Göç ettirmek…

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Uygulanan özel politikalar nedeniyle, insanlara neden Avrupa’ya göç ediyorsunuz demek yerine, göçü özendiren, ya da göçertilme politikalarını uygulayan sistemi sorgulamak gerekiyor.

Göçmek ve göç ettirmek kavramlarından son dönemlerde yine çok bahsetmeye başladık. Zira bu konunun bildiğiniz üzere sağlam dayanakları var. Savaşlar, ekonomik krizler bu edimi tetikleyen önemli unsurlar. Dolayısıyla halklar da bu edimden önemli oranda etkileniyor.

İnsanların güvenlik, ekonomik gibi kaygılar nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalması, o toplumların inanç, kültür yapılarında negatif anlamda önemli değişimler yaratıyor.

Kürtler, Aleviler gibi baskı altında kalan halklar baskı, inkar, asimilasyon politikalarının etkisiyle yaşadıkları zorunlu göçlerden dolayı söz konusu bu değişimden nasibini fazlasıyla aldı.

Son günlerde basına yansıyan veriler bu anlamda oldukça kaygı verici.

AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın verilerine göre 2023 yılının ilk dokuz ayında AB ülkelerine ilk kez iltica eden Türkiye vatandaşlarının sayısı 51 bini aştı.

Bu ve benzeri verileri okuduğumda aklıma Maraş Katliamı sonrası uygulanan özel politikalar geliyor. Bir kez daha hatırlatalım; Maraş Katliamı sonrası, göçertilme politikaları çerçevesinde özellikle Kürt Alevilerin bölgeyi terk etmeleri özendirilmiş, insanların pasaport almaları kolaylaştırılmıştı. Demografik yapının değiştirilmesi adına yürütülen politikalar bu adımlarla birlikte bir kez daha hayata geçirilmişti.

Uygulanan özel politikalar nedeniyle, insanlara neden Avrupa’ya göç ediyorsunuz demek yerine, göçü özendiren, ya da göçertilme politikalarını uygulayan sistemi sorgulamak gerekiyor.

Bazı yazılarımda örneklediğim birkaç argümanı tekrar hatırlatmak isterim …

Erdoğan göç eden hekimler gerçeğine karşın yine kendinden emin bir edayla "Giderlerse gitsinler" demişti ve eklemişti, “Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz.” 

Akıllara zarar Erdoğan’ın bu sözlerine konunun uzmanları yeterince yanıt verdi. Konunun ciddiyetini gözler önüne seren verilere dönecek olursak; TTB verilerine göre, sadece Ekim ayında 256 doktor yurt dışına gitmek için iyi hal belgesi aldı. 2023'ün ilk 10 ayı için bu sayı 2 bin 541 oldu. En çok tercih edilen ülke ise Almanya. Ne trajiktir ki, Sağlık Bakanlığı, hekim açığını kapatmak için 65-72 yaş aralığındaki hekimlere görev çağrısı yaptı. Durumun absürtlüğü bir tarafa, genç hekimler ise çalışma koşullarının zorluğundan dolayı ülkeyi terk etmeye devam ediyor.

Diğer taraftan savaş politikaları nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların sayısı da giderek artıyor.

AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın bazı verilerin eksik girildiği notuyla paylaşılan bilgilere göre

2008 başından bu yana aylık bazda Almanya’ya Türkiye vatandaşlarının yaptığı iltica başvuru sayısı 2023 yılında ilk kez 5 bin rakamını geçti. Buna göre Kasım 2022’de 4 bin 730 başvuru yapılırken, Ağustos 2023’te 5 bin 620 başvuru yapıldı. Eylül ayında ise 6 bin 440 başvuru ile 6 bin sınırı da ilk kez geçildi. Başvuru yapanların çoğunluğu ise tahminen Kürtler.

Die Welt gazetesi ise geçtiğimiz günlerde yine bu konuya dikkat çeken veriler paylaştı.

Buna göre henüz açıklanmayan Alman Göç ve Mülteciler Dairesi verilerine göre sadece Ekim ayında 9 bin Türkiye vatandaşı, Doğu Avrupa sınırlarından Almanya'ya kaçak olarak girerek, iltica talebinde bulundu. Böylece Türkiye’den gelenlerin sayısı, Suriyeli ve Afgan mültecileri geçti.

Şu bilgiyi de ekleyelim. Avrupa Birliği Türkiye’yi savaş ve kriz olmayan ülke statüsünde görüyor, haliyle başvuruları bu maddeye göre değerlendiriyor.

Almanya’nın mültecilere yönelik düzenlemeleri ve etkilerini bir başka yazıya bırakarak devam edelim.

Bu kadar savaş ve ekonomi etkisiyle göç veren bir ülkenin cumhurbaşkanı, şimdi Almanya’yı ziyaret etmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz haftaki yazıda değinmiştik. Erdoğan 17-18 Kasım tarihleri arasında Olaf Scholz'un daveti üzerine Almanya’yı ziyaret etmeyi planlıyor. Alman medyası şimdiden bu konuyu hararetli bir şekilde tartışmaya başladı. Zira bu ziyaretin iptal edilmesi talep ediliyor.

Bu ziyaretin iptal edilmesi durumu şimdilik mümkün görünmüyor, nitekim Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck geçtiğimiz hafta Türkiye’deydi. Ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın düzenlediği “AB Genişlemesi ve Reformu Konulu Dışişleri Bakanları Konferansı’na katıldı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile de görüşmeler gerçekleştirdi. Bu ziyaretler ve görüşmelerde yansıyan atmosfer, yapılan anlaşmalar, söz konusu ziyareti reddeden bir atmosfer sunmuyor.

İsveçli IDEA enstitüsünün geçtiğimiz günlerde açıklanan demokrasi raporuna göre Türkiye, demokratik olmayan ülkeler arasında.Açıklanan benzer raporlar da söz konusu. Türkiye’den savaş göçü olarak adlandıracağımız bir göç son hız devam ediyor. Yine Erdoğan’ın savaş gündemine yönelik Almanya ile çok farklı açıklamaları mevcut. Tüm bu veriler iki ülkenin görüşmeleri ve yapılan anlaşmalara engel teşkil etmiyor. Bu politikalar devam ettiği müddetçe göç edenlerin istatistikleri de bizi artık şaşırtmayacak duruma gelecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.