Soykırıma karşı seferberlik zamanı

10 Şubat 2023 Cuma - 09:30

Fransa çapında faaliyet yürütecek bir kriz masası oluştu. Elbistan-Pazarcık Evi, aynı zamanda yakınlarından haber alamayanların acısının buluştuğu yerdi. Çoğu insan yola çıkıp ülkeye, ailelerine ulaşmaya çalışıyor.
Avrupa’da kurulan kriz masaları etrafında bulunduğumuz ülkelerin halklarına da ulaşmayı hedefleyelim. Sokaklarda dayanışma için stantlar, etkinlikler ile köprüleri oluşturalım. Yas tutmaya Kürdün hiç vakti olmadı, bugün de olmayacak. Çünkü ancak biz yaramızı sarabiliriz.

Bakurê Kurdistan, Rojava, Mereş, Dîlok, Adana, Mersin, Hatay kentlerinde meydana gelen deprem sonrasında Paris’te bulunan kurumlar yine Paris’te bulunan Elbistan-Pazarcık Evi’nde bir araya geldi. Fransa çapında faaliyet yürütecek bir kriz masası oluştu. Elbistan-Pazarcık Evi, aynı zamanda yakınlarından haber alamayanların acısının buluştuğu yerdi. Çoğu insan yola çıkıp ülkeye, ailelerine ulaşmaya çalışıyor.

FEDA, Elbistan-Pazarcık Evi, DGB bileşenleri, CDK-F ve TJK-F ile birçok Alevi yurtsever Kürt insanının katılımı ile Elbistan-Pazarcık Evi’nde yapılan toplantının ardından kriz masası tüm bileşenleri ile yardım toplamaya devam ediyor. Yakınlarından haber alamayan çok sayıda insan ise akrabalarına, aile fertlerine ulaşmak için yola çıktı. Uçak bileti bulamayıp arabasına atlayıp gidenlerin olduğunu biliyoruz. Fransa’dan üç gün sonra Elbistan'a gidip yakınlarını enkaz altından çıkaran insanlardan haber geliyor. Fransa’dan Elbistan’a yardıma giden insanlar oraya yetişirken yardım kurumları, devlet orada henüz yok.

OHAL ilan ederek, Kürdü, Alevisi, halkı kaderine bırakarak ölüme terk edenlere karşı seferber olmuş insanlar, depremi duyduğu ilk saniyeden itibaren çalışmaya devam ediyor. Bu duruş aynı zamanda inkarcı, katliamcı devletin bugün deprem sonrası hayata geçirmek istediği soykırım politikasına karşı tarihsel görevdir.

Elbette bu bir doğal afet. Doğal olmayan devletin bir savaş iltimatomu ile halkı kendi kaderine bırakması. Bir diğeri ise yıllardır göç, savaş politikaları ile halkı yerinden ve yurdundan etme konusunda yürütülen politikanın devamının deprem süreci ile pekiştirilmesi siyasetidir. Yaşanan tam da budur. Maraş katliamı şimdi deprem sonrası bir kez daha yaşananlarla tekrarlanıyor. Pazarcık ilçesinin Kürtsüzleştirilmesi ve TOKİ evleri ile donatılarak Suriyelilerin yerleştirilmesi planının devamıdır yaşananlar. Yerle bir olan Pazarcık, Göksun, Elbistan ilçe ve köylerinde yaşayan Kürtler, Malatya, Adıyaman ve kaderine bırakılan Hatay halkının sahiplenilmesi, yerlerini terk etmeyerek geride kalanların yaralarının sarılıp o kentlerin yeniden inşası soykırım politikasına dur demektir.

Bu temelde Avrupa’da yaşayan halkımızının tüm imkanlarını seferber etmesi önemli. Çünkü önümüzde büyük bir yol var. Öncelikle ihtiyaçların karşılanması, yerle bir olan kentlerde sağ kalanların insani temel ihtiyaçları için acil olarak tüm Avrupa’da kurulan kriz masaları etrafında bulunduğumuz ülkelerin halklarına da ulaşmayı hedefleyelim. Sokaklarda dayanışma için stantlar, etkinlikler ile köprüleri oluşturalım. Yas tutmaya Kürdün hiç vakti olmadı, bugün de olmayacak. Çünkü ancak biz yaramızı sarabiliriz.

Fransa’daki tüm kriz masası bileşenleri "Roja Sor" üzerinden merkezi bir biçimde yardım topluyor. Sosyal ağlardan Roja Sor banka bilgileri paylaşılıyor. Halkın sıklıkla sorduğu, "Fransa’dan kıyafet, battaniye, çocuk maması vb ihtiyaçlar toplanıyor mu?" sorusu. Kriz masası böylesi bir çalışmanın olmadığını ifade ediyor ve bu koşullarda bu tür malzemelerin ülkeye gidişi ve ulaşmasında sıkıntılar olduğunu belirtiyor. Medyadan hep birlikte izliyoruz zaten. Hem yol masrafları hem bu ihtiyaçların gidişinin uzun bir zaman alması vb. nedenlerle şimdilik kriz masasının bileşeni olan kurumlar bu anlamda yardımların daha sonraya ertelenmesini talep ediyor. Pazarcık sokak ortasında yanan ateşin başında duran bir çocuğun söylediği, "güneş ne zaman doğaca" cümlesi çok yaralayıcı ve aynı zamanda büyük bir çağrıdır; şimdi dayanışma ağı ile aynı şarkı etrafında buluşma zamanı ; "Çocuklar inanın, inanın güneşli günler göreceğiz !"