Hannover Kurdî renklere büründü

• Almanya’nın Hannover kenti iki gün boyunca Kürt kültür şölenine ev sahipliği yaptı. 23 govend ekibi hünerlerini sergilerken, Salzgitter ekibi 1. oldu. Koma Ewina Welat ise hem ikinciliği hem de Kostüm Ödülü’nü aldı. Folklor ekipleri özellikle gençleri kültürlerine sahip çıkmaya çağırdı.

M. ZAHİT EKİNCİ/HANNOVER

Avrupa’da yaşayan Kurdistanlıların en uzun soluklu kültür sanat festivali Mîhrîcana Govendên Kurdistan’ın 34.’sü Almanya’nın Hannover kentinde düzenlendi. Bu yıl “Kültürümüz Kimliğimizdir” mottosu ile 27-28 Mayıs tarihleri arasında yapılan festival, Almanya, İsviçre, Fransa ve Hollanda’dan 23 grubu ağırladı. İlk gün folklor ekipleri ve yüzlerce Kurdistanlı geleneksel Mîhrîcan yürüyüşü için Hannover Steintor Meydanı’nda bir araya geldi. Kentin Kurdî renklere büründüğü yürüyüşte davul zurna eşliğinde halaylar çekildi. Kürt geleneğinde önemli bir yere sahip olan “bûkbirin” merasimi çevredekilerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Yürüyüşün önünde at üzerinde gelinin ve Êzîdî çocukların bulunduğu kortej, merkezi tren istasyonuna kadar zılgıtlarla yürüdü.

 

 

Yarışmadan ziyade kültür şöleni

İkinci gün ise 23 govend ekibi hünerlerini jüri ekibi ve etkinliğe katılan Kurdistanlılara sergilemek için Theater am Aegi salonunda buluştu. Sanatçılar Hozan Xanemîr, Diyar Mehrovî ile Baran-Serhat ve Serhan üçlüsü söyledikleri Kürtçe stranlarla etkinliğe katılanlara güzel anlar yaşattı. Tertip Komitesi adına folklor hocası Welî Botî, Mîhrîcan’ın yarışmadan ziyade bir kültür şöleni olduğunu belirterek, bu kültürü yaşatan tüm gençlerin gönüllerde birinci olduğunu söyledi.

TEV-ÇAND temsilcisi Dîrok Viyan ise bu tür etkinliklerin  asimilasyon politikalarına en iyi cevap olduğunu söyledi ve ekledi: “Savaşta, siyasette nasıl direniyorsak, kültürel anlamda da direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz.” 

 

 

Birincilik Salzgitter ekibine

Gün boyu yapılan folklor yarışmasında Almanya’nın Salzgitter kentinden Mîhrîcan’a katılan Koma Şiyar sergiledikleri Wêranşar yöresine özgü halk oyunlarıyla bu senenin birincisi oldu. İsviçre’nin Basel kentinden katılan Koma Evîna Welat Bedlis oyunlarıyla ikinci olurken; Almanya’nın Celle kentinden kadın ekibi Koma Laleş ise üçüncülüğe hak kazandı.

 

 

Ödül el emeği göz nuruna

Berlin’den Koma Faraşîn ve Koma Şehîd Delil Çiyager folklor grupları Jüri Özel Ödülü’ne layık görülürken; Kostüm Ödülü Koma Evîna Welat kadın ekibine, Araştırma Ödülü ise Duisburg’dan Koma Kulîlkên Welat ekibine verildi.

Hem ikincilik hem de kostüm ödülünü alan Koma Evîna Welat ekibinin tamamı kadınlardan oluşuyor. Eğitmen Xece Sonu, “Kostümlerimizi hazır almak yerine kumaşlar aldık. Ekipteki herkes el emeği, göz nuru ile kendi kıyafetini dikti. Elbiselerimizi giydiğimizde orijinalleri ile aynı olduğunu gördük. Ödül aslında el emeği ve göz nurumuza verildi” diye belirtiyor.

Köy köy dolaşıp topladılar

Araştırma Ödülü’nü alan Kulîlkên Welat ekibi ise bu ödülü Midyat ve Derik’ten getirdikleri elbise ve takılara borçlu. Bunları onararak kullanan grubun eğitmeni Aycan Ay ve grup sorumlusu Ruken Aslan, “Kürt kültüründe kaybolmayla yüz yüze olan birçok değerin ortaya çıkarılması için Midyat ve Derik’te köy köy gezerek araştırma yaptık. Köylerde topladığımız elbise, takı ve buna benzer şeyleri yeniden tamir ederken, aynı zamanda kültürümüzün de ne kadar zengin olduğunu öğrendik” diyor.

 

 

‘Folklor çocukluk tutkum’

Gimgim yöresi halk oyunları ile Hamburg’tan festivale katılan Govenda Sîpan Amara’nın üyesi Diyar, bir yıldır Avrupa’da. Adıyamanlı olan Diyar ülkede Türk Halk Oyunları bölümünde okumuş. Diyar, “Çocukluğumdan beri folklor benim için bir tutku. Sîpan Amara grubunda yer almak benim için çok önemli. Burada yüzlerce arkadaşı görünce hem çok mutlu oldum hem de bu uğurda verilen mücadelenin kıymetini daha iyi anladım” diye konuşuyor. 

 

 

İlk günkü heyecan gibi

Govenda Sîpan Amara’da 16 yaşından beri yer aldığını söyleyen Melek Tato, “16 senedir bu çalışmaların içindeyim. Hala ilk günkü heyecanı taşıyorum. Folklor oynamak ruhuma iyi geliyor. Tüm anne ve babalar çocuklarını kurslara getirip kültürümüze sahip çıkmalı” çağrısında bulunuyor.

 

 

Ailesinin teşviki ile folklora başladığını söyleyen Adar Tütüncü ise, “Folklorun yanı sıra hayata ve ülkeme dair çok şey öğrendim. Sadece folklor oynamak için değil, geleceğime de bir yön vermek için buradayım” diye belirtiyor.