Gurbetelli kadınlara yol açtı

Kadın Haberleri —

.

.

  • Avukat Eren Keskin, “Yaşasaydı çok büyük ihtimalle cezaevinde olurdu ama gazetecilere de ‘Biat etmeyin yola devam’ derdi” dediği Gurbetelli Ersöz için, biat etmeyen gazeteciliğiyle kadınlara yol açtığını söyledi.

Kadını yok saymakla kalmayıp türlü şiddet aracıyla kırımdan geçirmeyi hedefleyen sisteme karşı kalemiyle kadın kimliğinin yaratılmasına yol açan Gurbetelli Ersöz, özgür basın geleneğinin öncüleri arasında yer aldı. Helepçe Katliamı ve Çernobil faciası hayatının dönüm noktaları oldu. Özgür Gündem’in Genel Yayın Yönetmenliği’yle Türkiye’nin ilk kadın genel yayın yönetmeni oldu. Dönemin tüm baskıcı ve sindirme politikalarına karşı durdu. Eril dile ve zihniyete karşı duruşuyla bugün gazeteci kadınlara bir yol çiziyor.
Gurbetelli Ersöz:, 1965 yılında Xarpêt’in Palo ilçesinde dünyaya geldi. Çukurova Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Siyasi düşünceleri nedeniyle 1989’da tutuklandı ve ağır işkencelere maruz kaldı. Nisan 1993 yılında tahliye edilen Ersöz, Özgür Gündem Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olarak çalışmaya başladı. Türkiye’nin ilk genel yayın yönetmeni olarak bir ilke imza atmış oldu. 
Yürüttüğü gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek hakkında verilen hapis cezası nedeniyle, 1995’te yönünü “Yüreğimi nakşettim” dediği dağlara çevirdi. 1997 yılında Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan bir çatışmada yaşamını yitirdi.
Kürt kadın gazeteciler, kalemini devraldıkları Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirdiği 7 Ekim tarihini, 2014’ten bu yana Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak karşılıyor.
 
Biat etmeyen gazeteciliğin simgesi

Bir dönem Özgür Gündem gazetesinin Eş Genel Yayın Yönetmenliği görevini de üstlenen İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, Kürt kadın gazeteciliğine ve yakından tanıdığı Gurbetelli Ersöz’ü Jinnews muhabiri Gülistan Azak’a anlattı.
Özgür Gündem gazetesinin kuruluş aşamasında gazetenin avukatı olduğu ve bu süreçte Gurbetelli Ersöz’ü yakından tanıdığını belirten Keskin, dönemin gazeteciliğine ve Gurbetelli’ye dair şunları söyledi: “Çok kararlı, çok naif, aynı zamanda gerekirse sert olabilen, çok inançlı bir kadındı. Çok önemli bir göreve soyundu. Çünkü 90’lar, gözaltında kayıpların, kontrgerilla cinayetlerinin, köy yakmalarının çok yoğun olduğu ama bunların hiçbir basın organında yer almadığı, yani Kürdistan’daki acıların hiçbir şekilde batı kamuoyu tarafından duyulmadığı bir süreçti. Buna rağmen Özgür Gündem gibi bir gazete çıkarılmaya karar verildi ve o gazetenin genel yayın yönetmeni bir kadın oldu. Bu, o dönem için çok güçlü olmayı, kararlı olmayı gerektiren bir şeydi. Çünkü siz en baştan her türlü baskıyı göze alarak buna başlayacaktınız. Gurbetelli de gerçekten bu kararlılıkta bir kadındı. Zaten gazete çıkmaya başladıktan kısa bir süre sonra büyük baskılarla karşılaşmıştı. Gazete binası bombalanmış, gazeteyi dağıtan küçük çocuklar dahi öldürülüyordu. Hepimizin bildiği gibi operasyonlar yapıldı. Gurbetelli de diğer arkadaşlarla birlikte tutuklandı. Cezaevinde de yine avukatlığını yaptık hepimiz o dönem. Cezaevinde görüşlere gittiğimizde güzel sohbetler yaptık. Ben o süreçten bu yana Gurbetelli’yi gerçekten kadın gazeteciliğinin simgesi bir kişi olarak görüyorum ve 2013 yılında yine Özgür Gündem adıyla gazete çıktığında bana gönüllü olarak genel yayın yönetmenliği teklif edildiğinde 3 yıl yaptım. Yani pratik olarak yapmadım ama genel yayın yönetmeni olarak görüldüm. Bunu kabul etmemin en büyük nedenlerinden biri de yine Gurbetelli’ye, onun gibi Özgür Gündem’de gazetecilik yapan tüm arkadaşlarımıza ve büyüklerimize olan gönül borcumdan dolayıydı. Bence Gurbetelli gerçekten kadın gazeteciliğinde bir simge, biat etmeyen gazeteciliğin simgesi. Onu hep böyle hatırlıyorum.”
 
Devlet aklı değişmedi

Gazeteciliğe dönük 90’lı yılların baskı yöntemleriyle günümüz arasında farklılıktan çok benzerlik olduğunu belirten Keskin, her iki süreçte de değişmeyen en belirgin özelliğin devlet aklı olduğuna dikkat çekti. Keskin, şunları aktardı: “Sosyal medyanın henüz olmadığı, haberlerin çok çabuk kitlelere ulaşamadığı bir süreçti. En büyük fark bu bence. Ama devlet aklında hiçbir değişiklik yok. Devlet aklı 90’larda neyse şu anda da bence bu. Tabii ki baskıların yöntemleri değişiyor. Mesela o dönem insanları gözaltında kaybediyor, öldürüyorlardı. Bu çok fazla kamuoyuna ulaşmıyordu ama şimdi sosyal medya diye bir şey var. Bu tür fiziki yok etmeleri o kadar kolay yapamıyorlar ama şimdi de çok yoğun gözaltı, tutuklama, yayın organlarını kapatma gibi aynı aklın ürünü olan farklı yöntemler uyguluyorlar. Ellerinde olsa aynılarını bugün de yaparlar. Çünkü devlet aklında hiçbir değişiklik yok ve o dönemin aktörleri şu anda AKP-MHP iktidarının yanında. Yani Süleyman Soylu ile Mehmet Ağar aklı arasında hiçbir fark yok. O nedenle bir değişiklik yok diyebilirim” ifadelerini kullandı.
 
Yaşasaydı, ‘biat etmeyin’ derdi

“Gurbetelli Ersöz yaşamış olsaydı büyük ihtimalle cezaevinde olacaktı ama gazetecilere de ‘biat etmeyin, yola devam’ derdi” diyen Keskin, gazetecilerin Gurbetelli Ersöz’ü yaptıkları haberlerle yaşattığını ifade etti. Geçtiğimiz haftalarda verilen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nde ödül alanların çoğunluğunun kadınlardan oluşmasının Gurbetelli’nin ardılı olmanın verdiği kararlılıktan ileri geldiğini söyleyen Keskin, ülkeye demokrasinin ancak kadınlar tarafından getirileceğini kaydetti.
 
Kadın gazeteciler doğru yerde

Keskin, kadın gazetecilerin yaptığı haberlere ilişkin ise “Coğrafyada ses getiren haberler yaptılar ve konuşulmayan konuların gerçekten konuşulmasını sağladılar. Yani Gurbetelli bir yol açmış, öyle gözüküyor. Peşinden gelen kadınlar var. Gurbetelli Ersöz ve onun gibi kadın gazeteciler bence çok doğru bir yol açtılar. Bu mecranın yine kadın gazeteciler eliyle devam ettirilmesi gerekiyor. Çünkü haber, haber alma hakkı çok önemli ve bunu en doğru yapanlardan, en önde gelenlerinden biri de bence kadın gazeteciler” dedi.

HABER MERKEZİ

 

Onun direniş hafızasını taşıyoruz

Özgür basın geleneğinin devamcısı olan Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İnci Aydın, Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirdiği gün olan 7 Ekim Kadın Gazeteciler Günü’ne dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. Aydın, şunları söyledi: “Gurbetelli’nin Türkiye basın tarihinin ilk kadın genel yayın yönetmeni olması kadınlar açısından gurur verici. Çünkü cinsiyetçiliğin kök saldığı bir coğrafyada böyle bir misyona sahip olmak oldukça güçtür. Gurbetelli, bunu başarmış bir kadındır. Kadın özgürlük mücadelesini özgür basın alanında vermiş, böylece aynı zamanda kendi yoldaşlarını dönüştürmeye dönük bir çabanın da sahibi olmuştur.
Baskıya ve cinsiyetçiliğe karşı durmuş, çok yönlü mücadelenin sahibi olmuş bir devrimcidir. Ersöz bu duruşuyla, özgür basın geleneğinde yer alan kadınlara umudun ve cesaretin hafızasını miras bırakmıştır. Bugün, bu mirastan güç ve cesaret alan yüzlerce kadın vardır. Kürt kadın gazetecileri olarak tıpkı Gurbetelli Ersöz’ün yaptığı gibi bu alanda hem baskıya hem de cinsiyetçiliğe karşı mücadele ediyoruz. Özgür basın geleneğinde kadınların nicel ve nitel olarak sahip oldukları yer, önemli bir kazanım. Bu kazanımları korumaya ve büyütmeye devam edeceğiz. Ne mutlu bize ki Gurbetelli Ersöz gibi kadınların izindeyiz ve onların direniş hafızasını taşıyoruz."  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.