Tartışmalı yasa Meclis'ten geçti!

• Fransa'da siyasal İslam'a karşı mücadele ve İslamcılara karşı önlemlerin sertleştirilmesini öngören yasa tasarısı Fransız Ulusal Meclis’inde kabul edildi. 30 Mart’ta Senato’da görüşülmesi öngörülen yasa nedeniyle ülkede geniş tartışmalar yaşanıyor. 

 

İslam karşıtı zihniyeti beslediği gerekçesiyle sol partiler yasaya ‘hayır’ derken, çekimser ve ‘hayır’ oyu kullanan bir diğer siyasi kanatta sağcılar oldu. Sağcıların eleştiri noktası ise yasayı önlemler konusunda yetersiz görmeleri!

Tasarı sürecinde “İslamcı ayrılıkçı” başlığını taşıyan yasa tasarısı tepkiler nedeniyle “Cumhuriyet Prensiplerine Saygı" olarak değiştirildi. Senato’da 30 Mart tarihinde onaylanması durumunda yasa, bir kişiye karşı şiddeti teşvik eden veya cinsiyeti nedeniyle ayrımcılık yapan dini derneklerin kapatılmasını mümkün kılarken, kamu görevlilerine dini gerekçeyle tehdit, şiddet ve hakaret edenlerin 5 yıl hapis ve 75 bin ceza ile cezalandırılacağı ifade edildi. Dini derneklere yurt dışında yapılan 10 bin Euro üzerindeki bağışların kaynağının açıklanması, kişiye karşı kin veya nefret teşvik eden cami ve ibadethanenin 2 ay süreliğine kapatılması öngörülüyor. Yasa’da çocukların eğitimi de unutulmadı. Buna göre 3-16 yaş arası çocukların eğitimi zorunlu kılınırken, ancak sağlık veya istisnai durumlar söz konusu olduğunda devletin izniyle evde eğitim seçeneği devreye girebilecek.

Yasa’da sosyal medya için de bir düzenleme bulunuyor. Buna göre sosyal medyada hayati risk oluşturacak bilgi paylaşımı için 3 yıl hapis ve 45 bin euro cezası öngörülürken, çok eşlilik, zorla evlendirme ve bekaret raporu gibi uygulamalar içinde maddeler bulunuyor. Bekaret testi yapan doktorlara para ya da hapis cezası da yasa ile mümkün olacak.

Çok sayıda kurum, aydın ve yazarın tepkisini çeken yasayı Meclis’te Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin savundu. Demanin savunmasında, "ayrılıkçılık ve özellikle de milli birliğe zarar veren İslamcılığın ülkeyi hasta ettiğini" belirterek "İslamcıların ülkeyi düşmanca ele geçirmesine karşı koymak zorundayız" ifadesini kullandı. Darmanin, yasa tasarısının "dinlere karşı değil İslamcıların ülkeyi ele geçirme çabasına karşı mücadeleyi hedeflediğini" söylemesi üzerine kamuoyunda hararetli tartışmalar yaşandı.

Yasa’nın oylanması üzerine konuşan Sol Parti lideri Jean-Luc Mélenchon, "Ülkede yaşayan yaklaşık 5 milyon Müslümanı damgalandı. Bu hiçbir faydası olmayan bir yasa. Ayrıca özgürlükleri tehdit etmesi nedeniyle de tehlikeli" eleştirisinde bulunarak hükümeti topa tuttu. Yasayı yetersiz gören aşırı sağ parti lideri Marine Le Pen, yasada kamusal alanda başörtüsü yasağı ve tehlikeli olarak değerlendirilen zanlıların tutuklanması gibi önlemlerin de yer alması gerektiğini savundu. Solun getirdiği bu eleştirinin kaynağı ise Fransa’da son yıllarda oluşan islamofobi zemini. Yasa gerekçe gösterilerek, özellikle Müslümanlar üzerinde yeni bir baskı mekanizmasının oluşturulması, diğer taraftan ayrımcılığı körükleyen bir sürecin yaşanması vb nedenlerle kaygılar büyüyor.

Hükümet, 2015 Paris’te yaşanan terör olaylarından sonra gündeme gelen ve geçtiğimiz Kasım ayında, bir öğretmenin kafası kesilerek öldürülmesi sonrasında hız verdiği "Cumhuriyet ilkelerinin güçlendirilmesine" dair yasa ile aralarında Türkiye'nin de bulunduğu yabancı ülkelerin, gönderdikleri imamlar yoluyla Fransa'daki camilerde nüfuz edinmesini engellemeyi de hedefliyor. Bu durumda Fransa dışından gönderilen 300 kadar imamın geri gönderilmesi planlanıyor. Bu imamların bir kısmı da Türkiye’den gelmişti. Aylardır yasa üzerinden Türkiye ile Fransa iktidarı arasında polemikler devam ederken, şimdi Erdoğan ve Macron arasında yeniden mektuplaşmalarla kurulan “dönemsel çıkar diyaloğunun” ne boyuta evrileceği ise merak konusu! Çünkü yasanın Senato’da oylanması durumunda Erdoğan’ın imamlarına yol görünecek!