Şoven kafayı kırmalıyız

Dosya Haberleri —

Kezban Konukçu

Kezban Konukçu

  • Türkiye’deki ücretli emeğin en fazla yüzde 15’i sendikalı. Bunların da çok azı toplu iş sözleşmesi hakkına sahip. Geri kalan işçiye ne olacak? Güvencesiz işçiye, sigortasız işçiye, mülteci işçiye ne olacak? Bunlar asla konuşulmuyor.
  •  Açık söyleyelim, Türkiye sınıf mücadelesi Kürt özgürlük mücadelesiyle buluşmadığı için yol alamıyor. Türkiye’de sosyalist hareket, Kürt hareketine mesafe koyarak işçi sınıfının içinde yayılıp büyüyebileceğini zannediyor. Ama bu formülün tutmadığını görmeleri lazım artık. Yani sınıfın içerisindeki o şoven kafayı kıramazsak iki taraf da büyüyemiyor.

MIHEME PORGEBOL

Türkiye, yoksulluğun günden güne derinleştiği, enflasyonun sürekli yükseldiği ve insanların açlıktan öldüğü bir ülkeye dönüştü. Üç çocuktan ikisi yeterli beslenemiyor. İşsizlik ve ucuz iş gücü her yeni istatistikte yeni bir rekor kırıyor. Buna karşı da Türkiye ve Kürdistan’da işçi direnişleri de yükseliyor. Ancak bu direnişler de ne yazık ki, çoğunlukla iktidar ve patronların lehine ya kırılıyor ya da taleplerden azaltılarak sonuçlanıyor. Tüm bunları, nedenlerini ve çözüm yollarını Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu’yla konuştuk.

Konukçu, Türkiye’de emek mücadelesi tartışılacaksa 80 öncesi ve sonrasına ayrı ayrı bakılması gerektiğini hatırlatarak, “Konuya sınıf mücadelesi açısından baktığımızda, 12 Eylül darbesi aslında 24 Ocak kararlarını uygulayabilmek için yapılıyor” dedi. Darbeden sonra emek mücadelesinin örgütsel ve politik güç bakımından bir daha toparlanamadığını vurgulayan Konukçu, Türkiye’de sosyalist hareketin Kürtlerin özgürlük mücadelesine koyduğu mesafenin sorunun asıl sebebi olduğunu da sözlerine ekledi.

Darbe öncesi emek mücadelesinin gücü ortada. Darbeden sonra neden bir daha toparlanamadı?

Türkiye’de darbe öncesi emek mücadelesinin güçlü bir örgütlenmesi vardı ve bu mücadele siyasallaşmıştı. Aynı zamanda Kürt Özgürlük Hareketi’nin sömürgeciliğe karşı etkin mücadelesi Türkiye’deki sermaye gruplarının sıkışmasını ve istedikleri ekonomi politikalarını uygulayamamasını sağlıyordu. Buna karşı 24 Ocak 1980’de alınan kararlar var ve bu kararların bir türlü uygulanamayışı söz konusu. Konuya sınıf mücadelesi açısından baktığımızda, 12 Eylül darbesi aslında 24 Ocak kararlarını uygulayabilmek için yapılıyor.