Krizin temelinde Kürt sorunu var

DİB Koordinasyon Kurulu Üyesi Murat Akbaş

DİB Koordinasyon Kurulu Üyesi Murat Akbaş

  • Ekonomik krizin temelinde Kürt sorununun çözümsüzlüğünün olduğunu belirten DİB Koordinasyon Kurulu Üyesi Murat Akbaş, sistemin tıkandığını ve çözüm üretemediğini söyledi. 

Türkiye’de siyasi, toplumsal ve ekonomi başta olmak üzere çoklu bir krizin yaşandığını belirten Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyonu Kurulu Üyesi Murat Akbaş, siyasetin de temel gündemi olan ekonomik krizin yapısal bir sorun olduğunu ifade etti. Krize karşı yurttaşların sokaklara çıktığını hatırlatan Akbaş, “Türkiye çok dinamik bir ülke, her gün bir önceki günün gündeminin üstüne düşecek büyük krizlerle karşılaşıyoruz ve bir önceki unutuluyor. Siyasal yapıların görevi, onları unutturmadan gözünü iktidar perspektifinden ayırmadan, geniş halk yığınlarını doğru tarzda birleşik halde örgütlemektir. İnsanlar sokağa çıktı ertesi gün unuttuk. Ertesi gün bunu tüm kesimlere yayarak, halkı içine alan bir eyleme dönüştürme becerisini gerçekleştiremedik. Sadece halka bırakmamak gerekiyor. Örgütlü halk mücadelesinin verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Sistem çare üretemiyor

 Salgının da etkisiyle ülkede geniş halk kitlesinin giderek yoksullaştığına dikkat çeken Akbaş, “Sistem buna çare üretemeyince yönetemez hale geldi. Toplum bu durumda sistemi sorgular hale geldi. Ya sistem kendini yenileyerek yoluna devam edecek ya da bunun önünü keserek halktan yana demokrasiyi içine alan bir iktidarın kurulmasını sağlayacağız” dedi. 

Kürt sorunu, Türk sorunudur

Ekonomik sorunun temelinde Kürt sorunun olduğunu belirten Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorunu dediğimiz zaman olay daraltılıyor. Kürt sorunu, aslında Türk sorunudur. Barış içinde bir arda yaşayabileceğimiz temel hak ve özgürlüklerin ön planda olduğu bir sistemi inşa edebilirsek bu sorunu ortadan kaldırabiliriz.  Ekonomik sorunun da temelinde Kürt sorunu var. Kürt sorununun temelinde adaletsizlik, hukuksuzluk, asimilasyon ve inkar var. Bütün bunları birbirinin içine geçmiş bir yumak olarak düşünmemiz, çözümü de ortak mücadelede aramamız gerekir.”

Nasıl olsa gidecek algısı!

Toplumsal desteği büyük oranda eriyen AKP ve Erdoğan’ın ile ilgili “nasıl olsa gidecek” yönündeki algıyı tehlikeli bulan Akbaş, şu uyarıda bulundu: “Bu sistemi tanımamaktan kaynaklı, tamamen kendiliğindenci bir bakış açısının ürünüdür. Eğer böyle bakarsak dolar 9 olduğunda halk kitleleri ayaklanacak, diyorduk ama olmadı. Dolar 12 olduğunda küçük çaplı birkaç kentte kendiliğinden tepkiler oluştu. Demek ki sadece kendiliğinden tepkiler bu iktidarın gidişini hazırlamayacak. Gelecekte bizi ne bekliyor? Bunları doğru tarzda yönetebilirsek bu karanlıktan çıkış halkların yararına olacak. Bugün bu görev bizim. Bunu sistem bize vermeyecek.” 

Halkların ortak mücadelesi

 Demokrasinin salt bir iktidar değişimi ile gelemeyeceğini de belirten Akbaş, iktidarı kimin değiştirdiğine ve değiştireceğine bakılması gerektiğinin altını çizdi. Akbaş, şunları ekledi: “Sistem tıkanmış, çözüm üretemiyor ama bunu kendiliğindenciliğe bırakmamamız gerekiyor. Demokrasi gelecekse bu ülkeye bu ülkede yaşayan halkların ortak mücadelesiyle gelecektir. Bugün bu sistemin temsilcisi Erdoğan’dır, yarın Soylu, başka gün bir başkası olur. Bir adama dayalı diye tabir edilen sistemin faşist sistem ve onun temsilcisinin Erdoğan olduğunu düşünmek gerekiyor. Bugün ülkemizde her kesime uygulanan bir zapturapt var. Bunun yerine ne koymak gerekir? Adaleti, hak ve hukuku, ortak yaşamı koymak gerekir. Bunların anayasal dayanağını oluşturacak ve güvence altına alacak evrensel normları koymak gerekiyor.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.