Üçüncü Yol, ırkçılığı ve Kürt düşmanlığını teşhir ediyor

İlham BAKIR yazdı —

  • Kürt halkının örgütlü ve meşru direnişi Türkiye’deki sömürgecilik kibri ile zehirlenmiş tüm anlayışları ve yapıları hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde çırılçıplak teşhir ediyor.

Müesses nizamın kurucu faşist ideolojisi etrafında kümelenmiş iktidar ortaklarının Kürtlere, daha doğrusu sömürgeciliğe boyun eğmeyen özgür Kürt’e gün gün, saat saat uyguladığı baskı, katliam, tutuklama, işkence, sürgün uygulamaları zaten vakay-i adliyeden sayılır. Artık kendi anayasasını, yasalarını da takmadan, onlara bağlı kalma, bunu gizleme, saklama ihtiyacı da duymadan yapmada bir beis görmüyor. Savaş ve rant kıskacında yıkıma uğrattığı sadece Kürt halkı olmuyor elbette. Savaşta ısrar, iktidar ortaklarını ve periferisindekileri muazzam zenginliklere taşırken koca bir ülke bir bütünen yokluğun, yoksulluğun açlığın pençesinde her gün biraz daha fazla kıvranır hale geliyor, dehşetengiz bir toplumsal yıkım, çürüme, yozlaşma gerçekleşiyor. Kendisine muhalefet diyenlerin, ki bunun içerisinde kendine solcu, sosyalist, komünist diyenler de var, ne bu toplumsal yıkımı görebilecek çapları var ne de bu yıkımı umursadıkları. Onlar da muhalefetçilik oynayarak kendi paylarına düşen rantiyeyi paylaşmanın derdindeler. Yaklaşan yerel seçimlerde aday belirlemede, seçim stratejisi ve ittifakları geliştirmede ortaya çıkan tablo siyasetin halkın sorunlarına çözüm bulma mekanizması değil, rant devşirme alanı olduğunun bütün çürümüş çıplaklığını ortaya seriyor.

Kürtlerin örgütlü dinamiği herkesin iştahını kabartırken Kürtlere analarını görmeye izin vermeden, ağızlarına bir parmak bal çalarak alavere dalavere nöbete gönderip kendilerine payanda yapma uğraşları iktidarında da muhalefetinde de bin bir hokkabazlık, hile ve desise ile vücut bulmaya devam ediyor. Fakat Kürt halkının örgütlü ve meşru direnişi Türkiye’deki sömürgecilik kibri ile zehirlenmiş tüm anlayışları ve yapıları hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde çırılçıplak teşhir ediyor.

Belediyeleri kazanmak için Kürtlerin desteğine muhtaç olanlar, Kürtlere hiçbir şey vermeden, Kürt’e Kürt bile demeden, onları “Kürt kökenli” diye tanımlayan, demokratik, eşit adil bir ülkenin lafını dahi etmeden Kürtlerin oyunu istemedeki arsızlıkları her gün daha da artıyor. Fakat mızrak çuvala sığmıyor, gizlemeye çalıştıkları Kürt düşmanlıkları bir yerlerden fırlayıp çıkıyor ortaya.

Ana muhalefet partisinin grup başkan vekili de olan bir belediye başkan adayı seçimleri kazanırsa Kürtleri belediyeden içeri sokmayacağını söylerken bir başka tescilli kafatasçı belediye başkanı ve adayı Kürtlerle aynı kaldırımda bile yürümeyeceğini söylüyor. Elbette bunu söylerken o sırıtan kurnazlıklarıyla “Kürtler” demiyorlar, DEM Parti diyorlar. DEM Parti’ye oy verenlerin kahır ekseriyetinin Kürt olduğu gerçeğini de bu şekilde gizlemeye çalışıyorlar. DEM Parti ile bu partinin tabanını birbirinden ayrı tuttuklarını, DEM Parti’yi terörle iltisaklı gördüklerini ancak DEM Parti’ye oy verenleri bu iltisak içinde görmediklerini sakız gibi çiğniyorlar her seferinde.

Öyle ya DEM Parti tabanına da terörist derlerse teröristlerden nasıl oy isteyecekler. Çünkü Kürtlerin oyları olmadan kazanma şansları yok. En önemlisi de sekiz, on milyon oy alan bir yapının terörist olduğunu nasıl izah edecekler. Bu iki belediye başkanında zuhur eden faşizm ve ırkçılık aslında Türkiye toplumunun ortalamasını ifade ediyor. Dincisinden, solcusuna, demokratından liberaline Türkiye toplumunun ortalaması bu şekilde düşünüyor ve buna göre tutum alıyor.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin esnek ve yaratıcı hareket kabiliyetini, politika üretebilme becerisini kavrayamayan, akılları rantla bulanmış bu burjuva siyasetinin, zaman zaman Kürt siyasetine de sirayet ettiğini ne yazık ki bu seçimler vasıtasıyla bir kere daha müşahede etmiş olduk. Özgürlük Hareketi siyasetinin kırmızı çizgisi olan eşbaşkanlık sisteminin altını kendi şahsi çıkarları için oymaya çalışanlar, koltuk, makam, mevki sevdalıları, Kürtlerin ağır bedellerle yarattıkları örgütlü gücü, rant siyasetine dönüştürüp başka partilere yedeklemeye çalışanlar, geçmişte alınan bir takım kararların taktik adımlar olduğunu anlamayan ve körü körüne aynı kararları uygulamaya çalışan sığ yaklaşımlar, dalgalı denizde karaya varmaya çalışan Kürt siyasetinin ayağına bağlanmış ağırlıklardır. Bu seçimler legal Kürt siyaseti için, DEM Parti için muazzam fırsatlar sunuyor. Siyaset ağaları, rantçı, çıkarcı çevreler, burjuva siyasetine özenenler, devrimci çizgi esas kılındığında teker teker teşhir olacaklar ve halkın sırtından indirilecekler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.