İşçilerin talepleri değil, gaz bulutu gündem!

Selma AKKAYA yazdı —

  • Fransa’da işçi ve emekçiler 1 Mayıs’ı geride bıraktı. Basın ve yayın organlarında günlerdir hazırlanan eylemin kitlesel katılımı ve eyleme yansıyan talepler değil, yeniden ve yeniden şiddet sahneleri gündem oldu.

 

 Televizyon ekranlarında alandan yükselen gaz dumanı taleplerin önüne geçerken, bu kez sadece polis ile eylemciler arasında yaşanan çatışmalar değil, aynı zamanda Fransa’nın en büyük işçi sendikası konfederasyonu olan CGT’nin açıklamasına göre eylem içerisinde yer alan aşırı sağcı bir grubun korteje yaptığı saldırı da gündemdeydi. 28 ağır yaralı ve 54 gözaltının ardından konuya dair Paris savcılığı bir soruşturma başlatmış bulunuyor.

Bütün bu çatışmalar ekranları ve gazeteleri süslerken, başta Paris olmak üzere ülkenin her yerinde alanlara inen ve yüzbinleri aşan emekçilerin talepleri duyulmadı. Örneğin daha bir hafta öncesinde Fransa'nın kuzey batısında Renault'un otomobil parçalarının üretildiği fabrikada işçiler, fabrikanın satılmasını engellemek amacıyla 7 yöneticiyi yaklaşık 12 saatliğine rehin almış ve iş haklarını korumak için çırpınıyordu. Diğer taraftan koronavirus salgını gerekçesiyle bir yıldır kapalı olan sanat ve kültür emekçilerinin çalıştığı sektörün durumu. Son bir aydır yaşadıkları sürece dikkat çekmek için tiyatro işgalleri gerçekleştiriyorlar. Bu kapsamda 30 tiyatro ve opera binası işgal edilirken, yasakları delerek sokaklarda kültür ve sanat emekçileri gösteriler düzenleyip, sadece sektör çalışanları değil eylemlere bu alanda öğrenci olanlar da dahil olmaya başladı.  

1 Mayıs gösterilerinde de aktif yer alan sanat emekçilerinin yanı sıra bir de Ocak ayından itibaren toplu işten atmaların yoğunlaştığı Otel emekçileri vardı. Sektörde işçi atmayan otel zinciri neredeyse kalmadı. Oysa pandemi sürecinde en fazla devlet fonlarından yararlanan otel ve turizm sektörüydü. Sırayla kapitalist pandemi kurbanları, 1 Mayıs kortejini talepleriyle doldururken, aynı şekilde öğrencilerin gelecek kaygısı pankart ve dövizlerine yansıyordu.

1 Mayıs alanının işsizler ordusuyla dolduğu bir dönemde, işsizlerin hükümete yönelttikleri talepler yine gündemleşmedi. Yeniden ve yeniden alana yansıyan çatışmalar sorunları gölgede bıraktı. Evet alanda bulunan gençlerdeki öfke daha eylem başlamadan dışarıya taşıyordu. Bir yıldır kapatılan ve kırıntıyla evlerinde yaşamaları kendilerine haftalık olarak televizyon ekranlarından önerilen kitlelerin, biriken öfkesinin alana yansıması normaldi. Tüm bu tablo içerisinde CGT’ye yapılan saldırı ise ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.

CGT, kendi kortejine saldıran grubun aşırı sağcı bir oluşum olduğu iddiasında. Konuya dair bir soruşturma açıldığı belirtiliyor. CGT, Solidaire şu an Fransa’da işçi ve emekçilerin sendikal anlamda tutunabildikleri son kaleler. CGT sendikası köklü mücadele tarihiyle Fransa’da geçmişe göre birçok kalesini farklı sendikal oluşumlara kaptırmış olsa da, halen muhalif bir odak olarak işlevini yerine getirmeye çalışıyor. Diğer taraftan kimi dönem özellikle son yıllarda başta işçi ve emekçilerin tepkisini alan hükümet karşısında geri adımlarını da unutmamakta fayda var. Buna karşın eğer CGT’nin iddiası doğruysa, 1 Mayıs alanında bir konfederasyonun aşırı sağcı bir grubun saldırısına uğraması, başka soruları akla getiriyor.

Son dönemde Otel ve turizm, Renault, Air France ve daha birçok sektörde pandemi gerekçesiyle yaşanan işten atmalar ve işten atma planlamalarına direnç gösteren CGT, ‘özel hedef mi oldu’ sorusu yanıt bekliyor. Mayıs ortasından itibaren birçok sektörün açılması planlanan Fransa’da işini kaybedenlerin yeniden sokakları doldurması an meselesi iken, son dönemde özellikle göçmen topluluklarına dönük harekete geçen faşist örgütlenmelerin bu kez hedefinde sendikalar mı olacak, diye sormakta fayda var!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.