COVID-19'da şiddet ve insan ticareti artıyor

• BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi Başkanı yaptığı açıklamada, COVID-19 salgınının cinsiyete dayalı şiddet ve insan kaçakçılığı riskini artırdığını, bu her iki konuda her zamankinden daha fazla harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) İcra Direktörü Ghada Waly, Pazartesi günü sanal bir etkinlikte yaptığı konuşmada, kadınların ve kız çocuklarının kısıtlamalara maruz kaldığı ev ortamında, daha fazla şiddet ve tacize maruz kaldığını ve insan ticaretine maruz kalma riskinin daha yüksek olduğunu söyledi. BM’nin kendi sitesinde yayınladığı habere göre Waly, dünyanın her yerinde, COVID’in risk altındaki kadın ve kız çocukların durumunu kötüleştirdiğini, adaleti geciktirdiğini ve mağdurlara verilen desteği azalttığını ifade etti.

‘Pandemik gölge’de yüzeye çıkanlar

Pandemiden önce de dünyanın her yerinde kadın ve kız çocuklarının farklı şiddet türlerine maruz kaldığı biliniyor. UNODC’ye göre, kadınların çoğu eşleri veya diğer aile üyeleri tarafından katledilirken, insan ticareti mağdurlarının yüzde 60’ından fazlasını da kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor. Bununla birlikte, kısıtlamalar, ‘evde kal’ yönergeleri ve salgın sırasında uygulanan diğer önlemler, BM’nin artan toplumsal cinsiyet temelli şiddeti ‘pandemik gölge)” olarak adlandırdığı duruma yol açtı.
Ülkeleri cinsiyet eşitliğini sağlama çabalarında destekleyen UN Women’a göre, kadınların ekonomik eşitsizliği, aynı zamanda insan ticareti ve cinsel şiddete karşı savunmasızlıklarını da artırıyor.

Yüzde 80’i cinsel sömürü için kaçırılıyor

BM Kadın İcra Direktörü Phumzile Mlambo-Ngcuka, hayatta kalan kadınların çoğunun veya yaklaşık yüzde 80’inin cinsel sömürü için kaçırıldığını belirtti. Bu suçların sosyo ekonomik sonuçları olduğunu vurgulayan Direktör, “Ancak pandemi zamanlarında sosyo ekonomik etki daha da derin” dedi ve ekledi: “COVID-19 nedeniyle kırk yedi milyondan fazla kadın ve kız çocuğu aşırı yoksulluğa itilecek, ancak kaçakçılar için işler patlama yaşıyor.”

Ya yerinden edilen kadınlar?

Etkinliğe katılanlar arasında BM İyi Niyet Elçisi ve Irak’taki DAİŞ teröründen sağ kurtulan Nobel ödüllü Nadia Murad da vardı. Murad, önleme, kurtarma ve rehabilitasyon için zaten ayrılmış olan kaynakların azalması nedeniyle kadın sağlığının tehlikeye atıldığını söyledi. “Artık birçok kadının psikolojik desteğe, sağlık hizmetlerine ve güvenli barınağa erişmesi zor. Sürekli bir savunmasızlık durumunda yaşarlar. Çatışma ve yerinden edilmeden etkilenen topluluklar için, bu etkiler genellikle daha da artar ”dedi.

Dört alanda eylem planı

BM Genel Sekreteri António Guterres, Nisan ayınca dünya çapında bir aile içi şiddet “ateşkesi” çağrısında bulunmuş ve hükümetleri krize yanıt verirken kadınların güvenliğini ilk sıraya koymaya çağırmıştı. Şimdiye kadar yaklaşık 150 ülke, Genel Sekreterin çağrısına cevap vererek, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi ve telafi edilmesini salgın tepkilerinin önemli bir parçası yapma sözü verdi. UNODC, BM Kadınları ve diğer ortaklar, dört ana alanda birlikte çalışıyorlar: Temel hizmetlerin finansmanı, önlem, polis ve adalet eylemlerini iyileştirme ve veri toplama.

Kurtarma için öneriler

UNODC Başkanı Wady, pandemiden sonra daha iyi iyileşme ihtiyacını vurguladı. “Kız çocuklarının okula geri dönebilmeleri ve eşit fırsatlara sahip olmaları gerekiyor. Kadınların insana yakışır işlere ve sosyal korumaya ihtiyacı var ”dedi.
Mlambo-Ngcuka ise, Guterres’in insan ticareti üzerine ek tavsiyelerin ana hatlarını veren raporuna işaret etti. Rapor, kadınlara yönelik sosyal korumayı, gelir korumasına evrensel erişim sağlamayı ve insan ticareti mağdurlarına yönelik programları temel hizmetler olarak tasarlamayı içeriyor. Rapor ayrıca, “toksik erkekliği” ele almak ve kadınlara yönelik şiddeti çevreleyen normları ve tavırları değiştirmeyi amaçlayan programlara erkekleri ve erkek çocukları dahil etmek de dahil olmak üzere uzun vadeli yatırım çağrısında bulunuyor.

HABER MERKEZİ