Aşk olsun sana gülüşünde umudu ve direnişi demleyen çocuk

İlham BAKIR yazdı —

  • Hele kollarına abanmış iki polisin arasından ileriye uzanan ve diğer direnişçileri selamlayan o elindeki irade ve özgüvene iyi baksın herkes. O eller, o eller sarsacak sizin harami iktidarlarınızı.

Doğru öncülükle buluşmuş bir halk hareketinin yenilmesi mümkün değildir. Zaman zaman yalpalayabilir, sönümlenebilir, suskunluğa bürünebilir, dönemsel yenilgiler yaşaması, geriye düşmesi mümkün olabilir.  Fakat sağlam ideolojik öncülükle donanmış halk hareketleri sürekli dip dalgalar biriktirirler. Deniz üst tarafta sütliman görünürken altta dev dalgalar birikmeye başlar. Kürt Özgürlük Hareketi 50 yıla yakındır, Kürdistanı işgal etmiş 4 sömürgeci güçle, emperyalizmin uluslararası silahlı kanadı NATO’yla ve yerel işbirlikçilerle muazzam bir savaş yürütmektedir. İçinde büyük devrimsel çıkışlar, pratik ve teorik büyük değişim ve sıçramaların yanı sıra büyük ihanet ve komplolar, yenilgiler yaşamasına rağmen sürekli dip dalgalar biriktirmeyi başarabilmiş bir harekettir Kürt Özgürlük Hareketi.

Demokratik bir çözüm ve barış sürecinin ciddi bir olasılık olarak belirdiği 2013-2014 yıllarına gelindiğinde hem legal siyaset alanında, yerel iktidarlar alanında hem de silahlı mücadele alanında ciddi sıçramalar yaşanmış ve Türk sömürgeciliğini müzakere masasına oturtacak bir güç açığa çıkmıştı. Pek çok nedeni olsa da sömürgeci zihniyetten vazgeçilmemesinin asıl sebep olarak tezahür ettiği koşullarda çözüm süreci akamete uğramış ve Türk sömürgeciliği eşi benzeri görülmemiş bir saldırı ve imha konseptiyle Kürt halkına ve öncü güçlere yönelmiştir.  O günden bugüne sayısız Kürt genci katledilmiş, siyasi soykırım operasyonlarıyla binlerce siyasetçi, gazeteci, sanatçı, yurtsever tutuklanmış, binlercesi de yurt dışına sürgüne gitmek zorunda kalmıştır. Yerel yönetimler kayyım politikalarıyla, parlamenter mücadele dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla işlemez hale getirilmiştir.

Kürt Özgürlük Hareketinin bir daha kendini toparlayamayacak şekilde yenilgiye uğratıldığı, legal siyaset alanının öncüsüz bırakıldığı ve “Özgür Kürtlük”ün kolunun bacağının kesildiği savı, müesses nizam periferisinde çokça dillendirilir ve buna inanılır olmuştu. Gelen öncü dip dalgaları fark edemeyen ırkçı faşist iktidar ve derin ortakları gerillanın muazzam taktik ve stratejik derin hamleleri ve Kürt halkının 2024 Newroz’u ve 31 Mart yerel seçimlerinde yüzeye taşıdığı dip dalgalarla adeta bir felç olma durumu yaşamaya başlamıştır. Alelacele büyük bir telaşla Van’da halkın demokratik iradesinin gasp edilmeye çalışılması karşısında Kürt halkının geliştirdiği büyük direniş,  muktedirleri afallatmış, dört bir yandan kabaran ve birleşen dip dalgaların daha da büyüyeceği korkusuyla geri adım atmaya mecbur bırakmıştır.  Bu geri adım kimseyi gaflete düşürmemeli, faşist iktidarın yeni gasplar peşine düşmeyeceği sanısına hiç kimse kapılmamalıdır. Bu büyüyen dalgayı kırmak için her türlü baskı, şiddet, hile ve desise devreye sokulacaktır. Gelişecek bu şer dalgasını, ancak her alanda gelişen, büyüyen ve birleşen mücadele dalgaları, kırmaya muktedirdir.

Irkçı faşist iktidar bloğunda devasa bir çöküş ve demoralizasyon yaşanırken Kürt halkı açısından, halklar açısından büyük bir moral üstünlük yakalanmıştır. Kürt halkının direnişi bir kere daha Türkiye’de, Ortadoğu’da faşizmle, despotik iktidarlarla, sömürgecilikle nasıl mücadele edilir, direne direne nasıl kazanılırın engin deneyimlerini sunuyor. 

Bir öfke nasıl örgütlenir, bir umut nasıl demlenir, bir direniş nasıl tetikleniri öğrenmek isteyenler, taşıma seçmenle halk iradesini gasp etmeye çalışanlara karşı öfkesini gözlerinin namlusuna süren,  yemişlerindeki yaşlı Kürt direnişçisine baksınlar. “Sen kimsin, nerelisin” diyen sözlerdeki adaletsizliğe ve haksızlığa duyulan tepkinin felsefi derinliğine baksınlar.

Van’daki irade gaspına karşı yapılan protestolarda gözaltına alınan on beşlerindeki gencin iki polis arasında götürülürken gülümseyişinde kendini yeniden yaratmakta olan bir halkın umudunun nasıl demlendiğini, onurlu bir direnişin parçası olmanın mağduriyetini görsünler.

Hele kollarına abanmış iki polisin arasından ileriye uzanan ve diğer direnişçileri selamlayan o elindeki irade ve özgüvene iyi baksın herkes. O eller, o eller sarsacak sizin harami iktidarlarınızı. Nasıl da  bu çocuğu tarif etmiş değil mi Ahmed Arif: "Gör, nasıl yeniden yaratılırım,/ Namuslu, genç ellerinle./ Kızlarım, Oğullarım var gelecekte,/ Her biri vazgeçilmez cihan parçası./ Kaç bin yıllık hasretimin koncası,/ Gözlerinden,/ Gözlerinden öperim,/ Bir umudum sende,/ Anlıyor musun?”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.