Rusya, ABD ve NATO’ya savaş açtı

Dosya Haberleri —

Musa Özuğurlu

Musa Özuğurlu

Gazeteci Musa Özuğurlu, Ukrayna ve Rusya arasında süren savaşı Yeni Özgür Politika'ya değerlendirdi.

  • Rusya, ABD’nin, NATO’nun kendi topraklarına tehdit oluşturması nedeniyle bu savaşı başlattı. Aslında Rusya, Ukrayna sahasındaki bu savaşı ABD’ye, NATO’ya, Batı’ya açmış durumda. Ukrayna hem bir yandan Rusya ile problem yaşayan bir ülke olarak bu savaşın bir tarafı ama diğer yandan Rusya ile Amerika arasındaki bu küresel mücadele nedeniyle de savaşın bir sahnesi olarak öne çıkıyor.

MASİS HESKİF

Rusya-Ukrayna savaşı 3 haftayı geride bıraktı. Tüm dünyanın gündeminde olan savaşın başladığı günden bu yana binlerce kişi yaşamını yitirirken, 3 milyondan fazla insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. NATO ve AB ülkeleri tarafından Rusya’ya ekonomik yaptırımlar devam ederken, Ukrayna ve Rusya arasında müzakereler ise sürüyor. Gazeteci Musa Özuğurlu ile Rusya-Ukrayna savaşında geçen 3 haftayı, savaşının etki ve sonuçlarını konuştuk. Özuğurlu, Ukrayna-Rusya savaşının yarattığı yeni dengeler, Türkiye ile ilişkiler ve Suriye politikalarına yansıması, Suriye’deki çetelerin savaşa aktarılması, dünya genelinde ortaya çıkan gıda krizi ve fiyat artışlarına kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı. 

Putin 21 Şubat’taki konuşmasında "Ukrayna diye bir halk yoktur, Ukrayna hiçbir zaman olmadı. Ukrayna eşittir komünizm. Ukrayna’yı komünizm kurdu, Lenin kurdu. Stalin, Lenin’in hatalarını düzeltmeye çalıştı fakat başarılı olmadı" ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler aslında iki ülke arasındaki gerginliğin uzun süredir olduğunu da gösteriyor. İlk olarak şunu sormak istiyorum, iki ülke arasındaki savaş neden başladı?

Gerçekten de iki ülke arasında uzun zamandır devam eden bir problem vardı. Elbette ki bunun tarihsel kökleri de var. Putin’in görüşlerini üzerine kurduğu temellere bakıldığı zaman tarih içerisinde Ukrayna haritasının çeşitli zamanlarda değiştiğini görüyoruz. Putin buradan yola çıkarak bu ifadeleri kullandı. Tabi Rusya açısından baktığınız zaman savaşın gerçek sebebi bu değil. Birincisi Rusya, Ukrayna’da 2014’te Yanukoviç’in devrilmesinin kendisine yönelik bir darbe olduğunu, yeni gelen Zelenskiy’in de aslında Batı tarafından getirildiğini dolayısıyla Ukrayna halkının iradesini yansıtmadığını savunuyor. Bu anlamda Zelenskiy’nin hem Avrupa Birliği hem de özellikle askeri alanda NATO ile iş birliği yaparak Rusya’ya bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Bu nedenle bu tehdidin artık yakınlaştığını da düşünerek bir şekilde Ukrayna’ya müdahale etti. 

Burada, Putin’in ‘Ukrayna diye bir halk yoktur’ ifadesi aslında içeriye dönük bir söylem. Yoksa gerçekten Rusya’nın Ukrayna ile ilgili bu saldırısına bakacak olursak bunun sebebinin böyle bir şey olması mümkün değil. Yalnızca böyle bir sebepten dolayı herhangi bir ülke ya da Rusya Ukrayna’ya saldırmaz. Bunun arkasında daha ciddi birtakım sebepler aramamız lazım. Rusya, ABD’nin, NATO’nun bir şekilde genişlemesi ve kendi topraklarına tehdit oluşturması nedeniyle bu savaşı başlattı. Aslında Rusya, Ukrayna sahasındaki bu savaşı ABD’ye, NATO’ya, Batı’ya açmış durumda. Dolayısıyla burada Ukrayna hem bir yandan Rusya ile problem yaşayan bir ülke olarak bu savaşın bir tarafı ama diğer yandan Rusya ile Amerika arasındaki bu küresel mücadele nedeniyle de savaşın bir sahnesi olarak öne çıkıyor.

Ukrayna’nın AB ve NATO ile yakınlaşması durumu var. Fakat bu organizasyonların Ukrayna’yı oyaladığı söylenmekte. Siz ne düşünüyorsunuz, Ukrayna’nın NATO ya da AB’ye girme durumu mümkün müydü?

Tabi Ukrayna’nın NATO’ya alınıp alınmayacağı konusu kesin değildi, bu doğru. Fakat AB’ye hemen alınabilmesi zaten mümkün değildi ama şöyle bir şey de var, daha önceden AB ile bir ortaklık anlaşması vardı ve zaten Yanukoviç bu anlaşmayı imzalamadığı için Ukrayna’da olaylar başladı. Yanukoviç anlaşmayı reddettiği için gösterilerle devrildi. Bu anlamda baktığımız zaman Ukrayna’nın şimdiki liderlerinin tamamen Batı sermayesi ile birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Burada AB’ye girip girmemesi bence Rusya açısından sorun değil ama askeri olarak NATO’nun varlığını bir şekilde Ukrayna içerisinde arttırmaya başladığını görüyoruz. 

Şöyle bir şey de var; aynı durum Gürcistan için de geçerli. Gürcistan’a zaten Rusya’nın daha önce bir saldırısı olmuştu. Rusya Ukrayna ve Gürcistan’ı, NATO’nun ilerlemesinin son halkası olarak görüyor. Bunlardan hangisi daha önce olsaydı bir şekilde diğerine artık son adım atılmış olacaktı. Bu nedenle Ukrayna’nın şu anda NATO’ya alınma/alınmama gibi bir durumunun muallakta olması Rusya açısından durumu çok değiştirmiyor. Ukrayna, NATO ile sıkı iş birliğini devam ettiriyor. Ve Rusya buna izin vermek istemedi. Yoksa gerçekten de Ukrayna’nın NATO’ya üye olması belki de uzun bir süre alacaktı fakat Ukrayna’nın aynı zamanda girmemesinin sebeplerinden birisi de buydu. Rusya’dan çekiniyordu, bu iş anladığım kadarıyla Rusya açısından ciddiyet kazandığı için Rusya müdahale etti. Diğer yandan bu sadece bununla ilgili değil, bu meseleyi Donbass bölgesi olarak da görmek lazım. Donbass bölgesine yönelik olarak Ukrayna’nın ciddi bir saldırı hazırlığı içerisinde olduğuna dair Rusların bir iddiası vardı. Dolayısıyla kendi hazırlıkları da bundan sonra başladı. Varsayalım ki Ukrayna’yı gerçekten NATO’ya almayacaklardı ama Rusya açısından sürekli bir stres oluşturuyordu.

Çatışmaların ilk zamanlarında Ukrayna, AB ve NATO’dan beklediği desteği almadığını belirtti. NATO da Rusya ile savaşı göze alamayacağını açıkladı ama çeşitli yaptırımlar uyguladı. Rusya savaşa girmeden bu yaptırımların bilincindeydi elbette. Rusya’nın hesap etmediği bir şey oldu mu ve sizce bu yaptırımlar Rusya’yı ne derece etkiler?

Bence Rusya’nın hesap etmediği bir şey olmadı. Bütün bunlar zaten bilinen yaptırım yöntemleridir. Askeri, ekonomik, siyasal yaptırım olabilir. Askeri açıdan baktığımız zaman Rusya’nın askeri yaptırıma ihtiyacı yok. Siyasal açıdan baktığımız zaman da Rusya zaten tecrit edilmiş bir ülke. Rusya üzerinde ciddi bir baskı zaten söz konusuydu. Fakat ekonomik olarak baktığımız zaman belki de bu kadarını beklemiyordu ama Rusya’nın elinde de koz olduğunu unutmamamız gerekiyor. Rusya’nın elinde gazı var ve şu an bu gazı satmaya devam ediyor. 

Almanya, Avrupa bu gazı Rusya’dan almaya devam ediyor. ABD, Rusya’dan petrol almayacağını söyledi. Burada şu da var; ABD’ye sattığı petrol çok büyük bir pay değil. Dolayısıyla bu bir büyük darbe sayılmaz. Diğer taraftan bütün bunlara rağmen ABD, Rusya’dan uranyum almaya devam ediyor. Şimdi buradan baktığımız zaman yaptırım olmuş olmuyor. 

Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması durumu oldu, baktığınız zaman Rus bankalarının hepsini bu yaptırımlara almış değiller. Bu ne demektir, Rusya aslında tamamen tecrit edilmiş değil. Bu da zaten Rusya’nın daha rahat hareket etmesini sağlıyor. Bu yüzden bence yaptırımlar şu ana kadar Rusya’yı etkilemiş değil. Ama Rusya’nın bir kozu da bu yaptırımların dünyayı da etkileyen tarafı da olduğu. Şu an bütün dünyada gıda, petrol, gaz fiyatları fırlamış durumda. Bu herkesi etkiliyor. Mesela biz Türkiye’den bunu çok net hissediyoruz.

Savaşın ekonomik olarak dünyaya ve Türkiye’ye olan etkisini konuşacağız. Oraya gelmeden önce, sizce Avrupa ve NATO, Rusya’nın ilerlemesi hakkında öngörülü müydü, hesap edemedikleri bir gelişme oldu mu?

NATO’nun şu aşamaya kadar hesap etmediği bir şey olmadı. Operasyonu bekliyorlar fakat operasyonun bu şekilde olup olmayacağını elbette kimse kestiremezdi. Bir tahminde bulunulabilir ama bu kadar kestirilemez. Ben kendi adıma Rusya’nın daha çok Doğu tarafına böyle bir operasyonu başlatacağını düşünüyordum. Fakat Rusya kimsenin beklemediği bir şekilde Güney’den de, Kırım tarafından da, Kuzey’e hatta Batı’ya doğru ilerlemeye başladı ki bu hamleler Rusya’nın planlarını biraz daha açığa çıkardı. Rusya’nın planı hemen Kiev’e girmek değil, tam tersine Kiev’e doğru bir baskı oluşturup, Kiev yönetimini masaya getirmekti. Bu sonradan ortaya çıkmış bir şey bu sebeple bence kimsenin tahmin edeceği bir durum değildi. O yüzden diğer bazı şehirlerde daha yoğun çatışmalar yaşanıyor ama hala Rusya şu ana kadar Kiev’e ciddi bir saldırı yapmış değil. 

Ukrayna’nın NATO’ya üye olması belki de uzun bir süre alacaktı fakat Ukrayna’nın aynı zamanda girmemesinin sebeplerinden birisi de buydu. Diğer yandan bu sadece bununla ilgili değil, bu meseleyi Donbass bölgesi olarak da görmek lazım. Donbass bölgesine yönelik olarak Ukrayna’nın ciddi bir saldırı hazırlığı içerisinde olduğuna dair Rusların bir iddiası vardı. foto: AFP

Bu savaşın Suriye’ye yansımasının ne olacağı da merak ediliyor. Bugün Ukrayna üzerinden çatışan egemenlerin burada da aynı pozisyonda olduklarını söylemek mümkün. Bu savaşın Suriye’ye, Rojava’ya etkisi ne olur?

Eğer Ukrayna tarafında durum çok daha ciddi bir hal alırsa mutlaka oraya da yansıması olacaktır. Ben şu an için böyle bir yansımanın olacağını düşünmüyorum. Yani savaşın uzun süreceğini düşünmüyorum. Batı, özellikle Rusya’yı yaptırımlar yoluyla durdurmaya çalışacak çünkü eğer askeri müdahale söz konusu olsaydı şimdiye kadar olurdu. Bundan sonra da çok olacağını düşünmüyorum. Ama ne olursa olsun Türkiye Rusya ilişkilerinde eğer bir çıkmaz sokağa girilecekse bunun elbette ki oraya yansıması olacak. İkincisi ABD ile Rusya o bölgede tamamen karşı karşıyalar. Ama aralarında çatışmayı önlemek için hâlâ iletişim mekanizması devam ediyor. Dolayısıyla bu meselenin oraya yansımasının doğrudan olacağını düşünmüyorum.

Diğer taraftan iki ülke arasında barış görüşmeleri devam ediyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy Ofisi’nin baş danışmanı, Rusya’yla barış anlaşmasının en erken 1 ila 2 hafta arasında, en geç ise Mayıs ayında gerçekleşebileceğini söyledi. Bunun olasılığı nedir, barış görüşmesi olmadığı takdirde kaç yıllık bir şehir savaşı bizleri bekliyor?

Eğer Rusya şehir savaşlarına girerse bu mesele daha da uzayacaktır. Kaç ay süreceğini bilemiyorum. Bu, Rusya’nın operasyonu ne kadar ağır tutacağına bağlı. Ukrayna zaten savunma politikasını bunun üzerine kurmuş durumda. Diğer yandan barış görüşmelerinde şu ana kadar ilerleme kaydedilmiş değil ama yine de çok küçük de olsa bir ışık var çünkü Rusya Ukrayna’nın kendi istediği şartlara gelmesini istiyor. Ukrayna da buna karşılık Rusya’nın kendi istediği şartlara gelmesini istiyor. 

İki taraf şu ana kadar taviz vermemiş olsa da belki de pazarlığı yüksek yerden başlattıkları içindir. Belki de önümüzdeki dönemde bir yol bulunacak. Belki Kırım’ın tanınması, Donbass Bölgesi ile ilgili olarak en azından Minsk Anlaşması’na Ukrayna’nın uymayı taahhüt etmesi… Ya da Rusya açısından en önemlisi olan Ukrayna’nın tarafsızlığını ilan etmesiyle bu iş olumlu bir yöne doğru evrilebilir. Zannediyorum önümüzdeki birkaç görüşme bu açıdan çok kritik olacak. Rusya bir an önce bu operasyonu bitirmeyi hedefliyor, eğer bu uzarsa Rusya’nın belki daha sert yöntemlere başvurması ilgili bir durum ortaya çıkabilir ki bu da şehir savaşları demek o da işi daha da çetrefilli bir hale getirebilir.

Ekonomik yaptırımlara gelirsek… Savaşla beraber gıda ve enerji fiyatlarında ciddi artışlar ortaya çıktı. Bu kriz ne zamana kadar sürer, Türkiye’ye yansıması nasıl olur? Özellikle buğdayda çok büyük sıkıntı olacağı söyleniyor, kriz dünyada neleri değiştirecek?

Bu krizin etkisinin uzun süreceği belli çünkü Batı bu yaptırımlardan hemen vazgeçmeyecek. Eğer vazgeçerlerse Rusya’ya karşı kullandıkları tek silahtan da vazgeçmiş olacaklar o yüzden zorlamayı sürdüreceklerdir. Ama şöyle bir şey de var bunun kendilerine yani Batı’ya da bir maliyeti söz konusu. Şu anda Avrupa’da enflasyon rakamları artmaya başladı, bir süre sonra bu daha da artarsa Avrupa içerisinde mutlaka şikayetlenmeler başlayacaktır. Bu da bu yaptırımları ekleyebilir. Ama diyelim ki yaptırımları kararlı bir şekilde devam ettirdiler, bunun etkisi ilk olarak gelişmekte olan ülkelere olacak. Yani Türkiye gibi ekonomisi daha kırılgan olan birtakım ülkeler çok zarar görecek. Türkiye’deki fiyat artışlarını görüyoruz. Türkiye’de hâlâ tam olarak kriz gün yüzüne belki ortaya çıkmadı, gelecek aylarda daha net göreceğiz. Ama Türkiye’nin etkilenmesi kaçınılmaz. Ve bu etkinin en az 5-6 ay devam edeceğini düşünüyorum.

İki taraf şu ana kadar taviz vermemiş olsa da belki de pazarlığı yüksek yerden başlattıkları içindir. Önümüzdeki birkaç görüşme çok kritik olacak. Rusya bir an önce bu operasyonu bitirmeyi hedefliyor, eğer bu uzarsa Rusya’nın belki daha sert yöntemlere başvurması ilgili bir durum ortaya çıkabilir ki bu da şehir savaşları demek o da işi daha da çetrefilli bir hale getirebilir.

Son günlerde yine Ukrayna’da Neo-Nazi yapılanması olduğu konusu tartışılmakta. Ukraynalı bazı askerlerin üniformalarında Neo-Nazi ambleminin olduğu iddia ediliyor. Buna ilişkin neler söylersiniz, böyle bir tehdit var mı?

Bence var. Bu sadece Ukrayna’ya özgü bir şey değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde artık bu tür oluşumlar devletlerin bir sigortası gibi görülmeye başlandı. Yönetimler bu türden yöntemlere başvuruyor. Ukrayna için de aynı şey geçerli. Ukrayna’da halkın bir çimentosu olarak bunlar görülüyor ve halkın devlet, millet ideali çevresinde sahadaki pratiğini de bunlar yerine getiriyor. Poroşenko, Zelenskiy yönetimlerinin bu gibileri onure etmesi, bunlara ordu içerisinde önemli birtakım görevler vermesi de bunun göstergesi. Bunların sayısı elbette nicelik olarak Ukrayna halkını temsil etmezler ama şöyle bir şey var; buna rağmen kendi ülkeleri içerisindeki güçleri çok ciddi ve dikkat edecek olursak kendi içlerindeki muhalif seslere de tahammülleri yok. Hemen infaz yapıyorlar, dolayısıyla bunlar güçlü. Ukrayna içerisinde Rusya’nın bahsettiği şekilde tehlikeli bir oluşum söz konusu, üstelik bu aynı zamanda oradaki Ruslara yönelik olarak da bu şekilde hareket ediyor. Zaten Rusya’nın müdahale sebeplerinden bir tanesi de bu. Dünya basınına çok yansımış değil ama Donbass Bölgesi’nde 14 bine yakın kişi öldü, bunların bir kısmı elbette silahlıydı ama diğer taraftan da siviller de hayatını kaybetti. Örneğin; Odessa’dan çok sayıda kişinin diri diri yakılarak öldüğü olayda faillere caydırıcı cezaların verilmemesi Ukrayna’da böyle bir tehlikenin olduğunu gösteriyor.

Yine Suriye’de savaşan bazı çete güçlerin Ukrayna’daki savaşa götürüldüğü belirtiliyor. Bu ne anlama geliyor?

Bu bir ihtimal olarak var ama Rusya bunu şu anda kullanmak istiyor mu, ondan emin değilim. Sadece geçtiğimiz günlerde böyle bir ihtimal belirdi hatta Rus yönetimi içerisinde de bu ciddi bir şekilde konuşuldu. Eğer giderlerse bunların daha çok Dera taraflarında, daha önce yönetime karşı savaşanlar olduğu belirtiliyor. Bu konuda kesin bir bilgi yok. Bunlar sadece sahadan almış olduğum duyumlar fakat bunu gerçekten Rusya yapar mı, onu bilmiyorum. Rusya bunları getirmek durumunda kalabilir çünkü şehir savaşı orduların kolaylıkla yürüteceği bir savaş değil. Dolayısıyla karşı taraf hangi silahı kullanıyorsa Rusya da aynı silahı kullanmak isteyecek.

Son olarak savaş hangi dengeleri değiştirecek, kimler/neler çok zarar görecek, etkilenecek?

Bu savaştan silah tekelleri karlı çıkacak, kapitalizm dünya sermayesi karlı çıkacak. Çünkü sonuç itibariyle onların her zaman için satış, sömürü mantığıyla hareket ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu savaşların her birisi bütün dünyada, bütün ülkeleri etkiliyor. Zayıf olanı daha da zayıflatıyor. Güçlü olanı daha da güçlü bir hale getiriyor. Deyim yerindeyse küresel savaşta çarpışanların tuzu kuru ama bu savaştan etkilenecek olan ekonomisi kırılgan olan ülkeler. Dolayısıyla dünyadaki bütün emekçisinden, sabit gelirlisine kim varsa elbette bunlar etkilenecek, kaybeden yine halklar olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.