Savaş üzerinden rant...

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Bir taraftan Ukrayna-Rusya savaşı devam ederken, iki cephe arasında arabuluculuğa soyunan Türkiye, şimdi de aynı misyonu Filistin-İsrail savaşı sürecinde sürdürme niyetinde. Savaş sürecini rant alanına çeviren iktidar, sermaye arayışını da son hız sürdürüyor.

Bir taraftan Ukrayna-Rusya savaşı devam ederken, iki cephe arasında arabuluculuğa soyunan Türkiye, şimdi de aynı misyonu Filistin-İsrail savaşı sürecinde sürdürme niyetinde. Savaş sürecini rant alanına çeviren iktidar, sermaye arayışını da son hız sürdürüyor.
Peki bu süreçte Almanya-Türkiye ilişkileri nasıl ilerliyor?
İsrail-Filistin savaşına yönelik Erdoğan, "Hamas terör örgütü değil, kurtuluş ve mücahitler grubudur" açıklamasıyla tarafını da netleştirmiş oldu. 
Almanya Başbakanı Scholz ise çatışmaların başladığı günden bu yana direk İsrail’i destekleyen açıklamalar yaparak, İsrail’in güvenliğinin bir devlet meselesi olduğunu ve koşulsuz bir şekilde İsrail’in yanında durduklarını ifade etti. AB liderler zirvesinde de bu tutumunu sürdürdü. Gazze için düzenlenen zirvede İsrail’e ateşkes çağrısı yapılmadı, sonuç bildirisinde sadece 'duraklama' ifadesi kullanıldı, Almanya buna da karşı çıktı. 
Bu kadar taban tabana zıt iki açıklama, iki ülke arasındaki ilişkileri kaosa dönüştürmüyor elbette. Şöyle ki; Türkiye, kendine savaştan rant devşirme konusunda uzman adımlarla ilerlerken, ticaret ilişkilerinde sürekli yükselen eğri ile yola devam ettiği Almanya ile ticaret ilişkilerini de güçlendirmeye devam ediyor.
Yakın geçmişte batılı ülkelere nefes aldırmak (!) adına imzalanan mülteci anlaşması, başkalarının acıları üzerinden devşirilen en önemli savaş rantlarından biriydi. Almanya’nın öncülüğünde yapılan anlaşmalarda, AB 2011 yılından bu yana mültecilere yönelik Türkiye’ye 10 milyar euro civarında yardımda bulunduğunu açıkladı. Mülteci kartı Türkiye’nin elinde bir sopa gibi hala sallanıyor.
İki ülke arasında dış siyasette birbirine zıt açıklamalar yapılsa da, ki Erdoğan’ın Hamas ile ilgili yaptığı son açıklama gibi, bu durum ticaret ilişkilerine zerre yansımıyor.
Almanya yükselen ve gelişmekte olan ülkelere yönelik özel sektör yatırımlarını desteklemek için yeni bir uygulamaya geçiyor. Söz konusu açıklanan 34 ülkenin içerisinde Türkiye de var.
Böylesi bir planlama devredeyken, Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ise bir takım ticari görüşmeler için Türkiye’yi ziyaret etti.
Basına yansıyan bilgilere göre Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Habeck tarafından Türkiye-Almanya 4. Dönem Ekonomi ve Ticaret Ortak Komisyonu Protokolü imzalandı. Yine yansıyan bilgilere göre Bakan Bolat, Almanya- Türkiye ekonomik ilişkiler çerçevesinde rakamlar da verdi. Buna göre; 2022 yılında Almanya ile Türkiye arasındaki karşılıklı ticaret hacmi 45 milyar dolar, bu yılın sonunda ise ikili ticaret hacminin 50 milyar dolar seviyesini aşması bekleniyor. Yine verilen rakamlara göre Türkiye’de 8 binden fazla Almanya sermayesine sahip ya da Alman sermayesi ortaklığı ile kurulmuş şirket faaliyet gösteriyor. 2022 yılı sonu itibarıyla Almanya’nın doğrudan yatırımları, 23 milyar 100 milyon dolar düzeyini aşmış durumda.
Habeck ziyareti akabinde Erdoğan’ın da 17- 18 Kasım tarihlerinde Berlin’i ziyaret etmesi planlanıyor, ki ziyaret bir süredir konuşulduğu halde, şimdi tarihler ifade ediliyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan Ocak ayında planlanan Berlin ziyaretini iptal etmişti. Ziyaretin detayları konusunda hükümet ile AKP-MHP iktidarının bir mutabakata varamaması nedeniyle ziyaretin iptal edildiği açıklanmıştı. Seçim dönemine yansıyan gergin atmosfer, yerini şimdi tekrardan ticari ilişkilerin güçlendirilmesi eforuna bırakmış durumda.
Almanya, Osmanlı’dan bu yana Türkiye ile geliştirdiği derin ilişkileri Erdoğan döneminde de ilerletmeye devam ediyor. Alman şirketlerine silah siparişleri, Deutsche Bank'a verilen imtiyazlar, akabinde Bağdat Demiryolları projesi, petrol aramaları için kurulan şirketler, yine askeri alanda ortaklıklar  ile devam eden ilişkiler, günümüze de aynı sadakatle devam ediyor.
Siyasi arenada yer yer gerginliklerin yaşandığı dönemler olsa da, ticari ilişkileri gölgelemiyor. Şimdi de bu kararlılıkla adımlar atılarak, ticaret hacmi genişletilmeye çalışıyor.
 Savaşta ısrar edenler ise bu savaşın rantını birlikte yiyor, ekonomilerini büyütmeyi sürdürüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.