Kürt film festivalleri sezonu başlarken

İlham BAKIR yazdı —

  • Kürdi bir direnişle üretilmiş filmlerin ve bu filmlerin yaratıcı ekiplerinin bir platformda buluşması, filmlerin tartışılması, birlikte üretim ve dağıtım olanaklarının konuşulması yeni üretimler için son derece güçlü bir üretim motivasyonu yaratmaktadır.

Eylül ayından itibaren birkaç ay içerisinde bütün Kurdistan’da ve Avrupa’da çok sayıda Kürt film festivali gerçekleştirilecek. Film festivalleri, bir ülkenin, bir halkın sinemasının gelişmesinde çok önemli bir role sahiptir. Hele Kürt halkı gibi ülkesi dört parçaya bölünmüş bir sömürge halkın sineması, sinemacıları için daha önemli bu festivaller. Zira dört farklı parçada, dört farklı sömürgeci gücün baskı, yasaklama, sınırlama, asimile etme, kendine yedekleme politikalarına karşın Kürdi bir direnişle üretilmiş filmlerin ve bu filmlerin yaratıcı ekiplerinin bir platformda buluşması, filmlerin tartışılması, birlikte üretim ve dağıtım olanaklarının konuşulması yeni üretimler için son derece güçlü bir üretim motivasyonu yaratmaktadır. Sömürgeci sınırlar yüzünden diğer parçada yaşanan politik, sosyal, kültürel değişimlerden, zenginliklerden haberdar olamama durumu bu filmlerin ortak bir platforma taşınması sebebiyle parçalar arasında güçlü bir enformasyonun gelişmesine de önemli katkı sunmaktadır. Farklı alfabe ve farklı lehçeler sebebiyle edebiyat alanında bu ortaklık çok daha zor yakalanabilirken, sinema görsel gücü sayesinde bu engelleri çok daha kolay aşabilme olanağına sahip.

Doğu Kurdistan’da İran rejiminin film üretimi konusunda tüm baskılarına rağmen Kürt sinemasının hatırı sayılır filmleri Rojhilat’da üretiliyor olsa da Rojhilatlı sinemacıların bu coğrafyada bir film festivali yapmak, Kürt sinemacıları burada bir araya getirebilme şansı baskıcı rejimin uygulamaları nedeniyle yok ne yazık ki. Bakur’da bu durum uzun yıllar süren mücadeleler, ödenen büyük bedellerle kısmen aşılabilmiş durumda. Özellikle iki binli yıllardan 2015 yılına kadar olan ve belediyelere kayyım atanmadan önceki süreçte belediyelerin yarattığı olanaklarla Başta Amed olmak üzere çok sayıda film festivali yapılmış, bu festivaller etrafında çok sayıda sinema atölyeleri düzenlenmiş, dört parça Kurdistan ve diasporadan çok sayıda sinemacı Bakurê Kurdistan’da bir araya getirilirken çok sayıda genç sinemacının yetişmesine de önemli katkı sunulmuştur.

Şu anda Filmamed Belgesel Film Festivali ve İstanbul Kürt Film Günleri kıt olanaklarla varlıklarını sürdürmeye, Kürt filmlerini ve Kürt sinemacıları bir araya getirmeye çalışmaktadırlar. Hem yoğun bir özel savaş konsepti koşullarında yapılıyor olmaktan, hem çok kısıtlı olanaklara sahip olduklarından en önemlisi de paradigmal zemini ihmal eden bir yerden festivali gerçekleştirdiklerinden ne yazık ki bu festivaller de Kürt sinemasına ivme kazandıracak, perspektif sunacak bir gücü önemli oranda kaybetmiş durumdalar. Fakat ne olursa olsun bu koşullar altında bu festivallerin sürdürülüyor olması son derece önemli ve değerlidir. Rojava’da ağır savaş koşulları hakim olsa da özellikle paradigmal zemini belli oranda yakalayan bir üretim ve paylaşım olanağı yaratıldığı için Kürt sinemasının gelişimine öncülük edebilecek bir potansiyelin ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Ancak Rojava Kurdistan’da Kürt sinemacıları buluşturacak bir festival zemini de savaş koşulları nedeniyle çok güç. Yeni başlatılan film festivali de ancak Kürt filmlerini bir araya getirebilme olanağına sahip şu anda. Siyasi ve ekonomik koşullar nedeniyle en elverişli konuma sahip Başurê Kurdistan, tüm olanaklarına rağmen ne film üretimi ne de yaptığı festivaller itibariyle siyasi ve ideolojik karakterinden kaynaklı Kürt sinemasına bir katkı sunmayı bırakalım, bu coğrafyada üretilen filmlerin estetiği ve içeriği, festival konsepti Kürtlüğü bir bütünen kolonyalist politikalara entegre eden bir mahiyette gerçekleşmektedir. Üzerinde ayrıca yazılması, durulması gereken bir konudur.

Avrupa diasporasında çok sayıda film festivali yapılıyor ve çok sayıda Kürt filmi ve Kürt yönetmen birbirleriyle buluşuyor olsa da bu festivaller de ne yazık ki Kürt özgürlük paradigmasının kültürel sanatsal yaklaşımını, politikasını esas almaktan çok uzaklar. Kürt film festivallerinin ortak bir platform oluşturması, üretim ve paylaşım alanında işbirliği olanaklarını tartışması, Kürt filmlerinin “biz çekeriz biz izleriz” halinden kurtarılarak Avrupalı seyirci ile de buluşturulmasının ve böylece Kürtlerin mücadele ve kültürlerinin Avrupa halklarına tanıtılmasının koşullarının yaratılması gerekir. Ama en önemlisi bu festivallerin, Kürt filmlerinin eleştirisi ve teorik gelişimini esas alan bir perspektifi yaratması gerekir. Bu da ayrıca üzerinde yazılması gereken bir konu.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.