Bir kez daha ulusal meclis

Ava Neşe KALP yazdı —

  • Ortadoğu’yu ve hatta dünyayı en iyi okuyabilen politik damarlardan biri olarak bu kıymetli birikimden başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilen kesimlerin faydalanacağı bir dönüşüm umudu baharla birlikte kapımızda. 

Sanırım yine Kurdıstan’ın merkezinde olduğu yeni bir Ortadoğu süreciyle karşı karşıyayız. ABD’nin Savunma Sekreteri Lyod Austin’in önceden haber verilmemiş Irak ziyareti, onun öncesinde ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley’in aynı şekilde özellikle de Rojava ziyareti, ABD Temsilciler Meclisinin Suriye’den asker çekme talebinin reddi vs., Bafil Talabanî’nin birlik çağrıları, KDP’nin sağırı oynama rolü ilginç gelişmeler.

Tam bu yeni süreçte, ABD’nin Suriye’den asker çekmesini talep eden bir tasarının Cumhuriyetçi Matt Geetz tarafından verilmiş olması gerçekten ilginç. Trump’çıların üssü olan Florida’nın temsilcilerinden Matt Geetz, bir Trump destekçisi olmanın yanında küçük yaştaki çocuklarla para karşılığı seks yapma gibi ABD ve Batı normlarında ahlaki açıdan asla kabul edilmeyen suçlamaların odağındaki kişi (şantaja açık yani).

 Daha önce de Trump’ın Suriye’den asker çekmeye çalışan kararnamesinin ABD’de hem kendi partisi olan Cumhuriyetçiler’den hem de Demokratlar’dan çok sert tepkilerle karşılanınca bu karardan kısa sürede dönmek zorunda kalındığını biliyoruz.

Tıpkı o dönem olduğu gibi şimdi de bu tasarının kimin işine geldiği, yani kime hizmet ettiği açık. Mevcut sistem açısından bakıldığında ABD’nin yararına olan bir tasarı olması mümkün değil. Bu durumda bir ABD temsilcisi neden böyle bir şey yapar sorusu sorulmaya değer.

Burada cepheleşmeleri, sadece ülkeler arası ya da NATO ve Şangay cepheleri arasındaki bir konumla sınırlamamak gerekir. Daha demokratik eğilimler ile otokratik diktatörlükler arasındaki bir katmanın da burada hesaba katılması gerekiyor. Erdoğan, Esad ve İran’ın Şeriat diktatörlükleri, ABD ve diğer Batı ülkelerinde kendilerini destekleyecek damarlar yakalamaya çalışmaları gayet olası. Birlikte ayakta kalma hamlesi, yani popüler adıyla, ülke değil de kişisel çıkarları için win win(kazan kazan) projelerinin peşinde olduklarını tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu projelerin en popüler yöntemi ise elbette şantaj. Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin en mahir olduğu konu. Fotoroman şantajları ise en sevilen. Ferda Çetin’in Trump’ın Savarona yatı üzerinden Erdoğan’ın ABD’nin Suriye politikalarına etkisini tartışan yazısını burada hatırlatmak isterim.  

Şimdi aynı şekilde küçük yaştaki çocuklarla para karşılığı seks yaptığı suçlamaları ile karşı karşıya olan bir kişi tarafından böyle bir hamlenin, Erdoğan’ın seçim sınavındaki durumu göz önüne alınınca tesadüf olmayacak kadar spesifik.  

Hem ABD hem de AB ülkelerinde Türkiye’nin ayyuka çıkan şantaj politikalarının bıkkınlık düzeyine gelmesi, daha da önemlisi Türkiye’nin işlediği savaş ve insanlık suçlarının gizlenmesi, örtülmesi ve buna karşı sessiz kalınmasının her geçen gün zorlaştığı bir döneme denk gelmesi de başka arayışları mantıklı kılıyor.

Özellikle de Rojava’daki başarılı dönüşümün her geçen gün etkisinin artmasının payı önemli elbette. Ortadoğu çölünde cennet kıvamında bir vahaya dönüşen bu sistem, sanırım ABD tarihinde ortaklık ettiği en onurlu sonuçlardan birdir. Bu bağlamda ABD’nin uluslararasında bu kadar prestijli bir sonucu es geçeceğini sanmıyorum. Bu sonucun yarattığı sinerji ve Türkiye’nin barbarlık düzeyindeki saldırılarına bölgedeki sağlam direncin Ortadoğu’da büyük bir umuda dönüştüğünün de farkında. Şimdi kendi ittifaklarının da payı olduğu bu kadar demokratik ve kapsayıcı bir proje ile Türk devletinin Orta Doğu’daki soykırımcı politikaları arasında bir tercih yapmanın anlamsızlığı da her geçen gün artıyor.

Artı, AB’nin mülteci sorununu da çözecek en kıymetli projelerden biri değil, tek proje. Bu projenin başarısının Öcalan geleneğiyle mümkün olduğunu da biliyorlar. Kürt toplumu demokratik değerlere çok kıymet veren bir politik geleneği izliyor. Kürtler’de hiçbir zaman topyekûn olarak diğer toplumlardan nefret kültürü yoktur. Tam tersine bölge devletlerinin vahşi kolonyalizminden gına gelmiş bir toplum olarak, demokratik bir toplum hayalini sağlam tutmaya çalışan bir kültürü itinayla besleyen bir Kürt hareketi yaratmış durumda.

Bu konuda kararlı, dirençli ve dinamik demokratik bir geleneğin yetenekleri ile başarılı olunacağını biliyorlar. Bunun her geçen gün daha da farkında olacak gelişmeler yaşanıyor.  AP’deki son Kürt konferansı sanırım iyi bir referans burada.

Ortadoğu’da Kürtlerin lokomotifi olduğu yeni bir dönüşüm dalgasının farkında olarak, yeni politikaların geliştirilmesi hem Batılı devletler, ama en çok da Kürt hareketi açısından hayati. Onurlu ittifaklar, geniş ölçekli ilişkiler ağı, Ortadoğu politikasında oyun değiştirecek hamleler… PKK’nin ateşkes çağrısı bunlardan biri.

Ortadoğu’yu ve hatta dünyayı en iyi okuyabilen politik damarlardan biri olarak bu kıymetli birikimden başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilen kesimlerin faydalanacağı bir dönüşüm umudu baharla birlikte kapımızda. Kürtler artık en güvenilir Ortadoğu aktörlerinden biri olarak kurumsal birikimlerini daha üst bir aşamaya taşımak zorundalar.

Bir kez daha ulusal meclis diyoruz…

Biji Newoz!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.