Hükümetten geri adım!

• Müzik yapımcısı siyahi genç Michel Zecler, geçtiğimiz hafta stüdyosuna girerken polis şiddetine uğramıştı. “Pis zenci” denilmiş, biber gazı sıkılmış, coplanmış Zecler, ne acıdır ki kendisine saldıranların polis olduğuna inanmayarak, “Polis yok mu” diye bağırıyordu.

 Arkadaşlarının gelmesinin ardından Zecler’i bırakan polisler, takviye ekip çağırarak onu gözaltına almıştı. Zecler gözaltında olduğu süreçte, işyerinin güvenlik kamera görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Yaşananlara tepkilerin büyümesiyle gözaltından bırakılan Zecler, Fransa'da polis şiddetinin geldiği düzeyi bir kez daha gösterdi!

Aynı günlerde göçmenler Paris Republique meydanında polis şiddetine maruz kalırken, diğer yandan tartışmalı ‘Güvenlik Yasası’ meclisten geçti. Söz konusu ‘Güvenlik Yasası’ tam da bu görüntülerin basına ve kamuoyuna yansımasını yasaklayan ve yayınlayanları hapis cezasıyla cezalandırmalarını isteyen 24. Maddeyi içeriyordu. Zecler’in görüntüleri üzerine hükümet yanlıları, görüntülerin doğruyu ifade etmediğini, daha sonra söz konusu polislerin sicilleri tespit edilmesiyle birlikte bahane olarak yasa karşıtları tarafından organize edilen bir provokasyon iddiasına sarıldılar. Ardından aşırı sağcıların bir kısmı ise radikal solun 2022 seçimleri öncesinde çeşitli oyunlar tezgahladığı iddia ederek, tartışmaları başka yönlere çekmeye çalıştı. Artık olay sonrası bir dış-mihrak arayışı Fransa’ya da bulaştı demek yanıltıcı olmayacak! Çünkü iki yıl önce de Macron’un güvenlik kabinesinden Alexandre Benalla'nın 1 Mayıs eylemi sırasında iki kişiye dayak attığını gösteren video görüntüleriyle patlayan skandal, devlet krizine dönüşmüş o dönem, Benalla’nın yaptıkları Rus provokasyonu olarak değerlendirilmişti!

Tüm bu tartışmalar sürerken, Fransız halkı mücadele geleneğini covid yasaklarına karşın sürdürerek alanlara indi. Başta Paris olmak üzere ülkede kitlesel 14 eylem gerçekleşti. 500 binin üzerinde katılımın sağlandığı eylemler sırasında Paris'te barikatlar kuruldu. Sokağa çıkma yasağının olduğu ülkede, polis eylem alanlarına gelenlere ceza kesmeye kalkarak yeniden şiddete başvurmaktan geri durmadı. Söz konusu şiddet görüntülerinin ardından çocuklarını da yanlarına alıp eylem alanına gelen Fransızların direnişi daha da büyüdü. Bastille Meydanı’nda bulunan Merkez Bankası’ndan alevler yükselirken, devlet yanlısı kanallar basına da sansür getirecek yasaya karşı çıkanları yeniden “vandalizm” olarak yansıtmaya çalışıyordu. Tüm bu görüntülerin ardından ülkenin başbakanı tartışmalı yasa tasarısının 24. Maddesinin yeniden yazılacağını duyurdu. Devamında ise Zecler’e saldıran 4 polis hakkında soruşturma başlatıldığı açıklandı.

O ana kadar bir kısmı hükümeti eleştiren basın bu kez yön değişti ve şiddetin kaynağını İçişleri Bakanı’na yönlendirdi. Gelinen aşamada Fransız medyası son iki haftadır gazetecilere, sığınmacılara ve eylemlere yönelik orantısız güç kullanımının kaynağının İçişleri Bakanı Gerald Dermanin olduğunu iddia etti. “Ülkedeki düzensizliğin ana faktörü” ibaresiyle oklar hükümetten bağımsız Dermanin’e yönelirken, söz konusu şiddet görüntülerine ilişkin gazetecilerin kendisine yönelttiği soruların ardından Dermanin’in “görüntülerden bilgim yok” açıklamasında bulundu. Bunun üzerine basın, Macron’un aşırı sağ ile mücadele için Dermanin’i göreve getirdiği, ancak Dermanin’in aşırı sağın vücut bulmuş hali olduğu ifadeleri dahi kullanmaktan geri durmadı. Tüm bu tartışmaların odağına konulan Dermanin’in istifa etmesi gerektiği konusunda medyada geniş haberler yer alırken, sürecin faturasının Dermanin’e mi kesileceği sorusunu akla getirdi!

Polis şiddeti Dermanin ile başlayıp onunla da bitmeyeceği açık. Son 5 yıldır özellikle sistematik bir biçimde orantısız güç kullanımı gündemde. Basının toplumsal muhalefetin bastırılması için polis sopası eksik olmayan Fransa’da söz konusu politikayı sadece İçişleri Bakanı’nın tutumuna indirgenmesi, sadece hükümeti sürecin dışında tutma çabasından başka bir şey değil!

Tüm bu tartışmaların içerisinde en önemli gelişme ise Fransa'da toplumsal muhalefet uzun süreden sonra, hak arayışında hükümete geri adım attırmış olması!