Göçmen fonları taşeronlara aktarılıyor!

Selma AKKAYA yazdı —

  • Bagnolet’de sosyal merkez önünde bekleyen 7 kaçak işçi Fransa’nın kaçak göçmen işçilerinin sembolü niteliğinde, yanından öylece geçmeyin, durun ve bir dinleyin!

Seine-Saint-Denis bölgesinde bir semt olan Bagnolet'deki bir sosyal merkezde yedi işçi, maaşlarını ve yasal düzenlemelerini talep etmek için greve başladı. Sağlık krizinin başlamasından bu yana acil barınma merkezine dönüştürülen Bagnolet'teki (Seine-Saint-Denis) İbis otelinin girişinde belgesiz yani oturum kartı olmaksızın kaçak bir biçimde çalıştırılan göçmenler, maaşlarının ödenmesi ve düzenli hale getirilmesi için 20 Temmuz'da greve gitti. Sayıları şimdilik 7 ama talepleri binlerce kaçak işçiyi ilgilendiriyor.

Sağlık krizinin başlamasından sonra Fransa’da devletin kararı ile oturumsuz ve kağıtsız olarak adlandırılan göçmenler çeşitli otellere yerleştirildi. Daha sonra bölge belediyeleri ve devletin katkıları ile bu merkezler sosyal barınma merkezi olarak kalmaya devam etti. Fransa önce 15 gün ardından üç ay şeklinde periyodik olarak karantinaya girdiği dönemde, Fransa sokaklarında binlerce göçmen ortada kaldı. Özellikle Paris ve çevresinde Komünist Parti yönetimindeki belediyeler bölgelerindeki çeşitli 2 yıldızlı otellerle anlaşarak, sosyal barınma merkezine dönüştürmüştü. Hatta göçmenler belediye başkanları ile barınma sorunu için Republique Meydanı’nda çadırları ile sorunu gündeme getirmek istemiş, polisin şiddetine maruz kalmışlardı. İşte bu periyotta Bagnolet'de, evsiz insanlara acil durumda kalacak yer sağlamak için bir İbis oteline el konulurken, ülkede toplamda el konulan sayısız otelin yönetimi ise daha sonra devletin müdahalesi ile 4 binden fazla çalışanı olan ve devletin sosyal operatörlüğünü yapan Coalia derneğine bırakıldı. Bagnolet denilen bölgede A3 otoyoluna bitişik olan bu sekiz katlı büyük binada, bugün çoğunlukla Batı Afrika, Afganistan veya Avrupa'dan 400'den fazla insan barınıyor. Belgesiz işçiler bu ve benzeri barınma merkezlerinde  taşeron şirket olarak çalışan Gaba Global Service International adlı bir taşeron adına; resepsiyonu, yemek dağıtımını ve kantinin bakımını yöneten yaklaşık yirmi otel acentesinden oluşan bir ekibin parçası olarak çalışıyorlar. Ayrıca katlarda güvenlik turları yapmaktan sorumlu olduklarını söylüyorlar. Gündüz veya gece, genellikle vardiya başına on iki saat çalıştıklarını ifade eden işçiler, resmi olarak iş kurumlarına gösterilmediklerini belirtiyorlar. Çoğu zaman ücretlerini alamadıklarını ve saat başı 3,50 euroya çalıştırdıklarını belirten işçilere CGT sendikası sahip çıkmış ve  devamında çalışmalarının kayıt altına alınması, sosyal haklarının tanınması ve oturum izinlerinin işçi statüsünde verilmesi için greve başlamışlar. Sayıları fazla olmasına karşın oturum süreçlerinde sorun yaşama kaygısı ile binlerle sayısı ifade eden aynı durumdaki oturumsuz işçi korku ile eyleme dahil olmamış.

Fildişi Sahili, Mali veya Gine'den ve bugün CGT sendikasının eşliğinde, maaşlarının ödenmesini ve düzenlenmelerini talep etmek için Çarşamba günü bir de kaldıkları merkezin önünde yürüyüş gerçekleştiren işçilerin aylarca ücretleri dahi ödenmemiş. Oturumsuz işçilerin çoğu 5 yıldan fazladır Fransa’da yaşıyor. Çarşamba günü otelin girişinde, grevcilerin ve sendikacıların varlığına ek olarak, bölge sakinleri de eyleme dahil olup göçmenler için seslerini yükseltirken, ülkede sendikanın belirtiğine göre aynı pozisyonda olan binlerce kaçak işçi var.

Devletin hem ilticacı hem de işçi göçmenleri emanet ettiği Coaila Derneği birçok merkezde taşeron şirketler ile çalışıyor. Göçmenler barınma için çalıştıkları bu merkezlerde trajikomik rakamlar ile taşeronlara peşkeş çekilirken, devletin göçmenler için ayırdığı fonlar taşeronlara aktarılıyor. Örneğin, sosyal hizmet görevlilerinin tümü geçici işçilerden oluşuyor. Yaşadıkları durumu korku ile anlatan işçilerden biri yılın başından bu yana 1428 saat çalıştığını belirtirken  toplamda 4 bin 976 euro para kazandığını ama bunun yarısını dahi daha alamadığını ifade ediyor. Maaşlarını ise hiçbir belge görmeksizin hesaplara aktarıldığını ifade eden işçiler, aslında tam olarak kaç saat çalıştırıldıklarını dahi bilmiyor.

Söz konusu işçilerin grevi, Fransa’daki sosyal barınma merkezlerinin durumunu gözler önüne seren sadece küçük bir örnek. Bu sadece işçi ayağı. Birde göçmen büroları ile birlikte çalışan Coalia ile çalışan taşeron tercüme şirketleri var. Çok komik rakamlarla çalıştırılan kayıt dışı öğrencilerin emek sömürüsü üzerinden taşeron tercüme büroları yükseliyor. Bu ağ devlet eli ile yapılan sömürüyü özetlerken, diğer taraftan yine göçmenlerin işlettiği inşaat ve gastronomi alanında binlerce kaçak göçmen en ağır koşullarda günlük 12 saat benzer rakamlarla çalıştırılıyor. Bu nedenle Bagnolet’de sosyal merkez önünde bekleyen 7 kaçak işçi Fransa’nın kaçak göçmen işçilerinin sembolü niteliğinde, yanından öylece geçmeyin, durun ve bir dinleyin!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.