Kriz artık evlerde

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Dünya’da açlık oranı ekstrem bir şekilde artıyor, yoksulluk derinleşiyor, yardıma muhtaç insan sayısı katlanıyor. Kriz artık kapıdan evin içine girmiş durumda.

Alman ekonomisi son yılların en derin krizini yaşıyor. Haziran ayı enflasyon oranı yüzde 7,6 olarak açıklandı, ki mayıs ayında açıklanan yüzde 7,9 oranına göre düşüş kaydedildiği söylense de durum pek parlak değil.

Almanya Federal İstatistik Ofisi verilerine göre sanayi üretimi mayıs ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0,2 oranında arttı ama geçen yılın aynı ayına göre bu oran yüzde 1,5 azaldı.

Yine başka bir veriye göre Almanya otuz yılın ardından ihraç ettiğinden fazlasını ithal etti. Buna göre ihracat nisan ayına kıyasla mayısta 0,5 azaldı ve 125,8 milyar Euro oldu, ithalat yüzde 2,7 arttı ve 126,7 milyar Euro’ya yükseldi. Dış ticaret açığının ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle yaşanan enerji krizi ve fiyatlardaki artış gösteriliyor. 

Ekonomide derin bir darboğaz yaşanırken, beklenen bir gelişme ile birlikte panik havası daha da hissedilir oldu. Rusya Kuzey Akım 1 boru hattındaki akışı bakım çalışmaları gerekçesiyle 21 Temmuz’a kadar durdurdu. Rusya her ne kadar bakım çalışmalarının ardından gaz akışını durdurmayacağını beyan eden açıklamalar yapsa da , savaşın gidişatına bakılırsa, gaz akışının tekrar yapılıp yapılmayacağı da bir muamma. Almanya, kışın gaz sıkıntısı yaşamamak için gaz depolama tesislerini mümkün olan en kısa sürede doldurmaya çabalıyor. Yasalar çerçevesinde gaz depolama tanklarının 1 Ekim'e kadar yüzde 80, 1 Kasım'a kadar yüzde 90 dolu olması gerekiyor. Oysa depoların sadece yüzde 64’ünün dolu olduğu belirtiliyor. 

Almanya zaten bir süredir kendisini bu senaryoya hazırlamaya çalışıyor. Zira gaz akışının durdurulması halinde özellikle sanayide büyük oranda gaza bağımlı olan Almanya’da bunun sonuçları en ağır şekilde hissedilecek. İlaçtan tutalım da birçok ürüne önemli oranda erişim sorunu yaşanması bekleniyor. 

Bunların dışında gaz tedarikindeki sorunların faturalara da en sert şekilde yansıması bekleniyor. Federal Ağ Ajansı başkanı Klaus Müller doğal gaz için 1500 Euro ödeyen birinin 4500 Euro’ya kadar fatura ödeme ihtimalinden bahsetti. Yine konut şirketleri ise kaloriferlerdeki dereceyi düşürmek, sıcak suyu belli bir saatte açmak gibi planlamalar üzerinde çalışıyor. Kışın mümkün olduğunca tasarruf yapabilmek için hangi imkan varsa vatandaşlara resmi ağızlardan çağrılar yapılıyor. Öyle ki Almanya şu an en küçük tasarruf tedbirini bile önemseyecek durumda. 

Enerji açığının önüne geçebilmek için koalisyon tarafından hazırlanan ve yenilebilir enerji üretiminin hızlandırılması ile kömürle çalışan elektrik santrallerinin yeniden açılmasını öngören Enerji Güvenliği Yasası’ndaki yeni değişiklikler geçen hafta Federal Parlamento’da onaylandı. Savaş koşullarını gidişatına göre nükleere dönüşte olasılıklar arasında. Fakat bu opsiyon şu an sadece tartışma aşamasında olsa da, geri dönüş her an ihtimal dahilinde.

Zira Avrupa Birliği de belirli koşullar altında doğal gaz ve nükleer enerjiyi çevrecilerin tüm itirazlarına rağmen yeşil yatırım olarak sınıflandırdı. Böylece çıkar ve ihtiyaçlar çerçevesinde neyin doğa dostu olduğuna büyük sermayelerin karar verdiğinin altı bir kez daha çizilmiş oldu. 
 
Putin’in İran’a yapacağı ziyaret, Biden’ın Ortadoğu turu Ukrayna-Rusya savaşında taraflar arasında yeni bir denklem yaratılabileceğinin sinyallerini veriyor. Durum bu minvalde devam ettikçe krizin ömrü de o kadar uzun olacak. Dolayısıyla krizlerde kendini her zaman en kötü senaryoya hazırlayan Almanya bu krizde de aynı yöntemi uyguluyor, olası en kötü şartların üstesinden gelmek için önlem almaya çalışıyor.

Fakat Almanya’nın vatandaşına kışın evde ne giyeceğini bile öneren çağrıları işe yaracak mı?
Benzin fiyatları arttığı için lüks arabalara binen binmekten vaz mı geçecek, ya da faturalarını ödeyemeyecek duruma mı gelecek? Kuşkusuz fiyatların artmasından etkilenecek kesim dar gelirliler olacak, evde kalın kazaklarla, düşük ısı derecesinde oturmak zorunda olacaklar da.

Şu bilgiyi de buraya düşelim: Gönüllü yemek yardımı yapan Tafel Deutschand iki milyonu aşkın kişinin yemek yardımlarından yararlandığını açıkladı. Yardım kuruluşu bağışların ve gönüllü çalışanların yetersizliği nedeniyle insanlara yardım etmeye artık yetişemediklerinden dert yanıyor. Zira yaşanan savaş göçüyle birlikte yardıma ihtiyacı olan insanların sayısı da artmış durumda. Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü ise dünya genelinde 811 milyon kişinin açlık çektiğini açıkladı. Zira bu rakamlar resmi veriler, rakamların çok daha fazla olduğunu tahmin etmek güç değil. 

Daha çok güçlenmek için daha çok savaşan emperyalist devletler, daha çok silah satışını körükleyip, dünya düzenini ona göre şekillendirirken. Dünya’da açlık oranı ekstrem bir şekilde artıyor, yoksulluk derinleşiyor, yardıma muhtaç insan sayısı katlanıyor. Kriz artık kapıdan evin içine girmiş durumda.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.