Garê yaşanırken Şengal cephesinde olanlar

Meral ÇİÇEK yazdı —

  • İşgalci TC ordusunun Garê’de gerilla direnişine çarptığı günlerde, İran’a yakınlığıyla bilinen birçok güç peş peşe Ankara aleyhine açıklama, çağrı ve uyarılarda bulundu. Heşdi Şabi’nin Şengal’e yaklaşık 10 bin kişilik güç kaydırma talimatını alması da ayrı bir gelişme…

Gözlerin TC’nin Garê’ye yönelik işgal operasyonuna çevrildiği günlerde yaşanan bir takım gelişme dikkatlerden kaçmasın. Birinci gelişme, TC’nin Garê’ye saldırı hazırlıklarını tamamladığı sırada Heşdi Şabi’nin Şengal’e yaklaşık 10 bin kişilik güç kaydırma talimatını alması. Böylece kaydırılacak 3 tugay ile birlikte Şengal ve çevresindeki Haşdi Şabi gücü 20 bine çıkacaktır.

TC’nin Şengal’e saldırma ihtimaline karşı kasabayı savunmakla görevli bu gücün, bizzat Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin talimatı üzerine bölgeye gönderileceği ifade ediliyor. Hatta Irak medyasında yer alan haberlere göre Kazımi geçtiğimiz günlerde MİT’in başındaki Hakan Fidan’ı telefonla arayarak kendisinden, Erdoğan’ı Irak topraklarına yönelik yeni işgal saldırılarından uzak durmaya ikna etmesini istedi. Aynı kaynağa göre Irak Genelkurmay Başkanı Abdulemir Yarallah ile Türk Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ile, TC’nin Şengal’i işgal planlarından ötürü sözlü münakaşa yaşandı.

13 Şubat’ta Haşdi Şabi’nin Genelkurmay Başkanı Abdulaziz Ebu Fedek’in Şengal’e gittiğini gösteren fotoğraflar basın ve sosyal medyada paylaşıldı. Ebu Fedek, 13 Ocak’ta ise ABD tarafından ‘Özel Küresel Terörist listesi’ne alınmıştı. Hadi el-Emiri’nin başkanlığındaki Bedir Örgütü’nün bir milletvekili, Ebu Fedek’in güçlerine Şengal’i Türk ordusuna karşı savunma talimatı verdiğini söyledi. 

İşgalci TC ordusunun Garê’de gerilla direnişine çarptığı günlerde, İran’a yakınlığıyla bilinen birçok güç peş peşe Ankara aleyhine açıklama, çağrı ve uyarılarda bulundu.

Haşdi Şabi’ye bağlı Şii milis gücü Asayip Ehli Hak siyasi kolu üzerinden hem Hewlêr hem Bağdat’ın TC’nin işgal ve hava saldırılarına karşı zayıf tutumunu eleştirdi. Irak hükümeti ve parlamentosunu yabancı güçlerin ülkeden çıkartılması için uluslararası hukuku uygulatmaya çağırdı. Şengal’e yönelik herhangi bir askeri operasyon başlatması durumunda TC’nin karşısında duracağı uyarısında bulundu.

Haşdi Şabi içerisinde sayıca en büyük güce sahip olan Bedir Örgütü lideri el-Emiri de TC’nin Şengal’e yönelik olası bir saldırısına karşı 13 Şubat’ta açıklama yaptı. Hatta el-Emiri’nin Kazımi’yi, Şengal konusunda TC’ye boyun eğmeme uyarısında bulunduğu belirtiliyor.

Haşdi Şabi’nin bünyesinde yer alan Hizbullah Nuceba Hareketi de, Ninova ve Şengal’e yönelik bir operasyon durumunda TC güçlerini hedef alacakları uyarısında bulundu. Ashab al-Kahf ise hem Türkiye hem de NATO’yu tehdit etti. Hatta basında pek yer almadıysa da söz konusu grup, 15 Şubat’ta Başika’daki Türk üssüne füze saldırısında bulunduğu açıklamasını yaptı. Grup, saldırının video görüntülerinin paylaşılacağını da kaydetti.

Aynı günün akşam saatlerinde ise Hewlêr füze saldırısına uğradı. Saldırı sonucu sivil yerleşim yerleri de zarar görürken, esas hedef Hewlêr havaalanında bulunan Amerikan askeri üssü. Uluslararası Koalisyon sözcüsü tarafından yapılan resmi açıklamaya göre 107 milimlik 14 füzenin fırlatıldığı saldırıda, ABD ordusu için çalışan bir kontraktör yaşamını yitirirken, 1 Amerikan askeri ve 8 kontraktör de yaralandı. Yakın zamanda kuruluşunu ilan eden Saraya Awliya al-Dam saldırıyı üstlendi.

9 Ekim Şengal anlaşması -komplosu demek daha doğru olur- bir taşla iki kuş vurmayı öngörüyordu. Hem fermandan sonra Êzîdîler tarafından inşa edilen bütün özerk kurum ve yapılar tasfiye edilecek hem de İran’ın etkisine karşı bir Sünni koridor oluşturulacak. İki hedef de tutmadı. Hatta bu anlaşma ve Akar’ın Bağdat ve Hewlêr ziyareti sonrası giderek daha yüksek sesle dillendirilen TC’nin Şengal’e operasyon hesapları, Irak’taki İran destekli Şii dinamiğini harekete geçirdi.

Bu dinamik orada durur mu yoksa TC açısından sahada hiç beklenmedik bir durum yaratma potansiyelini sergiler mi, hep birlikte göreceğiz. Fakat belli ki Şengal anlaşmasını hayata geçirme koşulları günden güne zayıflıyor.

Başûrlu Kürt güçleri, değişen bu dengelerin hesabını iyi yapmalı çünkü bölgede yaşanmakta olan gelişmeler, yanlış bir siyaset izlenmesi durumunda bölgesel ve küresel güçler tepişirken hiç hesapta yokken ezilme riski beraberinde getiriyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.