Güçlü bir ordu ve halkın güvenliği

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Lambrecht’in kafalarda değişimi sağlamak gerektiği vurgusunu yaptığı bu konuşma yeni dönemde militarist bir dış politikanın daha etkin olacağını gösteriyor.

2. Dünya savaşı sonrasında askeri alanda harcamalarını kısan Almanya, yakın zamana kadar da bu harcamaları sınırlı tuttu, güçlü devlet olgusunu, güçlü ve modern bir ordu olgusu ile sınırlamadı. Fakat son dönemlerde üzerinde en çok konuşulan konulardan biri ordunun güçlendirilmesi hedefi. Nitekim bu yeni bir söylem de değil. 

2014 yılında yapılan Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan dönemin Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Alman dış politikasında değişikliğe gidilerek, daha fazla sorumluluk üstleneceklerini söylemişti. Bu sözler bir dönüm noktasıydı. Zira dünyada değişen dengelerde, savaş konseptine direk dahil olmaktan bahs ediyordu.

Yeni koalisyon hükümetinin söylemlerinden de güvenlik politikasındaki dönüşümleri sık sık duyuyoruz.
Almanya güvenlik politikalarında adım adım değişikliğe gidiyor, aslında planlamalar görünür bir şekilde pratiğe dökülüyor desek daha doğru olur.

Sık sık hatırlatıyoruz, Başbakan Olaf Scholz’un şubat ayı sonlarında yaptığı bir konuşma oldukça dikkat çekiciydi. 2022’de askeri harcamalar için bir kereye mahsus olmak üzere 100 milyar euroluk ek fon ayrılacağını açıkladığında, bu planlama oldukça tartışma yaratmıştı. Üstelik Scholz her yıl gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 2'sinden fazlasını savunmaya yatıracaklarından bahs ediyordu, ki bu da güçlü bir yatırım anlamına geliyordu.

Koalisyon hükümetinin bu kararı gelecekte Almanya’nın güvenlik politikaları açısından önemli kodlar içeriyordu. 

24 Şubat’ta Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı askeri harekât ile start alan Ukrayna-Rusya savaşı diğer ülkeler gibi Almanya’ya da güvenlik stratejilerini değiştirme planlarında haklı (!) bir gerekçe yarattı. Toplumda da ‘ülke elden gidebilir’ algısı yaratılarak, barış isteyen ama güvenlik kaygısı da taşıyan bir toplum yapısı oluşturulmak isteniyor.

Şimdilerde güvenlik stratejileri açıklanırken daha radikal planlamalar duyuyoruz. Bu kez Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht’in Alman Dış İlişkiler Konseyi’nde yaptığı açıklamaları oldukça dikkat çekiciydi. Lambrecht, gelecek nesillerin özgür bir ortamda, barış ve güvenlik içinde yaşayabilmeleri için Almanya’nın acil bir rota değişikliğine gitmesi, Alman ordusunun da bu süreçte daha güçlü ve daha aktif hale getirilmesi gerektiğini açıkladı.

Burada altının çizilmesi gereken önemli detay daha çok silah, daha fazla savaş ile barış ve güvenlik içinde bir yaşam vaadi. Lambrecht’e göre bu değişim sağlanmazsa gelecekte güvende yaşamak mümkün olmayacak, tehlike anında hem kendileri, hem de ittifakları için güçlü savaşmaya hazır silahlı bir kuvvete ihtiyaçları olacak.

Lambrecht’in kafalarda değişimi sağlamak gerektiği vurgusunu yaptığı bu konuşma yeni dönemde militarist bir dış politikanın daha etkin olacağını gösteriyor.

Rusya ve Ukrayna arasında sürdürülen haksız savaş, NATO tarafından tetikleniyor. Emperyalist ülkeler artık aleni bir şekilde başlayan 3. Dünya savaşında güç dengelerinin kendilerinden yana olması için amansız bir mücadele yürütüyorlar.

Almanya’da ise içinde Sosyal Demokrat, Yeşiller ve Hür demokratların olduğu ittifakta bir süredir temelleri atılmaya çalışılan savaş stratejisinin amansız sürdürücüsü konumunda. 

İnsanlık daha çok ölmeye, daha çok göç etmeye, daha çok açlık ve hastalık çekmeye devam ettikçe, sermayedarlar daha çok beslenip, güçlü ülkeler yeni düzende daha güçlü olmanın savaşını veriyor. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.