Mangal partisi iktidarın aynası

İlham BAKIR yazdı —

  • 2024 yılı bütçesinin belirlendiği meclis görüşmeleri sırasında yapılan mangal partisi, halkın emeğinin ekmeğinin, rızkının nasıl yağmalanacağını, bu yağmadan kimlerin pay alacağını, yoksulluğun ve sefaletin hangi dereceye varacağını gösteren bir sahne.

"Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır / Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır / Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır / Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını /Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini / Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini / Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin."

Yukarıdaki dizeler 48 yaşındayken 1915 yılında hayatını kaybeden Türk edebiyatının en güçlü ve en muhalif şairlerinden birisi olan Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma adlı şiirinden alınmıştır. Fikret, bu şiirinde İttihat ve Terakki yönetiminde yaşanan yağmayı, bu yağma neticesinde yoksullaşan halkı ve yönetici elitin şaşaalı hayatını anlatır. Şiiri günümüz Türkçesine aktarsan, şairin adını gizleyip günümüz isimlerinden birini yazsan şiirin altına şairin ismi diye, sanırsınız ki bugünkü iktidarı ve memleketin halini anlatıyor. Hatta birkaç gün önce Türkiye Meclisi’nde AKP milletvekillerinin altı yüz kilo et pişirdikleri mangal partisini gördükten sonra yazmış diyesi gelir insanın. Hani üç beş çeşit yemeğin, fakir fukaranın alamadığı bir ekmeğin fiyatına milletvekillerine verildiği mecliste, milletvekilleri doyamamış olacak ki bir de mangal partisi yapmışlar. Hani halkın artık etin tadını unuttuğu, kokusunu bile duymaya hasret kaldığı, milletin büyük bir bölümünün açlık sınırında yaşadığı, çöplerden, pazar yeri atıklarından yiyecek topladığı Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi’nde yapılan mangal partisi ile ilgili. 2024 yılı bütçesinin belirlendiği meclis görüşmeleri sırasında yapılan bu mangal partisi, halkı nasıl bir bütçenin beklediğini, halkın emeğinin ekmeğinin, rızkının nasıl yağmalanacağını, bu yağmadan kimlerin pay alacağını, yoksulluğun ve sefaletin hangi dereceye varacağını gösteren bir sahne. Değme yönetmen, muktedirlerin yağma ve talanını, halkın yoksulluğunu anlatmaya kalksa böylesi sembolik gücü olan bir sahne kuramazdı. Mangal başındaki milletvekillerinin mangalda kızaran etle kurdukları o şehvetengiz ilişki, etlerden tüten dumanların arasında dolaşan ellerin, etlerin dizili olduğu şişleri kavrayıştaki aceleci ustalığı, usta bir yönetmenin kurduğu muazzam sahnedeki muazzam bir oyunculuğu taşıyor gözlerimizin sofrasına adeta.

48 yıla sığan yaşamında yazdığı şiirlerle Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olma mertebesine ulaşmış olan Tevfik Fikret, aynı zamanda çağının ikirciksiz bir aydını, entelektüeli ve müzmin muhalifidir. Abdülhamit’in istibdat dönemine sıkı muhalefeti nedeniyle baskı ve gözaltılara maruz kaldı, yazması engellendi. Aydınlanmacı ve özgürlükçü fikirleriyle gelişmesine katkı sağladığı İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla kabuğundan çıkıp yeniden yazmaya başlayan Fikret, bir süre sonra İttihatçıların kanun, hürriyet, adalet gibi kavramları icraatlarıyla ayaklar altına alması onda bu kez daha derin bir hayal kırıklığına yol açar. Tıpkı AKP iktidarının hak, adalet, eşitlik, demokrasi vaatleriyle aydınları, entelektüelleri, değişim isteyenleri arkasına alıp, iktidarını pekiştirdikten sonra hak, adalet ve eşitliğin yerini zorbalığın, baskının, yağma ve talanın alması gibi. Tevfik Fikret bugün yaşasa aynı kaderi yaşayacakmış. İşin ilginç yanı, Osmanlı yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadroları da Tevfik Fikret’in aydınlanmacı fikirlerini esas aldığını beyan ediyor birçok kere. Bugün de Kemalistler, çok defa Tevfik Fikret’in aydınlanmacılığına referans verirler, Fikret’in Abdülhamid istibdadına karşı verdiği mücadeleden bahsederler fakat İttihatçıların denetimlerine alamadıkları Fikret’e ettikleri zulümden, onu genç yaşta ölüme götüren karanlıktan, içine düştüğü hayal kırıklığından hiç bahsetmezler.  

Tevfik Fikret’in yüz yıl önceki egemenlerin baskı zulüm, sömürü, yalan, talan yağma çarkına dair yazdığı şiir bire bir bugünü anlatıyor. Aydınlarca desteklenen bir muhalefetin, adalet, özgürlük, eşitlik vaadiyle gelip zalim ve yağmacıya dönüşümü adeta yüz yıl sonra yeniden tekerrür ediyor. Meclis’te yaşanan mangal partisi sahnesi, sembolik olarak AKP iktidarının, artık kendisini hiçbir şekilde gizleyemeyeceği, örtemeyeceği şekilde ar damarının yırtıldığını gösteren bir sahne. Ama ne yazık ki Tevfik Fikret gibi bu dönemi hicvedecek, anlatacak şiirler yazan şairler de yetişmiyor artık. Zalimi ve mazlumu bol, aydını ve entelektüeli kıt bir ülkenin karanlık şafağı yaşanıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.