Tecrite karşı mücadele

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Faşizm yazılı hukukunu da, imzaladığı uluslararası insan hakları sözleşme hukukunu da bir yana atarak Sayın Öcalan’ı avukatları ve ailesiyle görüştürmüyor.  İmralı’ya giden CPT yetkililerine  “görüşmek istemiyor” yalanıyla  cevap veriyor, CPT bu yalanla  bilerek uzlaşıyor, tecrite ortak oluyor.

25. yıldönümüne girilen 15 Şubat Komplosu’nu ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmi birlikte gerçekleştirdi.  Sayın Öcalan’ı tutsak alarak sömürgeci diktatörlüğün eline verdi.

ABD, saldırganlığını bu korsanlıkla sınırlı tutmadı.  Avrupa emperyalist devletleri ve Yunanistan üzerindeki nüfuzunu da kullanarak dünya karşı- devrim güçlerinin blok olarak Türkiye faşizmi yanında Kürt Özgürlük Hareketi’ne(KÖH) ve lideri Öcalan’a karşı  tam tecrit uyguladı.

Öyle ki, Rusya yönetimini bile KÖH’ne  ve Sayın Öcalan’a karşı  tecrit çemberinin aktif unsuru haline getiren ABD’ydi.

Burjuva medya tekelinin bugün yaydığının aksine, o gün, Ecevit avına kavuşmuş savaşçı gibi konuşmuş, “ABD bize ‘ölü istiyorsanız çatışma süsü vererek size ölüsünü teslim edelim’  teklifi de yaptı,  fakat biz sağ istedik, o zamanda idam etmemek şartını koydu” demişti.

ABD liderliğinde dünyanın başlıca karşı-devrimci güçlerinin sayın Öcalan’a yönelik komploda birleşmesi şüphesiz KÖH’nin devrimci niteliğinden ileri geliyordu.

Türkiye faşizminin şovenizmi azdırmada kullandığı  “dış güçler” demagojisinin aksine ABD emperyalizmi bütün “dış güçler”i Türkiye faşist yönetiminin yanında Kürt hareketi ve Sayın Öcalan’a karşı birleştirdi.

Türkiye faşizmi, 15 Şubat komplosuyla  PKK ve KÖH’nde umutsuzluk ve dağılma yaratıp zafer kazanmayı hesaplamıştı. 

Faşist sömürgecilik, aldığı “av”ın karşılığında ABD, siyonizm ve bölge gericiliğine hediye olarak Kurdistan devrimini “ezme”yi verecekti.

Fakat  umduğunun gerçekleşmesine  Öcalan ve PKK izin vermedi.

KÖH  bütün ağır zorlukları göğüsleyerek süreçten başarıyla çıkabildi. Kurdistan devrimini sürdürdü ve Rojava devrimini bölge ve dünya halklarına armağan etti.

15 Şubat Komplosu’na  İmralı ve F tipi tecrit saldırısı  yeniden ve stratejik bir saldırı olarak eşlik etti.

Ecevit-Bahçeli-Yılmaz yönetiminde ama elbette ABD’ci-Avrasyacı Kemalist generallerce yürütülen bu saldırı, 15 Şubat komplosundan  kısa süre sonradır. Kurdistan devrimine vahşi darbelerle saldıran faşizm Türkiye devrimci hareketine de benzeri diğer saldırıyı zindanlarda gerçekleştirdi.

F Tipi zindan saldırısına karşı baş eğmez direniş ideolojik kararlılığı korudu fakat geniş kitlelerde umut zayıflamasını, devrimci hareketin kitleselliğinde gerilemeyi önleyemedi. 

“Çözüm süreci” görüşmeleri İmralı tecritinde gedik açtı ama bu tabii ki geçici oldu. Dahası zindan tecriti devam etti. Hatta öyle ki, AKP iktidarı her tarafı F ve diğer tip zindanlarla doldurdu.

AKP iktidarı Kurdistan’da kalekollar gibi F ve T tipi tecrit zindanlarını “çözüm süreci” dahil sürecin bütünü boyunca Türkiye ve Kurdistan’a yaydı.

AKP, İmralı ve  F Tipi tecritini en çok  2015’te Çöktürme Planı’yla  başlattığı İslamcı Türkçü faşizmin kurucu terörü döneminde koyulaştırdı. Şimdi de sürdürüyor.

Erdoğan faşizminin,  Sayın  Öcalan’a uyguladığı koyu tecrit  elbette kimyasal savaşla, Rojava ve Zap-Avaşin-Metina işgalci savaşlarıyla, suikastlerle bütünlüklü saldırının önemli bir parçası.

F Tipi zindandaki tecrit de öyle.

Faşizm yazılı hukukunu da, imzaladığı uluslararası insan hakları sözleşme hukukunu da bir yana atarak Sayın Öcalan’ı avukatları ve ailesiyle görüştürmüyor.  İmralı’ya giden CPT yetkililerine  “görüşmek istemiyor” yalanıyla  cevap veriyor, CPT bu yalanla  bilerek uzlaşıyor, tecrite ortak oluyor.

F tiplerinde işkenceyi başlatmış durumda ve ayakta sayımı dayatmayı denemeye başladı. F tiplerinde öldürmeleri başlatarak daha ağır gözdağı veriyor.

Erdoğan faşizminin tecrit zindan saldırısını yeniden koyulaştırması, ivme kazanan zayıflamasını saldırganlıkla güçlendirme yönteminin bir parçası.

Erdoğan faşizminin yeniden kendisini güçlendirmesine izin vermemek, faşizmi yıkma mücadelesini ilerletmek ve hak ve özgürlükleri genişletmek için, başta gelen görevlerden biri de İmralı ve F tipi tecrite karşı mücadeledir.

İşçi sınıfı ve ezilen kitleler bu mücadeleye destek vermeli, her hak eylemi ve direnişinde  İmralı ve F tipi tecrit zulmüne karşı sloganlarını da yükseltmeli. 

Devrimci ve emekçi sol hareket, Emek ve Özgürlük İttifakı, HDP ve demokratik güçlerin başlattığı yürüyüşe ortak olmalı, birleşik eylemi yükseltmeli.

İmralı ve F tipi tecrit yıkılırsa özgürlüğü tüm ezilenler için kazanmanın yolu açılır.

15 Şubat yenilgiye uğratıldı, tecrit de uğratılacak.

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.