Şengal için birlik ilk adım olmalı

Selim FERAT yazdı —

  • Kürdistanlı partiler, aralarındaki çatışmalara rağmen neden Kürdistan’ın işgalden kurtuluşu için ortak ve tarihi bir strateji oluşturmasınlar ki?

 

Kürdistan Şengal ilişkisi paradoks konulardan biri.

Şengal geçmişte Nakşibendî tarikatının egemenlerinin (Barzani) icazetiyle (2007)saldırılara maruz kaldı.

Şengal’de Türk/İran koalisyonu/çatışması önemli rol oynadı.

Son saldırının Türk ordusundan gelmesi pek de şaşırtıcı olmamıştı.

Kürdistan/Rojava bileşkenî 2015’ten bu yana, politik çözüm konusunda önemli bir rol oynadı.

Kürdistan/Şengal bileşkeni çözüm konusunda anahtar rollerden birini üstlendi.

Dünya siyasetini alt üst edecek tarihi hadise, kendi kaderini belirleyecek bir Kürdistan olacak.

Böylesi bir gelişme, Türkiye/İran/Suriye’nin kolonyal ortaklığına son verecek;

Kürdistan uluslararası alanda söz sahibi olacak;

Kürdistan’ın komşu İran/Türkiye ve Suriye ile ilişkilerini, dolaysız oluşturması mümkün olacak;

Kürdistan kendisine komşu ülkelerin gizli diplomaside kullanacakları kart olmayacak;

Devletlerarası politikada Kürdistan söz sahibi olacak vs. vs.

Tüm bunlar standart gelişmeler.

Daha da önemlisi, Kürdistanlı partiler, sömürgeci ülkelerin yaptırımlarından muaf kalacaklar.

Şengal örneği, İran ve Türkiye kıskacında, soykırıma uğrayan Êzîdî Kürtlerin tarihi bir çıkmazda olduğuna işaret ediyor.

Şengal’in işgalden kurtulması, Kürdistan’ın işgalden arındırılmasına yol açar mı?

Bu soruya cevap vermek şimdilik mümkün olmayabilir..

Buna rağmen, Kürt partilerinin temel politikalarda, Şengal ile ilgili oluşturabilecekleri stratejik bir politika, gelecekte Kürdistan’ın işgaldan arındırılmasının ön projesi olabilir.

Şengal’de olanlar konusunda Kürtdistanlı partiler arasında ortak bir analizin olmadığı biliniyor.

Bu bağlamda, Hollanda’da  “Platforma Li Dijî Dagirkeriyê” (İşgale Karşı Platform) Konferansı’nın önemine değinmek istiyorum.

Türkiye/İran ve Suriye aralarındaki diplomatik çatışmalara rağmen, Kürdistan konusunda “ilahi birlik“ içinde hareket etmektedirler.

Kürdistanlı partiler, aralarındaki çatışmalara rağmen neden Kürdistan’ın işgalden kurtuluşu için ortak ve tarihi bir strateji oluşturmasınlar ki?

Kendisini söz sahibi addeden 1200 şahsiyet tarafından imzalanan bir metne dayalı, işgale karşı konferans gelecekle ilgili önemli bir görev üstlenmeli.

“Ölüm kalım savaşı“;

“İşgalcilere karşı Kürt birliği“;

“Kürt partileri ideolojik yaklaşımlarını bir tarafa bırakmalı“;

Konferansla ilgili not ettiğim önemli belirlemeler.

Bunlara bir de Kongreya Star adına konuşan Asya Abdullah’ın sözlerini ekliyorum:

“Bugün işgalcilere karşı ciddi bir mücadele veriliyor…Şehit veriyoruz, ölüyoruz, sürgün ediliyoruz, zindanlara atılıyoruz. Bizim sorumluluğumuz da işgalcilere karşı mücadele etmektir.”

KNK Eş Başkanı Ahmet Karamus’un, “bütün parti ve kuruluşlara eşit derecede yaklaşarak, birlik çalışması sağlanmalıdır“  belirlemesi önemli.

Ancak, işgal altındaki Efrîn’e, Kuzey ve Güney Kürdistan’a rağmen, işgale karşı nasıl bir platform oluşturulabilir?

Asıl sorun bu.

Konferansa katılan Osman Baydemir’in: “Partiler arasında köprü olmalıyız, birlik olmalıyız. Eğer birlik olmazsak… Bir yüz yıl daha kaybederiz” uyarısı günümüz gerçeğine daha da yakın.

Temenniler ve umut olumlu sinyaller veriyor; önemlisi Orta Doğu’nun devlerinin at oynattığı Kürdistan’da onlar olmadan, bir Kürdistan stratejisi oluşturmak. Bunun ilk adımı da Şengal için birlik olmalı. Burada öncü rol oynayacak iki parti var: PDK  ve PKK.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.