Prof. Hamilton: Türkiye araştırılmalı

Dosya Haberleri —

kimyasal silahlar

kimyasal silahlar

  • Gazetemize konuşan Avrupa Kimya Derneği'nden Prof. David Cole-Hamilton, Türkiye'nin beyaz fosfor kullandığını söyledi. Hükümetlerin silah tedarik ederek savaşları sürdürmeleri dehşetle karşıladığını dile getiren Prof. David Cole-Hamilton, "Bana insanlık dışı geliyor" dedi.
  • Hükümetlerin silah tedarikini yasaklayan genel bir kısıtlama olmadığına dikkat çeken Prof. David Cole-Hamilton, "Kimyasal silahlar söz konusu olduğunda kesinlikle kısıtlamalar var ve hiç kimse ne kimyasalları ne de onları üretmek için kullanılan bileşenleri tedarik edemez" diye vurguladı

SERDA DEMİR/BARIŞ BALSEÇER

Türk devleti, Kürdistan’da gerillaya ve sivillere karşı kimyasal silah kullanıyor. Türkiye'nin kimyasal silah kullanıldığına dair birçok belge kamuoyuna açıklanırken, acil harekete geçilmesi talebinde bulunuluyor. Aylardır Avrupa'nın birçok kentinde kitlesel eylem gerçekleştirilirken, uluslararası kurumları da harekete geçme çağrısı yapılıyor. Ancak uluslararası kurumlar bu insanlık suça sessiz kalıyor. Yine kimyasal silah kullanımını belgeleyen dosyalar, merkez binası Hollanda’da bulunan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) birkaç kez sunulmuş olsa da, OPCW’den hala bir açıklama gelmemesi dikkat çekiyor. En son 3 Kasım tarihinde Lahey şehrinde gerçekleştirilen kitlesel eylemde bir grup kadınlardan oluşan heyet, durumun aciliyetini görüşmek için OPCW’yi ziyaret etti ancak OPCW sessiz tavrını bu görüşmede de sürdürdü.

Avrupa Kimya Derneği
Onlarca devletin imzaladığı Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin uygulanmasını denetleyen OPCW, farklı kurumlarla da çalışmalar yürütüyor. Bunlardan biri de 1970 yılında kimyagerler tarafından kurulan Avrupa Kimya Derneği. Bu dernek bünyesinde yıllarca başkanlık ve başkan yardımcılığı görevlerini üstlenmiş olan bilim insanlarından biri de fahri profesör David Cole-Hamilton. Kimyasal silah kullanımına karşı çalışmalar yürüten profesör David Cole-Hamilton sorularımızı yanıtladı. 

Kimyasal silahlar neden diğer kitle imha silahlarından daha farklı ele alınır? Yasaklanmasının temel sebepleri nelerdir?

Nükleer bomba üretmek çok pahalı, teknik ve finansal olarak çoğu ülkeyi aşıyor. Bu da, kimin kimyasal silahlara sahip olduğunu ve kimin üretmeye çalıştığını bilmemizi nispeten kolaylaştırıyor. Nükleer Silahların Yayılması'nın Önlenme Anlaşması'yla birlikte 10 ülke hariç, bütün ülkeler tarafından imzalanmış bir Biyolojik Silahlar Sözleşmesi var. Silah olarak kullanılabilecek kimyasallar kolayca bulunabiliyor ve bazen oldukça kolay da yapılabilir. Bazılarının önemli silah dışı kullanımları da var. Bunlar çift kullanımlı kimyasallar olarak bilinir. Bu nedenle hemen hemen herkes bunlara erişebilir. Bunlar genellikle yavaş, ağır ve acılı ölüme neden olurlar.

Kullanımının insan ve doğa üzerindeki etkileri nelerdir?

Pek çok farklı kimyasal silah türü vardır, bazıları, örneğin klor veya fosgen gibi, suyla temas ettiklerinde asit oluşturan gazlardır ve bu nedenle solunduklarında mukoza zarlarına saldırır, boğazı ve ciğerleri yakar, nefes almayı çok zorlaştırır ve acılı, yavaş ve ağır bir ölüme neden olur. Sarin veya Noviçok gibi diğer gazlar, sinir gazlarıdır. Yaşamın her yönü için gerekli olan sinir uyarılarını engelleyen vücuttaki enzimlere bağlanırlar.

Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne imza atan devletlerin yükümlülükleri nelerdir?

Bu sorunuzun cevabı sözleşmenin birinci maddesinde işleniyor. Sözleşmeye taraf olan devletlerin hiçbiri, kimyasal silah geliştiremez, üretemez, bir başka şekilde elde edemez, stoklayamaz ve kullanamaz. Kimyasal silah kullanımı amacıyla herhangi bir askeri hazırlık içinde de yer alamaz. İlk madde aynı zamanda, yasaklanmış olan kimyasal silahların kullanımıyla ilgili yardım ve teşviki de yasaklıyor.

Peki sözleşmeye uyulmadığında ne tür yaptırımlar uygulanır?

Sözleşmede yaptırımlarla ilgili ayrı bir madde var. Bu maddede sözleşmeye aykırı olan durumları düzeltmek için önlemler alınacağı belirtiliyor. Belirlenen süre içinde istekler yerine getirilmediğinde söz konusu devletin sözleşme çerçevesinde hak ve ayrıcalıkları sınırlanabilir. Sınırlandırmaya rağmen durum değişmezse de uluslararası hukuka uygun ortak önlemler alınır. En ağır durumlarda da Birleşmiş Milletler Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi'ne gidilir.

Uzun bir süredir Türk devletinin kimyasal silahlar kullandığına dair bilgi ve belgeler paylaşılıyor. Rojava’daki işgal döneminde kimyasal silahlarla yaralanan çocukların tedavisi bile Avrupa’da yapıldı. Uluslararası anlaşmalara göre yasaklı silahlar kategorisinde olan silahların kullanımına dair açıklamalar geldiğinde ne tür adımların atılması gerekiyor?

Bu soruya net bir cevap veremiyorum. Elbette okuduklarıma göre kimyasal silahların kullanılıp kullanılmadığı ve eğer öyleyse ne oldukları konusunda tartışmalar var. Şüphelerin çoğu beyaz fosfor üzerine duruyor. Beyaz fosfor “duman perdesi” oluşturmak için kullanılır ve bu bağlamda kimyasal bir silah değildir. Ancak insanlarda ciddi yanıklara neden olabilir. Beyaz fosfor, yasaklı maddelerin listelendiği Kimyasal Silahlar Sözleşmesinin Kimyasallar Ekinde de listelenmemiştir. Yakıcı bir malzeme olduğundan, beyaz fosfor sivillere zarar vermek amacıyla kasten vurulursa savaş suçu işlenmiş olur. Bu durumda bile kimyasal silah olarak sınıflandırılmamıştır. Bana öyle geliyor ki, kendisine karşı kimyasal silah kullanıldığını iddia eden ve OPCW’den yardım talep etmek isteyen devlet, bir "taraf devlet" veya sözleşmeye imza atan biri olmalıdır. Kürdistan bir taraf devlet olmadığı için böyle bir talepte bulunamayacağı anlamına gelebilir. 

Suriye’de kimyasal silah kullanımına karşı somut olarak neler yapılmıştı peki?

Suriye hükümetinin kimyasal silah stoklarına sahip olduğu ve bunları kendi iç çatışmalarında kullandığı ortaya çıkmıştı. Başlangıçta stokların ve bunların yapıldığı tesislerin bombalanması planlanmıştı. Ancak, Rusya tarafından önerilen bir anlaşmada, Ekim 2013 ile Ağustos 2014 arasında Suriye'nin bilinen tüm kimyasal silahlarının imhası BM-OPCW öncülüğündeki bir heyet tarafından denetlendi. OPCW, imhanın Ocak 2016'da tamamlandığını ilan etti. Bu çalışmaların çoğu gerçekleştirildi. Bu işlerin çoğu Suriye’de şiddetlenen iç savaş sürecinde, Suriye hükümetinin tam işbirliğiyle gerçekleşti ve görev başarıyla sonuçlandı. Bunun ardından Suriye, Kimyasal Silahlar Sözleşmesini 2013 yılında imzalayıp onayladı.

Bir ülkenin kimyasal silah kullanımını savaş koşullarında tespit etmek ulaşım zorluğu ve hayati riskler içerir. Araştırma koşullarının yaratılması için uluslararası kurumların bir ateşkes çağrısı yapmaları mümkün mü?

Evet mümkün. Suriye örneğinde olduğu gibi; Birleşmiş Milletler ve OPCW heyetinin işini yapabilmesi için ateşkes çağrısı yapıldı. Suriye Hükümeti ve muhalefet güçleri işbirliği sözü verdi ancak El Kaide ve DAİŞ bunu yapmadılar. Neyse ki, görev çok ciddi bir şekilde engellenmedi.

Yasaklı silahların kullanımına dair iddiaların ötesine geçilerek, belgeler kamuoyuna açıldığında, uzmanlardan oluşan bir heyetin bölgeye gitmesi için hangi adımların atılması gerekiyor? Bu adımın atılmasını kim sağlayacak?

Bunun önce OPCW, sonra BM aracılığıyla yapılması gerektiğini düşünüyorum. 

Türk devletinin Rojava’ya yönelik saldırılarında kimyasal silah kullandığını onaylayan bilim insanları var. Sayısız örgüt ve kuruluş tarafından kınanan ve resmi olarak onaylanan bu savaş suçuna karşı neler yapıldı?

Savaş suçları işlenmiş olabilir, ancak kimyasal silahların kullanıldığı çok açık değil. Görünüşe göre OPCW bu saldırıyı araştırdı ve beyaz fosforun kullanıldığına karar vererek, kimyasal silah olarak sınıflandırılmadığı için daha fazla araştırma yapmadı. Orijinal raporlarını bulamadım, bu yüzden bu yorumum Morning Star gazetesinde paylaşılan bir makaleye dayanmaktadır. 

Bir devletin kimyasal silah kullandığı iddia edildiğinde, o devlete silah satmayı sürdürmek bir risk ve suça ortaklık değil midir?

Bana göre, herhangi birine silah satmak yanlıştır. Savaş yanlıştır ve beni tüm yönleriyle dehşete düşürüyor. Sivil veya askeri insanların kasten hedef alındığı veya herhangi bir şiddete maruz kalabileceği hiçbir eylemi tasvip edemem. Özellikle hükümetlerin silah tedarik ederek savaşları sürdürmeleri, mesela vekalet savaşlarında, beni dehşete düşürüyor. Bana insanlık dışı geliyor. Ancak, silah tedarikini yasaklayan genel bir kısıtlama yok gibi görünüyor. Kimyasal silahlar söz konusu olduğunda kesinlikle kısıtlamalar var ve hiç kimse ne kimyasalları ne de onları üretmek için kullanılan bileşenleri tedarik edemez. Yine de, su klorlama gibi gerçekten iyi nedenlerle temin edilen ve patojenleri öldürerek her gün milyarlarca insanın hayatını koruyan bazı kimyasallar, yanlış ellerde kimyasal silah olarak kullanılabilir.

Kimyasal silah kullandığı söylenen Türkiye’deki iktidarın OPCW gibi bir kuruma bağışta bulunduğu ortaya çıktı. Bu olaya baktığımızda böylesine önemli bir kurumun ekonomisini devletlerden alması onun bağımsızlığına gölge düşürmez mi?

Sanırım OPCW, üye devletlerden gelen bağışlarla finanse ediliyor. İnternet sitelerine baktığınızda, farklı ülkelerin yaptıkları bağışların raporlarını bulabilirsiniz. Taraf devletlerin bağışları sonucunda tarafsızlıklarından taviz verildiğine dair herhangi bir telkin olsaydı, güvenirlikleri ortadan kalkar ve yaptıkları bütün mükemmel işler azalırdı. Gelecekleri olmazdı. Şahsen onların onurlu bir kuruluş olduğuna inanıyorum. 

OPCW gibi bir kurumun temel görevi insanlığa ve yaşamın tümüne karşı işlenecek önemli bir suçun tespitini yapmak ve ilgili devletin işlediği bu suça yönelik yaptırımların alınmasını sağlamak değil mi?

Evet, bu OCPW'nin görevlerinden biridir, ancak görevleri yalnızca Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nde tanımlanan kimyasal silahlarla ilgilidir. Türkiye'nin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi kapsamındaki maddeleri kullandığına dair somut deliller varsa bunlar araştırılmalı ve suçlu bulunurlarsa failler adalete teslim edilmelidir. 

Kürt güçleri kimyasal silah kullanıldığına dair birçok belgeyi kamuoyuyla paylaştılar. Belgelerde geniş bilgiler, görüntüler ve açıklamalar var. Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Kuşkusuz bazı yanıkların oluştuğuna dair kanıtlar vardır. Bana öyle geliyor ki, çoğu insan bu yanıkların beyaz fosfordan kaynaklandığı görüşünde, ki beyaz fosfor kimyasal silah olarak sınıflandırılmıyor. Bence bu yanıklar korkunç ve savaşın neden olduğu tüm yaralanmalar gibi kabul edilemez.

Peki, kimyasal silahların kullanıldığı bölgeye bir heyet gitmediği sürece sağlam deliller nasıl elde edilebilir ki?

Bir heyetin gitmesi yapılabilecek en ideal şey olurdu. Alternatif olarak güvenilir yerel halktan insanlardan veya Kızıl Haç, Kızıl Ay, Sınır Tanımayan Doktorlar gibi kuruluşlardan da inceleme yapmaları istenilebilir. Bu incelemeler kimyasal silahların kullanıldığına dair önemli deliller gösterirse, o zaman OPCW'nin dahil olması gerekir.

Sizce kimyasal silahlarla ilgili mevcut yasa düzenlemesi bu haliyle yeterli mi?

Yukarıda bahsettiğim gibi, 197 ülkeden 194 imzacı ve 193 onaylayıcının olması çok iyi bence. Genel olarak, OPCW'nin kimyasal silahların kullanılmamasını sağlamak için elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Listede olmayan bazı kimyasalların eklenmesi ve sözleşmenin iddia edilen ihlallerine ilişkin daha fazla soruşturma yapılması gerektiği tartışılabilir. Bu ancak kimyasal silahların kullanıldığına dair ilk bakışta kanıtların güçlü olması durumunda gerçekleşebilecektir.

Bir konuşmanızda, kimyagerler olarak kimyasal silahların denetimi ve üretimi üzerinde etkili olabileceğinizi belirttiniz. Buna yönelik çalışmalarınız da var. Ne türden olumlu sonuçlar elde ettiniz?

Şahsen, İsrail Devleti'nin, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ni tasdik etmesi için İsrail Kimya Derneği Başkanı ile birlikte ikna etmeye çalıştım. İmzalayan ancak tasdik etmeyen tek ülke onlar. Şimdiye kadar ne yazık ki çok az ilerleme kaydettik. Aynı zaman da, Mısır üzerinde biraz etki yaratmaya çalıştım ama şimdiye kadar başarılı olamadım. Ayrıca, Avrupa Kimya Derneği’nin Başkanı olduğum süreçte 30'dan fazla ulusal kimya derneği başkanı tarafından imzalanmış bir bildiri yayınladık. Suriye'de klor varil bombalarının kullanılmasından sonra açıklama yayımlayıp savaşta klor kullanımını kınadık ve faillerin yargılanması çağrısında bulunduk. Daha sonra tüm kimyasal silahların kullanılmasını da kınadık.

Prof. David Cole-Hamilton

 

David Cole Hamilton kimdir?

Edinburgh Üniversitesi'nde lisans ve doktora derecelerini tamamladıktan sonra, Nobel ödüllü kimyager Geoffrey Wilkinson ile çalışmaya başladı. 2014 yılında fahri olan Cole-Hamilton, St. Andrews Üniversitesi'nde kimya profesörü olarak çalıştı. Kraliyet Kimya Topluluğu'ndan (Royal Society of Chemistry) aldığı bir dizi ödülün yanı sıra öğretim için 5 ödül kazandı. 2017 yılında Alwin Mittasch Ödülü'ne layık görüldü ve Rusya Doğa Bilimleri Akademisi'nin Yabancı Üyesi oldu. Kimyager, 2013-2017 yılları arasında Avrupa Kimya Derneği'nin (EuChemS) başkanlığını yaptı. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.