Garê’den Siyanê’ye coğrafya ve direniş

Forum Haberleri —

    •    TC’nin Garê’ye saldırısı ve Siyanê’de yenilgiye uğramasının, 2008 Zap yenilgisinden daha ağır sonuçları olacaktır. Unutmayalım Garê Kardokların dağlarıdır. Giriş olur ama çıkışı bilemezsin. Saddam da girememişti bu dağlara. Tarihten ders almak her zaman iyidir.

MEDET SERHAT

Garê dağı demek yerine Garê dağları demek daha doğru olur. Çünkü Garê dağ tanımlanmasında bir yere mahdut, belirli sınırları olan kendi başına bir yer adlandırması vardır. Garê, doğusundan dağ silsileleri ile -Zap suyu arada olsa da- Qandîl’e oradan Zagros silsileleri ile Basra Körfezi'ne kadar uzanır. Batısından Xabûr suyu aşıldı mı Heftanîn ve Cudî’ye ulaşırsın. Kuzeyinden Şeladizê, Derelok, Amediye, Kadişe kasaba ve ilçeleri, küçük tepeleriyle Metina, Zap, Avaşîn, Çarçella ve oradan Ağrı Dağı’na uzanır. Güneyinde Akrê, Şengal, Ninova ovası ve güneybatısında Duhok ve Çiyayê Spî’den Çiyayê Bêxer ve Dicle nehrini aştın mı Rojava...

Garê kendi içinde binlerce vadi ve aşılmaz uçurumlar barındırır. Doğusuna düşen dağın ortasındaki Kafya ovası, ovanın hemen iç kısmının kenarından Xazir suyu, kendini Deşta Nehlê'ye bırakır. Deşta Nehlê’den Ninova ovasına ve oradan Dicle nehrine ulaşır.

Zêbarî Aşireti'nin yerleşkesi olan Kafya ve Deşta Nehlê, Xazir suyunun doğusundadır. Garê’nin kuzey yamaçları, Bergare olarak bilinen “Bergareyî” ‘aşireti’ alanıdır. Bu alanlar Kurmanc tanımlamasına uygundur. Amedî ilçesine kadar olan bu bölgenin kuzey doğusunda Şeledizê nahiyesi yer alır.

Garê’nin güneyinin ortasında Asuriler yaşamaktadır. Siyanê Köyü de tam Garê dağlarının ortasında bir Asuri köyüdür. Aynı silsilenin batısında Ergenê ve Sêdarê köyleri bulunur. Bu köyler Saddam rejimi döneminde yakılmış, yıkılmış ve boşaltılmıştır. Burada yaşayanların çoğu Avrupa’ya göç etmek zorunda kalmış, bir kısmı da Garê’nin güneyinde bulunan Bakurman nahiyesine yakın, Xazir suyunun etrafında köyler inşa etmiş ve şimdi o köylerde yaşamaktadırlar. 

Müjdeleyemedi

TC. devleti 10.02.2021 tarihinde Garê-Siyanê Köyüne her türlü savaş tekniği ile saldırdı, helikopterlerle indirme yaptı. Saldırı öncesi Tayyip Erdoğan “Çarşamba günü bir müjdem olacak” demişti. Müjdesi de o alanda bir şîkeftte HPG'nin elinde esir bulunan asker ve istihbaratçılarını kurtarmaktı. Bu da "zafer müjdesi" olacaktı. HPG basın sözcüsü Kurtay Serhad’ın dediği gibi “Amerika taklidi yapmak istedi fakat hüsrana uğradı.”

Bir sonraki hedefi ise esirleri kurtardıktan sonra bunun psikolojik üstünlüğü ile Siyanê, Ergenê ve Sêdarê köylerinin olduğu alana yerleşmekti. Bu alanlar, Garê dağları silsilesinde göbek noktasıdır. Alan; nispeten yumuşak, sert kayalıklıdır ancak aşılmaz değildir. Ayrıca Ergenê Köyünün karşı yamaçlarında petrol şirketlerinin açtığı kuyular da var. Türk ordusu tüm bu bölgenin genişliği ve uzunluğunun hesaplanamayacağını öngöremedi. Bu nedenle alana yerleşme hedefi gerçekleşmedi. 

Bir gece ansızın kaçış

Türk ordusu, 4 günlük çatışma süresince onlarca kayıp verince ve hava ulaşımı dışında ikmal yollarının sağlanamayacağını anlayınca tez elden alandan çıkma kararı aldı.

Bu hezimetin 2008’deki Zap yenilgisinden tek farkı şuydu; Yaşar Büyükanıt Zap’ta mahsur kalan askerlerini alandan çıkarırken “tereyağından kıl çeker gibi çıktık” demişti. Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar ise bir gece ansızın kaçışları için “görev tamamlanmıştır” dedi. Kendi askerlerini öldürerek zafer naraları atmaları sanırız dünyanın başka bir ordusunda görülmemiştir. 

Siyanê: Asurilerin cenneti

Siyanê Köyü, cennetten bir parça diyebileceğimiz bir güzelliğe sahiptir. Esir askerlerin öldürüldüğü kampın on beş dakika aşağısındaki kayalıklardan neredeyse yüz bin nüfusa yetecek su akmaktadır. Su yolunda yüzlerce ceviz, incir, üzüm, badem vb. meyve ağaçları vardır. Asuriler olası saldırılardan korunmak için kiliselerini dağın yamaçlarında bulunan kayalıkları oyarak inşa etmişlerdir. Bu kiliseyi dışardan görmek pek mümkün değildir. 

Stratejik yenilmezlik kanıtlanmıştır

Garê’yi işgal etmeye çalışan TC. ordusunun Siyanê’de yenilgiye uğramasının, 2008 Zap yenilgisinden daha ağır sonuçları olacaktır.

Zap’taki yenilgi, Büyükanıt ve Başbuğ şahsında ordu içindeki Kemalistlerin AKP'ye yenilgisini beraberinde getirdi. Garê-Siyanê yenilgisi de AKP-MHP faşist rejimlerinin sonunu getirecektir. Garê-Siyanê direnişi, Kürdistan gerillasının stratejik yenilmezliğini kanıtlamıştır. Bu noktadan bakınca Garê dağları Kürdistan devriminin geleceği olduğu kadar, Güney Kürdistan’ın işgal edilmesinin de önlenmesidir. Garê direnişinde şehit düşen gerillaların her bir damla kanı boşuna gitmemiştir. Onlar; Kürt halkının geleceğini faşist turanizminden, Cengizhan’ın çekirge sürülerinden azad etmişlerdir. 

Ava giderken avlandılar

Sonuç olarak; savaşlarda asıl olan stratejik yenilmezliktir ve bu gerillanın olmazsa olmaz yasasıdır. Gerilla savaşı harekete, bilinmezliğe dayanır. Bugün bu tepede, yarın vadinin derinliğindedir. Gerilla savaşında vurma etkisini yitirmemek esastır. Garê dağlarında gerilla denetime girmez, düşmanı da av konumundan kurtulamaz. 10-14 Şubat tarihlerinde yaşanan tam da buydu. Yani ava giderken av olundu.  

Ordan da görünmüyordu!

TC. ordusu ve onun 'dostları' Garê’de stratejik yenilgi yaşadı. 'Dostlarının' tek yaptığı ise onları Bakirman nahiyesinden çaresiz izlemekti. Bakirman'dan Siyanê görünmüyor ama çaresizlik görünüyordu ki can havliyle Qesra Saddam'a koştular. Fakat Garê dağlarının en batı hattında bulunan Qesra Saddam'dan da Siyanê görünmüyordu.

“Dost” dediklerinin basın muhabirlerine de Çemankê kasabasından 'zafer' haberleri yaptırdılar. Ancak Çemankê-Siyanê arası yürüme mesafesi ile en az on saatti. "Siyanê- Ergene Türk ordusunun denetimine girdi" diye haber yapanlar da inanmıyordu yazdıklarına fakat işbirlikçilik bunu gerektiriyordu.

Henüz ekranlarda "Türk ordusunun zaferine' dair kırmızı flaşlar yanıp sönerken, bir gece yarısı Hulusi Akar Garê’den kaçtıklarını ilan ediyordu. Tam da halkı uyutma zamanı! 

Giriş olur fakat çıkış bilinmez

Büyük hezimet ardından Türk devleti 41 uçakla yaptığı bombardıman sonucu ölen esir askerler için bir kılıf uydurma telaşına girdi. “PKK sivillerimizi öldürdü” savsatasıyla çokça çelişkili açıklamalar yaptı.

Tayyip Erdoğan'ın "Çarşamba müjdesi" "Kara Çarşamba'ya" dönünce bu kez asker cenazeleri üzerinden şov yaparak şoven damarı hortlatıp oy devşirme peşine düştü.

Unutmayalım, Garê Kardokların dağlarıdır. Girişi olur ama çıkışı bilemezsin. Tarih böylesi örneklerle doludur. Saddam da girememişti bu dağlara. Tarihten ders almak her zaman iyidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.