Kadınların katili devlettir!
Selma AKKAYA yazdı —
- Her üç günde bir kadının öldüğü ülkede Lola’nın ve diğer kadınların katili, ülkede tüm çığlıklara kulak tıkayan, yasal işlem başlatmayan, sorunlu bireyleri tedavi etmeyip sokağa salan devlettir!
Kadına Şiddete Hayır günü olan 25 Kasım yaklaşırken, Fransa’da kadın örgütleri bu yıl yapılacak eyleme hazırlanıyor. Hazırlıkların başladığı Eylül başında öldürülen 97 kadından bahsederken, 18 Ekim günü yapılan hazırlık toplantısında ölüm sayısı 102’ye çıktı. Ölüm ve tecavüz rakamlarına 20 gün içerisinde Paris’te sokak ortasında tecavüze uğrayan iki kadın ve 12 yaşındaki Lola eklenmiş. Katillerin kimlikleri Fransız, Cezayir, Türk, Kürt, Faslı… şeklinde sıralanıyor. Devlet erkanı, ülkede artan ölüm ve tecavüz vakalarını konuşmak yerine süreci yabancılarla açıklamayı yeğliyor!
Yıl boyunca sayısız vaka basın ve yayın organlarına yansıdı. Eylül başında bakanlıklarca açıklanan verilere göre şiddet ve tecavüz vaka sayısında yüzde 25 oranında artıştan bahsediliyordu. Geç saatlerde tren ve metrolarda, taksilerde yaşanan tecavüz olayları nedeni ile kadınlar tedirgin. Özellikle başkent Paris’te artık gün ortasında sokakta, parkta bu tedirginlik büyüyor. Örneğin geçtiğimiz ay öğlen saatlerinde park halindeki arabasını çalıştıran kadının kapısını açıp içeri giren 27 yaşındaki oturum izni olmayan ve sokakta yaşayan bir göçmen, kadına tecavüz edip boğarak katletti. Yine Paris’in en işlek caddesi ve turistlerin ziyaret ettiği Champs de Mars bölgesinde parkta oturan Kanadalı turist bir kadın gün ortasında sokakta tecavüze uğradı. Devamında Paris’te son bir ayda taksi ve metro istasyonlarında 4 kadın daha tecavüz kurbanı oldu. Halen hastanelerde tedavi altında olan birçok kadının olduğu bilgisi kadın hareketlerine geliyor. Tüm bunlar konusunda eylemler, tepkiler daha dinmeden bu kez Paris’te geçtiğimiz hafta içi "12 yaşındaki Lola kayboldu" denildi.
Lola ortaokul öğrencisi. Okul çıkışı evine gelirken yaşadığı apartman içerisinde bir kadın tarafından elinden çekildiği görülüyor. Apartmanda apartman görevlisi olarak çalışan anne ve babası okuldan eve dönmeyen kızları için polise başvuruyor. Birgün sonra, sokakta yaşayan bir evsiz, sarıp sarmalanan bir valizi açmaya çalışırken Lola’nın cenazesi ile karşılaşıyor. Lola’nın otopsi raporuna göre, tecavüze uğramış, aşırı darp almış ve boğularak öldürülmüş… derken, gözaltıların yaşandığı ifade edildi. Devamında basına yansıyan bilgiler ise dehşet.
Lola, 24 yaşındaki Cezayir asıllı bir kadın ve ona yardım eden 49 yaşındaki bir diğer Cezayirli tarafından öldürüldü deniliyor. Lola’yı önce alı koyan birkaç yıl önce öğrenci olarak Fransa’ya giriş yapmış ve oturumu uzun süredir de biten genç bir kadın. Aynı ulustan olan diğer adamın ise söz konusu kadına yardım ettiği belirtiliyor. Tecavüz ve ölüm sonrası Lola’nın cesedi önce başka bir bölgeye taşınıyor. Daha sonra paketlenip valize yerleştirilip taksi ile Lola’nın ailesinin yaşadığı apartmanın yakınına getiriliyor. Kamera kayıtlarında görüldüğüne göre, elinde valizle fırına girip kruvasan alınırken, insanlar valiz ağır olduğu için kadına yardım ediyor. Bütün bunlar ise Paris 19. Bölge ana karakolunun hemen 30 metre önünde olan bir apartman ve çevresinde yaşanıyor. Şimdi soralım karakolun önünde kadınlar, çocuklar ölüme gidiyorsa nerede güvende olunur?
19 Paris bölgesinde son iki yıldır Paris’in tüm sokakta yaşayan uyuşturucu bağımlıları ve Paris’teki kağıtsız göçmenler sokakta çadırlarda kalıyor. Lola’nın kaybının hemen ardından bölge halkının tüm tepkisine karşı bir çaba içerisine girmeyen polis anında sokakta kalanları toplayıp çöp yığınına dönüşen alanı temizledi. Her köşeye bir polis yerleştirdi. Oysa söz konusu kişiler tarafından son iki yılda sayısız yaralama olayı, tecavüz ve ölüm yaşandı. Bölge valiliği hiçbir biçimde durumu düzeltmek için bir çözüm yaratmamışken, Lola’nın kaybının hemen ardından başta hükümet yetkilileri ve aşırı sağcı milletvekilleri televizyon programlarının baş aktörü oldu. Tüm saldırı ve tecavüz vakalarının sorumlusu olarak yabancılar ilan edilirken, ‘hepsini ülkelerine gönderelim’ uzlaşısı sorunun çözümü olarak sunuldu. Her üç günde bir kadının öldüğü ülkede Lola’nın ve diğer kadınların katili, ülkede tüm çığlıklara kulak tıkayan, yasal işlem başlatmayan, sorunlu bireyleri tedavi etmeyip sokağa salan devlettir!