Moda dünyasının sömürgeciliği

Kültür/Sanat Haberleri —

Moda ve sömürgecilik /foto:AFP

Moda ve sömürgecilik /foto:AFP

  • Meksika’nın Chihuahua eyaletinde yaşayan María günlerce çalışıp napácha bluzunu 2 bin pesoya satıyor. Aynı bluz Manhattan’da 750 dolara “şık zikzak elbise” diye zenginlere gidiyor, María’nın adı bile yok. Zara, Dior, Louis Vuitton, Nike 13 yılda 41 kez yerli halkın desenlerini gasp ettiler.

ÁNGEL VARGAS - Çeviri: Tijda YAĞMUR

María, Rarámuri bir zanaatkâr, geleneksel bluz olan napácha’yı tamamlamak için gün sayıyor. Ancak bu bluzu sattığında elde edeceği para, ona bir ay bile yetmeyecek. Öte yandan New York’ta Nikki Chasin, María’nın eserinin tıpatıp aynısını 750 dolara  satışa sunuyor.

Aradaki fark sadece fiyat değil. Amerikalı tasarımcı, bu giysiyi “zikzak elbise” olarak adlandırıyor. Ne María’dan ne de onun geldiği topluluktan bahsediyor; ne de bu desenlere ilham veren kutsal dağlardan söz ediyor. Bu, tek bir olay değil; Meksika’nın yerli halklarının, Afrikalıların, Ortadoğuluların kültürel mirasını çalınmış bir mala dönüştüren vahşi bir sistemin kuralı.

Aslında bu, sınır tanımayan bir sömürü biçimi. Geçen yıl, 19. yüzyıl ortalarından beri faaliyet gösteren Fransız moda evi Louis Vuitton, Romanya’nın bir bölgesine özgü geleneksel bluzların birebir kopyalarını Resort koleksiyonunda sergiledi. Satışını engellemeye yönelik kampanyalara rağmen, şirket ne bir atıfta bulundu ne de özür diledi.

Meksika’da yerli halkların sürdürülebilir kalkınmasına adanmış bir sivil toplum kuruluşu olan Impacto’nun uzmanı Olivia Meza, “Hiçbir şey söylemediler; bir şeyi sahiplendiklerini tamamen görmezden geldiler” diyor.

Kültürel gasp

Chiapas, San Cristobal de las Casas’ta faaliyet gösteren bu kuruluş, Geleneksel Cuma platformu aracılığıyla, 2012 ile 2025 yılları arasında en az 31 uluslararası marka veya tasarımcının ve birkaç ulusal markanın, Meksika’daki yerli kültürlerden desenler, ikonografiler veya geleneksel giysiler çaldığını belgeledi. Kuruluşun “kültürel gasp” olarak adlandırdığı bu durum, bugüne kadar toplam 41 vaka olarak kaydedildi.  

Fransız markaları Christian Dior, Louis Vuitton ve Isabel Marant; Amerikan markaları Carolina Herrera, Ralph Lauren, Nike, J. Marie Collections ve Madewell; Çin’in Shein’i ve İspanya’dan Mango, Desigual, Intropia ve Zara, bu yönteme başvuran küresel markalar arasında.  

Bunlardan J. Marie Collections ve Zara, en sık tekrar edenler; özellikle Zara, geçen yıl da dahil olmak üzere dört kez bu suçu işledi. Listede yer almayan diğer uluslararası şirketler arasında Fransa’dan Hermès ve ABD’den Levi’s de anılıyor.  

Meksika kökenli örnekler arasında ise 2014’te Hidalgo’daki Tenango de Doria desenlerini çantalarda kullanan tasarımcı Pineda Covalin var. Ayrıca Oaxaca kökenli bir tasarımcı, ABD markası Etia ile iş birliği yaparak San Juan Colorado’daki zanaatkârlarla huipil üretiyor. Ancak bu giysileri huipil olarak satmak yerine, Müslüman ülkelerde kullanılan geleneksel bir giysi olan “kaftan” adıyla pazarlıyor. Olivia Meza’ya göre bu, giysilerin kökenini ve yapımcılarının emeğini silmek gibi kutsal bir saygısızlık.  

“Bu isimler sadece yanlış değil, aynı zamanda bir tür gasp. Tasarım, iş ve pazarlama düzeyinde daha fazla farkındalığa ihtiyaç var; ayrıca satılan ürünlerin ne olduğu ve nasıl doğru bir şekilde adlandırılacağı konusunda daha fazla kültür ve bilgi gerekiyor” diye ekliyor moda tasarımcısı, gazeteci ve aktivist Meza.

Sonuçta, bu tasarımcı da giysilerin yaratıcılarına hak ettikleri takdiri göstermedi. Sadece San Juan Colorado’daki zanaatkârlarla çalıştığını belirtmekle yetindi. Bu, asıl yaratıcılara sırt çevirmek ve onlara hak ettikleri değeri vermemek anlamına geliyor. Onun gibi durumlarda, ortada bir tasarım yok; sadece ürünleri satmak için bir köprü kuruluyor. Bu da zincirleme bir etkiye sahip.

Yargı dışı şikayetler

Bu gazeteye yaptığı açıklamada, Meksika’da bazı markalara yönelik kültürel gasp şikayetlerinin şimdiye kadar mahkemelere taşınmadığını belirten federal Kültür Bakanlığı (SC) Sosyal İletişim Departmanı, şu anda iki şikayetin devam ettiğini bildirdi.

Son dönemde ulusal düzeyde öne çıkan kültürel gasp vakalarından biri, ¡Ay Güey! adlı şirketin durumu. Şirket, ceket modellerinden birinin iç kısmında Tehuantepec Kıstağı’nın işlemelerine benzeyen kumaşlar kullanıyor. Bu durum, sadece bu tür kültürel sömürüye karşı sesini yükselten önemli kamu figürlerinden biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu konuda somut adımlar atan Senatör Susana Harp tarafından belgelendi.

2015’te, Oaxacalı şarkıcı ve aktivist Harp, New York’ta, Oaxaca’nın Mixe dağlarında yer alan Santa María Tlahuitoltepec topluluğuna ait huipillerin aynısını, Isabel Marant’ın sonbahar-kış koleksiyonu için tasarladığını keşfetti.

Bu, onun harekete geçmesini tetikleyen olay oldu, diye itiraf ediyor Susana Harp. 2018-2024 yılları arasında, Cumhuriyet Senatosu’ndaki ilk döneminde (şu anda 2030’da sona erecek ikinci döneminde) önemli bir Telif Hakkı Yasası’nı destekledi.

Bu değişiklikle, yerli kültür ve kimliğine ait unsurlar, yani desenler ve giysiler, artık kamu malı sayılmaktan çıktı ve herhangi bir edebi veya sanatsal eserle yasal olarak eşitlendi. Daha önce bu yasa, Meksika popüler kültürünün herhangi bir unsurunun izinsiz kullanılmasına izin veriyordu, diye belirtiyor Harp.

Ancak Susana Harp’ın bu alanda bir yasa yapıcı olarak en büyük katkısı, 18 Ocak 2022’de yürürlüğe giren ve Meksika’nın kültürel olarak “yağmalanmasını” durdurmak için “tarihi bir adım” olarak görülen Yerli ve Afro-Meksikalı Halklar ve Toplulukların Kültürel Mirasının Korunması Federal Yasası’nın (LFPPCPCIA) oluşturulmasında ve tanıtımında oynadığı kilit rol oldu.

Bu yasa, Yerli ve Afro-Meksikalı halkların ve toplulukların kültürel mirasını ve kolektif fikri mülkiyetini tanıyor ve garanti altına alıyor, bu mirasın bütünlüğünü etkileyen her türlü eylemi yasaklıyor, kültürel mirasın ticarileştirilmesinden elde edilen ekonomik faydaların topluluklar arasında adil bir şekilde yeniden dağıtılmasını şart koşuyor ve kültürel mirasın korunması için bir sistem ile bir kayıt sistemi oluşturuyor.

Kısaca ifade etmek gerekirse, bu yasa, markaların veya bireylerin, yerli halkların ve toplulukların kadim bilgilerini, kutsal sembollerini ve kültürel ifadelerini izin almadan ya da onlara hak ettikleri takdiri ve kârı vermeden kullanmasını yasaklıyor.

Kolektif haklar

Bu yasayla, hukuk sistemimizde daha önce görünür olmayan bir şeyi dahil ettik: kolektif haklar, diyor yasa yapıcı ve sanatçı Harp. Ona göre kültürel gasp, sadece zanaatkârların geçim kaynaklarını ellerinden almakla kalmıyor, aynı zamanda kimliklerini ve değerlerini de ihlal ediyor.

Harp, bazı kopyalamaların topluluklar için derin bir yara olduğunu ve son derece acı verici olduğunu vurguluyor. Şirketler, bu topluluklar için kutsal olan unsurları sahipleniyor, bazen bunları kötüye kullanıyor veya yanlış bir şekilde sunuyor.

“Bu sadece daha az satış yapmanın ekonomik boyutu değil, ellerinden çıkan bir ürünün kaybı değil; bazen bu, onların dünya görüşleriyle ilgili unsurlar içeriyor. Bu yüzden haksızlık çifte: Hem bir gasp var hem de bu, büyük bir öfkeye yol açıyor. Bunlar adeta açık bir yara” diyor Harp.

Antropolog Marta Turok’a göre, telif hakkı ve yerli halkların kültürel mirasını koruyan federal yasalarla ilgili düzenlemelerin eksikliği, ülkenin yerli halklarının bu önemli kültürel mirasını koruma ve güvence altına almada en büyük engellerden biri.

Harp bu görüşe katılıyor, ancak yasanın şimdiye kadar düzenlemeler olmadan bile işlediğini ekliyor.

Meksika’da ve yurt dışında ulusal kökenli geleneksel tekstiller konusunda en önde gelen uzman olarak kabul edilen Marta Turok, daha ileri gidiyor ve her iki yasama katkısının, iyi niyetli olsa da, kötüye kullanımı önleyecek veya topluluklara fayda sağlayacak uygulanabilir mekanizmalardan yoksun olduğunu düşünüyor. Turok, bu yasaların gaspı engellemekten çok zanaatkârlara zarar verebileceğini öne sürüyor.

Turok, toplulukların yaratıcılarıyla ekonomik iş birliğinin durma riskinin günümüzde en büyük tehlikelerden biri olduğunu vurguluyor: Eğer bir tasarımcı, bir grup nakışçıya iyi bir ödeme yapıyorsa ama topluluk meclisi tüm topluluğa iş talep ediyorsa, bu proje sürdürülemez hale geliyor.

Antropolog’a göre asıl mesele, yaratıcıya doğrudan fayda sağlanırken topluluğa da tanınma ve bir miktar tazminat nasıl dengelenebilir? Başka bir deyişle, bu yasa nasıl tüm taraflara fayda sağlar ve kendi kendini ciddiye alan bir engele dönüşmez?

Çin’in yağması

Yerli kökenli giysilerin ve desenlerin gasp edilmesi Meksika’da çok yaygın ve o kadar sıradan ki çoğu zaman fark edilmiyor, diyor Olivia Meza. Tarih boyunca bu alanda, ister cehaletten ister ihmalkârlıktan, büyük ölçüde istismar, eşitsizlik ve kötü uygulamalar yaşandı. Geleneksel Cuma platformunun başındaki Meza, bu konunun ancak son beş ila yedi yılda hükümet düzeyinde daha aktif bir şekilde ele alınmaya başladığını belirtiyor.

Kültürel gasp, sandığımızdan çok daha yaygın ve illa ki lüks bir marka ya da uluslararası bir tasarımcıyı içermesi gerekmiyor. Meza, Çinli şirketlerin artık Meksika tarzı tekstilleri büyük ölçekte ürettiğini, dokuma ve nakış tekniklerini taklit ettiğini söylüyor. “Zanaatkârlar bile bunları satıyor; Oaxaca’da, Chiapas’ta, neredeyse Meksika’nın her yerinde görebilirsiniz. Bu yüzden çok yaygın diyorum ve hiçbir düzenleme yok. Zanaatkârlar bunları tercih ediyor çünkü daha kolay satılıyor, daha ucuz ve giysiyi yapmak daha az zaman alıyor.”

Lüks markalar yerli kökenli tekstilleri ve desenleri egzotikleştirirken, Meksika sokaklarında el yapımı ürünlerin düşük kaliteli olduğu ve ucuz olması gerektiği yönündeki önyargının hâlâ devam ettiğini sorguluyor.

Otantik bir huipil binlerce pesoya mal olabilir, diye ekliyor, ama piyasa taklitleri tercih ediyor. Eğer bir zanaatkâr bu büyük uluslararası markalardan birinin tasarımını kopyalasa, anında dava edilir. Ama onların eserleri gaspediliyor ve dünya buna göz yumuyor.

Tüm bunlar olurken, Chihuahua’nın Sierra bölgesinde María, birkaç günlük çalışmanın ardından napácha’sını nihayet bitiriyor. Mexico City’ye bir kooperatif sayesinde gelen María, el işçiliğinin değerini tanıtmak, desteklemek ve adil ticaretini teşvik etmek için kooperatifin düzenlediği kültürel hareket ve buluşma olan Original’e katılarak bluzunu iyi bir fiyata, 2.000 pesoya satmayı başarıyor.

https://www.jornada.com.mx/

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.