Olanlar onun ve ortaklarının eseri. Muhalefetle veya dış güçlerle açıklayamazlar.

İstedikleri yasaları çıkardılar, istedikleri kararları aldılar. Türkiye’yi derin ve çoklu bir krize sürüklediler. Gelinen yerde halk bütün yalan ve kumpaslara rağmen Erdoğan ve şürekasının yaptıklarının farkında olduğunu gösteriyor.

Anketlere göre Erdoğan kamuoyu desteğini sürekli kaybediyor. Yapılacak bir seçimde Erdoğan ve ittifaklarının seçilme şansı kalmamış.

Meşruiyetini ve halk desteğini yitirmiş bir hükümetin halkı ve muhalefeti tehdit etmesi ve seçimlerle oynaması kabul edilecek bir durum değildir. Ayrıca Erdoğan dışarıda da teşhir olmuş, ciddiye alınacak bir desteği kalmamış.

ABD, Avrupa ve Arap ülkelerine yaltaklanmasına ve yelkenleri indirmesine rağmen kimseye güven vermiyor. Türkiye tarihinde bir politikacı veya hükümet hiç bu kadar teşhir ve tecrit olmamıştı.

Şimdi asıl sorun muhalefetin ve demokrasi güçlerinin ne yapacağıyla ilgilidir. Atakta ve saldırıda olan Erdoğan karşıtları olmalıdır.

Erdoğan’ın halka ve dünyaya vereceği bir şeyi kalmamıştır. Sadece kötülük ve sorun üretiyor. Ülkeye ve halka daha fazla zarar vermesine izin verilemez.

Devlet, güç, iktidar onda olabilir. Ama onda hak, hukuk, adalet ve moral değerler kalmamıştır. Maddi ve kaba güçle seksen milyonluk bir ülke yönetilemez.

Kaldı ki, Kürt halkının bir duruşu var. Yıllardır dağ taş bombalanıyor. Rojava, Güney işgal ediliyor, katliamlar yapılıyor. Hapishaneler doldurulmuş. Bütün bunlara rağmen Kürtler olağanüstü bir performans sergilediler, büyük bedeller ödediler. Kadın hareketlerini, sendikaları, gençliğin ve çevrecilerin direnişlerini kıramadılar. Türkiye’yi susturamadılar.

Erdoğan iktidarı elinde topladığı oranda halk desteğini yitiriyor. Şimdi serbest bir seçim olsa ortaklarına rağmen asla seçimi kazanamaz.

Erdoğan tehlikeli olabilir. Gözü dönmüş ve iktidarı için vatandaşlarını öldürtebilir. Faşistler için iktidar her şeyin başında gelir. Ama hiçbir güç halktan üstün değildir. Erdoğan bunun için halktan ve halk hareketlerinden müthiş korkuyor.

Son günlerde Kazakistan’da olanlar uykularını kaçırıyor. İran’da halkın Şah’ı nasıl alaşağı ettiğini gördü. Arap halklarının iktidarları nasıl sarstığını ve Hüsnü Mübarekleri süpürdüğünün tanığıdır.

Türkiye’de demokrasi güçleri ve muhalefet olduklarını söyleyenlerin onun bu oyun ve tehditlere pabuç bırakmaması gerekir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.