Taciz ve tecavüzde yüzde 25 oranında artış!

Selma AKKAYA yazdı —

  • Fransa siyaset arenasında yaşanan taciz ve tecavüz olaylarındaki artış aslında ‘Kapitalizm çürüdükçe toplumu da çürütüyor’ sözünün tam da karşılığı oluyor. 

Fransa Ulusal Meclisinde milletvekillerine yönelik cinsel taciz ve şiddet suçlamaları ülke gündeminde olmaya devam ediyor. Fransa Ulusal Meclisinde milletvekillerine yönelik cinsel taciz ve şiddet suçlamalarının son yıllarda artış kaydettiği bildirilirken adı geçen siyasetçilerden istifalar geldi.

Fransa Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet’in  yaptığı açıklamada, Ocak 2021'den bu yana milletvekillerine yönelik cinsel taciz ve uygunsuz davranışlarla ilgili 40 şikayet rapor var. 2020 yılında meclis bünyesinde kurulan cinsel taciz ve şiddet komisyonuna verilen dilekçeler, savcılığa yönlendirildi. ‘Kaderleri bir önceki yıllarda savcılığa giden onlarca dosyaya benzemez’ sözlerini akla getiren ise bir önceki dosyaların hiçbiri yargı önüne taşınamadı!

Kısa bir süre önce de Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Koordinatörü Milletvekilli Adrien Quatennens'in boşanma sürecinde olduğu eşini tokatladığı ve Yeşiller Partisi (EELV) Meclis Grup Eş Başkanı Julien Bayou'nun eski sevgilisine psikolojik şiddet uyguladığı iddiaları, gündeme oturmuştu. Aynı şekilde Macron’un partisinden kimi milletvekillerine dair hemen seçim öncesi cinsel taciz iddiaları gündeme gelmişti.

Burjuva siyaset arenasına sağından liberal soluna uzanan yelpazede cinsel taciz ve tecavüz iddialarının ayyuka çıktığı Fransa’da peki konuya dair bir şey yapılıyor mu ? Fransa meclisine dair 2016 ve devamındaki yıllarda da taciz ve tecavüz iddiaları gündeme gelmişti.

Fransa´da 2016 yılında, 17 kadın siyasetçi konuyu Fransız siyasetinin gündemine taşımıştı. Tamamı bakan seviyesinde görev yapmış ve aralarında Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde’ın da yer aldığı isimlere dair taciz ve tecavüz iddiaları gündeme gelmişti. Dönemin Aile, Çocuk ve Kadın Haklarından Sorumlu Bakan Laurence Rossignol söz konusu duruma ilişkin yaptığı açıklamada; “bu siyasi hayattaki kadınlar için bir fırsat. Sadece onlar için de değil şirketlerde, derneklerde ya da birlikte çalışılan ve kadınların taciz edildiği her yerde yeter artık durun demek için bir fırsat” ifadeleri ile tepki vermişti. Rossignol’un verdiği demeç havada kaldı. Hakkında soruşturma başlatılan siyasetçilerin hiçbiri bırakın yargılanmayı savcılık karşısına dahi çıkmadı.

Fransa siyaset arenasında yaşanan taciz ve tecavüz olaylarındaki artış aslında ‘Kapitalizm çürüdükçe toplumu da çürütüyor’ sözünün tam da karşılığı oluyor. Son dönemde, kilise, okul, işyerlerinde, sokaklarda bakanlığın verilerine göre yüzde 25 oranındaki artan taciz ve tecavüz vaka sayısı kapitalizmin resmini çiziyor. Meclis koridorlarında, stajyer, çalışan, temizlikçi yönelik suçlar ise gizli kalıyor. Çünkü onların korkuları kaybedecek işleri, bitirilecek yaşamları ! Ancak meclis koridorlarında topluma sesini duyurabilenlerin bir kısmı konuşabiliyor. Bugünlerde Fransız medyasına sıkça yansıyan kadın tacizi ve “çocuk istismarı” haberleri, aslında kapitalist sistemde  insani değer yargılarının yitirilmekte olduğu bir toplum gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.  Bir yandan cinselliğin medya, sinema, internet, reklamlar vb. aracılığıyla alabildiğine kışkırtılması, uyuşturucu maddelerin artık sigara satan bayilerde satışına izin verildiği, yapılan tüm başvurulara rağmen suç duyurularının işleme alınmaması  öte yandan erkek egemen anlayışın ve sistemin ihtiyaç listesi, toplumsal bünyede çatlamaya yol açacak denli derin çelişkiler  yaratmaya devam ediyor. Sonuç, toplumun en savunmasız görünenleri, yani çocuklara ve kadınlara yönelik taciz, tecavüz ve şiddet vakalarında sıçramalı bir artışın yaşanması oluyor.

Tüm bunları engellemeyi şurada dursun, başta partiler, kişinin istifasını kabul edip olayın üstünü örtmeyi yeğlerken, devlet ise başvuruları sonuçsuz bırakarak, bu ortak körebe oyunu sürdürüyor. En fazla gündem olan dini mekanlarda ve devlet kurumlarında yaşanan olaylara dair ise tazminat devreye sokup, yaratılan yıkım para ile pansuman edilmek isteniyor. Bunu engellemeye dönük kararlı bir devlet politikası şurada dursun, yeri geliyor suç duyurusu yapan kadınlar medya aracılığı ile hedef haline getirilerek  durumu dahada ağırlaştırılıyor! Kadınların ise şiddete, tacize, tecavüze  karşı ortak hareket alanını büyütmekten başka çıkışı yok!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.