Kâbusu paylaşırken

Hatice ERGÜN Haberleri —

  • Arkadaşlığın ikiliklere sıkıştırılmadan, sabitleyici tanımlara hapsedilmeden, tecrübeyle kurulduğu örneklerde, (çıkarı Arendt’ten doğru okuduğumuzda) insanlararası ve paylaşılan dünyaya dair bir ilgi olarak zenginleştirici, güçlendirici etkisini yaşarız.

Feminist entelektüel ve aktivist uğraşta gündelik hayat deneyimleri merkezde durur. Tam da bu nedenle feminist teori feminist aktivizmden beslenmedikçe, aktivizmde yoğrulmadıkça erkek teorilere ekle – karıştır marifetiyle yamanır. Aynı şekilde feminist eylemlilik hali deneyimlerle gelen bilgiyi şimdi ve buradanın hızına teslim ettikçe düşünceyi es geçer. Oysa, yapıp ettiklerimiz üzerine düşünmek, mevcut ve akabindeki eylemimizi patriyarkanın kıskacından kurtarmanın imkânlarına ışık tutar.

Eylemlilik içinden gelişen feminist arkadaşlıklar böyle bir dinamik hakkında ve/ya da teori-pratik arasına dizilen boşlukların kapanmasıyla ilgili bize ipucu verir. Mücadelemizin gündelik hayattaki izdüşümleri patriyarkanın içinden evrildiği ölçüde eril yöntemlerin, eril dilin izlerini taşır, mevcut yapılanmanın abecesini değiştirme çabamızda bize sunulan araçları kullanmaktan kaçınamazken yollarımız araçların rotasına sapabilir; rotayı bozarken çıkış noktamız, önceliklerimiz, direncimiz değişir. Bu süreçte birbirimizle bağlantımızın en ince ve ince olduğu kadar güçlü hatlarını bulduğumuz arkadaşlıklarımız yönümüzü kaybetmememiz için güvenli kılavuzu sağlar.

Feminist mücadelenin gündelik hayata içkinliği kişisel, bireysel, toplumsal ve yapısal ölçeklerde birbirini besleyen ve dönüştüren, zaman zaman birbirini hırpalayan, zaman zaman zenginleştiren ilişkilenmeleri taşır – bireysel, kurumsal, yapısal ilişkilenmeler, birbirinin içinden geçer, birbirini eğer büker. Tam da burada, arkadaşlığın çoğul içeriği ve formları birlikte hareket etmenin, eylemenin başlangıcı, süreci ve sonucu arasındaki bağı korumak için önemlidir. Bize neyi, neden yaptığımızı, nasılımızı hatırlatır. Aklımızdaki planı uygularken, yapının dayattığı öncelikleri bireysel ilişkilerimizde yeniden ürettiğimiz anlarda bizi uyarır. Bugünün kâbusuna hep beraber düşmemizin önünü almakta, kâbusta yorulanları dinlendirmemiz açısından uygun yolları bulmakta yardımcı olur. İşte bu nedenle, mücadele, eylemlilik içerisinde doğan ve evrilen arkadaşlıklar eril aklın ikilikçi sınıflandırmalarına, bu sınıflandırmaların sınırlarına direnir. Carl Schmitt’ten bu yana siyaseten yakamızı bırakmayan dost-düşman ikiliğinin ötesine geçme çabamızda itici güç olur.

Schmitçi siyasetin dayandığı dost – düşman ikiliği arkadaşlıkları salt işlevsellik ve güven(sizlik) üzerinden tanımlar. Tanım sabittir; ilişki de. Gelişmeye, dönüşmeye açık değildir. Ya o’sundur, ya bu’sundur; ya dost ya düşmansındır. Mesafe sabittir; arkadaş ve düşmanın işlevine dayanır. Daha azı ya da fazlası yoktur. Bu formatta siyaset de hayat da dondurulur. Gündeliğin politikasının esamesi okunmaz. Aynı düşmana karşı savaştığın için arkadaşını seversin; karşısında savaştığından düşman olduğu için nefret edersin. Duyguların dışlandığı, aklın bedenden çıkarıldığı eril siyaset okuması açısından bu iki duygu aslidir; işlevleri nettir.

Oysa, Audre Lorde’un, A Burst of Light and Other Essays’ine yazdığı önsözde Sonia Sanchez, Grace Boggs’dan şöyle alıntılıyor: "Benim devrimim, sevgimi/zi, güzelliğimi/zi ve tarihimi/zi, deneyimlerimi/zi, başarılarımı/zı ve başarısızlıklarımı/zı ... ruhumuza yer açmak için paylaşmaktır."

Gündelik hayata yayılan eylemlilik içinden doğan, gelişen, dönüşen, devam eden arkadaşlıklar, feminist arkadaşlıklar aklımızla bedenimizi ayırmadan, duygularımızla, düşüncelerimizin biraradalığını teslim ederek birlikte üretilen bilgiyi çoğaltır; bu bilginin dinamikliği, tekinsizliğiyle besleniriz. Arkadaşlığın ikiliklere sıkıştırılmadan, sabitleyici tanımlara hapsedilmeden, tecrübeyle kurulduğu örneklerde, (çıkarı Arendt’ten doğru okuduğumuzda) insanlararası ve paylaşılan dünyaya dair bir ilgi olarak zenginleştirici, güçlendirici etkisini yaşarız. Alternatif politikanın imkânları böyle bir ilgi alanında görünürleşir; kâbusu paylaşırken özene, neşeye ve umuda sahip çıkabildiğimiz bir alanda.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.