Firavun milleti aldatmaya devam ediyor

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Tarihte ve Kur‘an da anlatılan Firavun suda boğulurken, bu Firavun kendi kininde, zulmünde, yalanlarında ve korkusunda boğulacaktır. Mücadele daha sert ve şuurlu bir biçimde yürütülecektir. 

Sözde seçimler yapıldı. Seçenler ve seçilenler vardı ama, hakikatlerin çok farklı olduğunu tarih sonradan yazacak. Belki bu hakikatler şimdilik gizli kalacak, sahtekarlık ve hilebazlığın binlercesi devran döndükten sonra açığa çıkacaktır. Biz Kürtlerin kendi ana vatanında neler çektiğini, neler yaşadığını hangi zulüm ve kötülüklere karşı mücadele ettiğini en iyi bizler bilmekteyiz. Muhakkak savaş, kavga, yarışma ve seçimler adil ve eşit şartlarda olurlarsa manaları vardır. Öyle olmaz ise, görünürde gerçekleşen, bir aldatma ve hile dışında bir şey değildir/olamaz. Erdoğan şahsında İttihat Terakki ve Türk İslam sentezi; dini, keseyi, zoru, zulmü, kışlayı, emniyeti ve camiyi fütursuzca mazlum milletimize karşı bu seçimler bahanesi ile kullanmış, Kürt’e karşı olan Türkçülük nefretini açıkça dillendirmiş ve uygulamıştır. Kendi fıtratından koparılmış madde ve kürsü bağımlısı yapılmış, ümmet, din, demokrasi, adına yaşadığını anlatan işbirlikçi Kürt’ü de safında tutarak geçici bir Pirus zaferi elde etmiştir. Kuşkusuz hakikatler karşısında elde edilmiş hiç bir zafer olmamıştır/olmayacaktır. Hakikatin kendisini anlamak ve ona göre bir hayatı yaşamak kendi başına paha biçilmez bir zaferdir. Bu sözde seçimle, belki Erdoğan ve şürekası, Kürt’ü zulüm cenderesinde tutarak, Kürt’ü döverek diğer hak arayanları sindirmeyi belli bir süre daha uzatmayı başarmıştır. Fakat bu başarı kısa süreli olacak ve bu sistem kendi oluşturduğu toplumsal enkazın altında kalacaktır. Firavun kendi gücünün zirvesinde iken, suda boğularak sistemi ile birlikte çökmüştü. Nemrut bir sineğin gücü ile tahtan indirilerek toprağa gömülmüştür. Erdoğan'ın temsilini yaptığı bu devlet ise nasıl çökecektir, sorusuna ilahi kitaplar ve tarih bizlere açık cevap vermiştir. 

Bu manada Kur’an da ki Firavun örneği biz Müminler için önemli ve oldukça öğreticidir. Kur’an da Firavun kıssası anlatılınca, ilginç kavramlar ve olaylarla anlatım yapılmaktadır. Firavunun toplumunu nasıl aldattığını ve kendisi ile birlikte toplumuna neler yaşattığını Kur’an bizlere bildirmektedir.

Kur’an: Firavun, kavminin içinde bağırıp dedi ki: "Ey kavmim! Mısır’ın hükümdarlığı benim değil mi? Bu nehirler, (sarayımda) altımdan akmıyor mu? Hala büyüklüğümü görmüyor musunuz?‘ ‚Yoksa ben, şu zavallı, (amacına dair) sözünü nerdeyse açıklayamayacak (durumda) olan (Musa) dan daha iyi değil miyim?‘ ‚(Eğer dediği doğru ise gökten) üstüne altın bilezikler atılmalı ve beraberinde birbiri ardınca (onu tasdik eden ve ona yardım eden) melekler gelmeli değil miydi, (yoksa böyle birine inanılır mı? Beyinsiz misiniz?!)‘ diyerek, kavmini küçümsedi (ve suçladı), onlarda kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış (fasık) bir kavim idiler. Nihayet, onlar bizi kızdırınca, kendilerinden intikam aldık ve onları toptan (suda) boğduk. Böylece onları, sonradan gelenler için (ibretlik) bir geçmiş ve misal yaptık." (Zuhruf suresi 51 den 56 ya kadar)

Bakın Firavunların benzerliğine, nasıl da konuşma biçimleri ve yaşam biçimleri bir tekrardan ibaret. Erdoğan da milletim diye seslendiği kimselerin aklını çelmiş durumdadır. Milletin gözlerinin içine bakarak açıkça yalan konuştuğu halde bu yalan ve iftiralar toplumun belli bir kesimi tarafından kabul görmektedir. Bu Firavuni düzene karşı hakiki manada mücadele verenler ne yazıktır ki kahir ekseriyetini Kürtler oluşturmaktadır. Bu zaviyeden baktığımızda, günümüzün Musaları Kürtlerdir. Firavun Erdoğan, Kürtleri yok etmek için ve mücadelelerini ortadan kaldırmak için canhıraş bir şekilde koşuşturmaktadır. Firavun Hz Musa (as)a gel toplumun karşısına çıkalım düşünce ve söz düellosu yapalım teklifini götürmüştü. Bu teklifi kabül eden Musa (as) toplumun karşısında Firavunla tartışma yürütmüştü! Firavun ey milletim bakın ben size ekmek veriyorum, size altın bilezikler dağıtıyorum, sizleri yaşatıyor ve öldürüyorum, yüksek piramitler, tapınaklar ve saraylar inşa ediyorum, bu kekeme Musa’ya mı, bana mı inanıyorsunuz? 

Asrın Firavunu Erdoğan ise, korkudan kimsenin karşısına çıkamıyor. Seksen üç milyon insana açıktan yalan konuşuyor ve bu yalanlarını görsel medya ile de kayıt altına aldırıyor. 

Bu topluma dini, iktisadi, ilmi ve insani olarak telafisi mümkün olmayan kötülükler yaptığı halde, yüzde elli oy alıyor/alabiliyor. Firavun bilezikler tebaaya dağıtırken Erdoğan, çay, iki yüz lira para, oyuncak, parçaları dışarıdan olmak üzere montajı dahil kendilerine ait olmayan, Toog isimli bir araç ürettiği yalanı ile milletin aklını çeliyor/çelebili yor. Firavun Musa (as) la toplumun karşısına çıkıp münazara yaparken, çağdaş Firavun Erdoğan, sayın Abdullah Öcalan başta olmak üzere, Demirtaş ve muhaliflerini zindanlarda tutarak, tecrit ederek iktidarını sürdürüyor. Bu Firavun sadece taşları bağlamış köpekleri salmamıştır, tam tersine karşısındakilerin el ve ayaklarını da kelepçeleyerek, ağızlarına bant vurarak seçime gitmiştir.

Nafile; Hakikat, tarihteki Firavun ve Nemrutu nasıl helak etmiş ise, günümüz Firavun'unu da helak edecektir. Biz Musa (as) ardılları daha akilane ve hatalarından dersler çıkararak mücadelemizi yükseltmeliyiz. Tarihte ve Kur‘an da anlatılan Firavun suda boğulurken, bu Firavun kendi kininde, zulmünde, yalanlarında ve korkusunda boğulacaktır. Mücadele daha sert ve şuurlu bir biçimde yürütülecektir. 

Firavun ve taraftarları dünya insanlık denizinde boğulmaya mahkumdurlar. Bu mahkumiyet kararını kainatın sahibi yüce mevla bizlere bildirmiştir. Biraz azim ve doğru mücadele ile bu sistem çökecektir. Fakat, işlenilen bu cürümlerin uzatılmasına sebep olanlara, işlerini tam yapmayanlara, açık ve gizli dahli olanlara, Allah ve tarih mutlaka bir fatura keseceklerdir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.