Başka bir politika için arkadaşlık
Hatice ERGÜN Haberleri —
- Diane Middlebrook, feminist arkadaşlıklar üzerine yazısında, "arkadaşlıklar hazır anlatılarla gelmez", diyor: "Arkadaşlığın olay örgüsü yaşam öyküsüyle aynı değildir … [arkadaşlık] bittikten sonra da anlatılır."
Bir 19 Ocak’ta daha, on sekiz yıldır yapageldiğimize devam ettik; Hrant Dink’in öldürüldüğü, dünyadan sökülüp alındığı, bu toprakların çok eksildiği 2007’nin Ocak ayına bir kez daha seslendik, sesimizi o günden bugüne taşıdık. Muktedirlerin kulaklarının sonuna kadar açık, demokratik taleplere, barış çağrılarına akıllarını kapadıkları bir dönemde Hrant Dink’in arkadaşlığının apayrı bir önemi var (‘İyi ki Varsınız,’ Agos, 4 Ağustos 2006):
"Hepinizin başına gelmiştir. Bazen tüm sıkıntılar üst üste gelir.
Kendinizi çapraz ateş altında hissedersiniz.
Sağda bir dostunuz ölür, solda bir sevdiğiniz hastalanır, bu tarafta siyasetten devletten kalleş bir darbe yersiniz, diğer tarafta içinizden birinin, bir yakınınızın fiskesiyle parelenirsiniz
…
Derken girdiğiniz o sıkıntı dehlizine bir el uzanır, alır sizi tekrar sabahın şafağına çıkarır ve kulağınıza şöyle fısıldar: "Haydi, devam et, diren, dayan, pes etmek yok."
2017 yılında kronik bir hastalık tanısı öncesi yapılan tetkiklerin bir kısmında tek başıma olmamam gerekiyordu. Özellikle bir test için doktorum refakatçi istiyordu. Altı kadın arkadaşımı sıraladım, hepsinin işi vardı. Hepsi candan kadınlar(dı); zor zamanlarınızda, mutlu anlarınızda yanınızda olmasını isteyeceğiniz, yanınızda olmak isteyen arkadaşlar. O gün olmadı, o gün herkesin bir işi vardı, hiçkimse gelemedi. Gelebilen tek kişi arkadaşım değildi, beni işi kılandı. Bugün, kadın arkadaşlarımla devam ediyorum; arkadaşlıktan kardeşliğe, seçilmiş aile fikrine kapılmadan, arkadaşlığın farklı formlarına selam vererek ve arkadaşlığı zamana kilitlemeyerek. Arkadaşlığın gündelik hayatın satırlarında akan bir paylaşım olduğunu tekrar tekrar farkederek. Kadınların çalışma hayatından ev içi/aileyle ilgili sorumluluklara, bilgi üretiminden gündeliğin bilgisiyle kurageldiğimiz çetrefilli ilişkiye uzanan tecrübesinden katmanlanan arkadaşlığında ipuçlarını yakaladığımız hatta; Ela’nın Suna’yla adım adım evrilen yakınlığında okuduğumuz gibi:
Bizimkini satır arası dostluk olarak adlandırıyorum, illa adlandırmam gerekirse. Bir metnini isimsiz okuyup cümlelerinin arasında kendimi bulmuştum. İyi gelmişti anlattıkları. Metni değerlendirmem gerekiyordu. Önereceklerim kısıtlı, övgülerim dolu doluydu. Feminist pedagojiden ve mimari tasarım stüdyosundaki deneyiminden bahsediyordu. Metin yayımlandıktan sonra hakemi olduğumu yazdım. Tanışmamız da arkadaşlığımız da böyle başladı. Beklenmedik zamanlarda, metinlerinde adımı ve dolayısıyla çalışmalarımı gördüm. Bu vesileyle yan yana yürümeye devam ettik. Akademide bu yan yanalık çok yaygın değil, maalesef. Kimi zaman ise sadece metinler düzleminde mümkün olabiliyor, bu. Günün birinde ben İstanbul'un bir ucunda dünya başıma yıkılmış bir şekilde yaşamaya çalışırken o da İstanbul'un diğer ucundan kalkıp geldi, bir kahvelik sohbet için. Üstünde Ankaralı paltosu ve atkısı, çantasında kızım için aldığı yeni yıl hediyesi, yüzünde o güzel gülümsemesiyle. Karşılıklı oturmuş, kahvelerimizi içerken gözlerimiz dolu dolu, feminist bakışın bize açtığı yolun artık retorikte kalmadığını ikimiz de biliyoruz. O, İstanbul'un az rastlanan buz gibi soğuk günlerinden birinde aynı yolu gerisin geri giderken kızım az önce kendisine hediye edilen deftere kalpler çizmeye başlıyor.
Diane Middlebrook, feminist arkadaşlıklar üzerine yazısında, "arkadaşlıklar hazır anlatılarla gelmez", diyor: "Arkadaşlığın olay örgüsü yaşam öyküsüyle aynı değildir … [arkadaşlık] bittikten sonra da anlatılır." Feminist arkadaşlıklar görünür olsa da olmasa da başka bir politikanın imkânını içerirler; özenin, biraradalığın, anlamanın temel olduğu bir politika.