Savaşta orantılı güç

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Almanya’nın açıklamalarında sıklıkla kullandığı ‘orantılı’ müdahale ibaresi zaten tutumu net bir şekilde ifade etmiş oluyor. “Kürtlere saldırın, saldırın da biraz orantılı olsun” deniyor.
  • Türkiye’nin saldırılarına göz yummak, açıklamalarla geçiştirmek, böylesi önemli bir süreçte Kürt’ün varlığına düşman Türkiye’nin amaçlarına ortak olmak demektir.

Türkiye 20 Kasım’da Rojava’ya yönelik hava saldırıları başlattı. Uzmanların, siyasetçilerin kötü bir tiyatro olarak yorumladıkları Taksim’deki patlama bahane edilerek yapılan bu hamle istisnasız herkesin aklına 7 Haziran seçimleri öncesinde ortaya çıkan bir ses kaydında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın söylediklerini hatırlattı. Kayıtta Fidan, "Gerekirse Suriye'ye dört adam gönderirim. Türkiye'ye 8 füze attırırım, savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine'de saldırtırız" ifadelerini kullanıyordu. Bu ses kaydını savaş gündemini takip edenler unutmadı. 

Zira Türkiye’nin Rojava’ya saldırılarının hemen akabinde Karkamış’a atılan füzelerle birlikte böyle bir senaryo olasılığı daha da güçlendi.
Hava saldırıları devam ederken, şimdi de kara harekatı gündemde. Türkiye ısrarla kendisine gerekçe yaratarak karadan saldırıları da başlatmak istiyor.

ABD neredeyse her gün böyle bir harekatı istemediklerini açıklıyor. Oysa ne ABD ne de Rusya’dan habersiz böyle bir operasyonun başlaması mümkün değilken, şimdi bu itirazları, Türkiye’nin saldırılarına itiraz gibi okumak eksik olur. 
Türkiye’nin savaş gündeminde Almanya’nın ise oldukça önemli bir yeri var.

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Almanya Türkiye’nin savaş politikalarını kimi zaman üstü örtülü, ama sıklıkla aleni bir şekilde destekledi.

Bu desteğini en çok Türkiye ile yürüttüğü ticari, askeri ve politik ilişkilerinden biliyoruz. Altını bir kez daha çizelim. Alman silahları ile Türkiye göstere göstere Kürtlere saldırdı, nitekim bu saldırılar sürüyor.

Türkiye’nin Rojava’ya saldırılarının arifesinde Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser Ankara yolcusuydu. Bütün ülkeyi terörize eden mevkidaşı Süleyman Soylu ile bir araya geldi.

Feaser’ın saldırılara yönelik kurduğu yuvarlak cümleler de dikkat çekiciydi: “Türkiye ile terörle mücadele konusunda da dayanışma halindeyiz, Fakat aynı zamanda bu mücadele sırasında verilen tepkilerin elbette orantılı olması gerekir.“

Yine aynı zaman diliminde Alman Dışişleri Bakanlığından da saldırılarda orantılı olması mealinde bir açıklama yapıldı.

İki gün önce ise Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bir açıklama yaptı. NATO Dışişleri Bakanları toplantısının ardından Türkiye’nin saldırıları ile ilgili yaptığı açıklamada, "Terörden korunma faaliyetlerinde de uluslararası hukuk geçerlidir, bu sebepten dolayı ısrarla, şiddet sarmalını tırmandırabilecek, Irak ve Suriye'de olası bir kara operasyonundan vazgeçilmesi çağrısında bulundum" dedi. Baerbock tüm NATO üyelerinin, Taksim patlamasının ardından Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu da sözlerine ekledi. 

Türkiye’ye saldırılarla ilgili uyarılarda bulunmak önemli ama yeterli bir adım değildir.

Gelinen süreç itibarı ile tepkilerin formatı, ülkelerin bu saldırılardaki tutumunu da ortaya koyar nitelikte. Zira Almanya’nın açıklamalarında sıklıkla kullandığı ‘orantılı’ müdahale ibaresi zaten tutumu net bir şekilde ifade etmiş oluyor. “Kürtlere saldırın, saldırın da biraz orantılı olsun” deniyor. 

Soru işaretleri ile dolu Taksim patlaması bahane gösterilerek başlatılan bu saldırılar, üstelik karadan da saldırı planlarının yaratacağı sonuçları görmek, düşünmek, analiz etmek gerekiyor. İnsanlığın hafızası vardır. Öyleki, insanlığın hafızası savaşlardan yaşanan acılarla dolup taşmış durumda.  Kürtlerin hafızasında ise bu yıkımlar hala taze. Üstelik her geçen gün bu yıkımlara malesef yenileri ekleniyor. 

Almanya, Türkiye için önemli bir silah tedarikçisi. Türkiye’nin Leopard II tankları ile Efrîn’de verdiği pozlar tarihin sayfalarına not olarak düşüldü. Türkiye’nin saldırılarına göz yummak, açıklamalarla geçiştirmek, böylesi önemli bir süreçte Kürt’ün varlığına düşman Türkiye’nin amaçlarına ortak olmak demektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.