Sosyalist hareket ve anti faşist mücadele

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Kitlesel daralmayı ve gelişememe bunalımını aşmanın biricik yolu, net program ve amaçlara sahip partilerin, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerde karşılığı olan güncel taleplerle kitle çalışmasına ve eylemlerine yoğunlaşmalarıdır.
  • Devrimci ve emekçi parti ve örgütler ile demokratik kitle örgütleri, anti faşist birlik sağlayarak kitle eylemlerini geliştirmenin etkeni yapmalı.

KÖH’nin başlattığı yeni süreçte, devrimci ve emekçi sosyalist hareketin yönelimi, gündemin temel bir sorunu.

İşçi sınıfını temel alarak sosyalist çalışma ile anti faşist demokratik mücadeleyi iç içe yürütmesi gereken komünist amaçlı hareket, ağır bedellerle yürüttüğü mücadelesinde zayıfladı. Emekçi sol hareket de kitleleri mücadeleye seferber etmede zayıf kaldı.

Bu gerçek, kitlesel ve örgütsel daralmada yansıyor. Kitlesel daralmayı ve gelişememe bunalımını aşmanın biricik yolu, net program ve amaçlara sahip partilerin, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerde karşılığı olan güncel taleplerle kitle çalışmasına ve eylemlerine yoğunlaşmalarıdır.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin (KÖH) başlattığı yeni süreçte, bu, daha fazla geçerlidir.

KÖH barış sürecinin ancak demokratik gelişmeyle ilerletilebileceğini vurguluyor. Erdoğan’ın dillendirdiği “üç partinin birlikte yürüyeceği” açıklamasını reddediyor. Fakat muhatabı olan Erdoğan-Bahçeli iktidarı ise, KÖH’ü terörist gösteren “terörsüz Türkiye” ajitasyonuyla şovenizm zehirini devam ettirerek, hasımlarını bölmeyle birleştirerek en az bir esnemeyle, süreci faşizmi sürdürme manevrasının aracı yapmaya çalışıyor. Yanı sıra Osmanlı geçmişe, “Türk- Kürt- Arap” birliğine atıfla bölgede yayılmacı amacın aracı yapmak istediğini zikrediyor. Medya Savunma Alanları’na askeri saldırılarını sürdürerek süreci amaçladığı yönde evriltmek için KÖH’ni askeri darbelerle zayıflatmayı hedefliyor.

Müzakere ve görüşmeler, KÖH’nin sürecin başlangıcında demokratik alanda tutuk kalmasına yol açıyor. Yeni bir dili öğrenirken başlangıçta varolan benzeri tutukluluk nasıl ki giderek aşılırsa, stratejik değişiklik dönemecinin başlangıcında varolan tutukluluğu, KÖH’nin yabancısı olmadığı anti faşist kitle eylemlerini yeniden yükselterek aşacağı açıktır.

Devrimci ve emekçi sosyalist hareket, Erdoğan-Bahçeli iktidarının, faşizmi kalıcı kılma saldırılarına da, barış sürecini daralan kitle desteğini restore etme ve yayılmacılığının aracı yapma manevrasına karşı da, bugünkü dönemeçte öncelikle kendisinin mücadeleyi geliştirmesi gerekir.

Bu sorumluluk ve bilinçle hareket ederek, devrimci ve emekçi sol hareket, tekil ve birleşik olarak kitle çalışması ve mücadelesini geliştirmeye yoğunlaşmalı. Anti faşist birleşik mücadele odağı yaratmayı hedeflemeli.

Devrimci ve emekçi parti ve örgütler ile demokratik kitle örgütleri, anti faşist birlik sağlayarak kitle eylemlerini geliştirmenin etkeni yapmalı. Fakat birlik çaba ve ilanının geliştirici etkisinin yararlı ama yetersiz olacağı geçmiş deneyimlerde yaşandı.

Birlikte ve tekil olarak kitle çalışmasında ve eylemlerinde yoğunlaşmanın anti faşist bir odağı inşanın sürükleyicisi olacağı bilinciyle hareket edilmeli.

Erdoğan-Bahçeli iktidarı burjuva muhalefetin temsilcisi olarak seçim kazanacak CHP’ye belediyeler ve kurultay üzerinden saldırarak etkisiz kılmaya, antidemokratik ve hileli seçimleri bile fiilen tasfiye etmeye girişti. 19 Mart halk hareketi bu saldırıyı kısmen frenleyebildiyse de iktidarın saldırısı devam ediyor. Üstelik Suriye’de himayesindeki HTŞ’yi, halklara saldırtarak, faşizmi yerleştirmeye, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına ve Özerk Yönetim’e boyun eğdirmeye, silahsızlandırmaya çalışıyor. CHP’ye saldırarak ve himayeci sömürgecilikle, kitle desteğini restore edeceğini hesaplıyor.

İktidar ekonomik krizi gidermede yerli ve uluslararası sermayeye ucuz işgücü ile madencilik talanı sunarak işçi sınıfı ve halkı yoksullaştıran, yaşam alanlarını tahrip eden politikasını sürdürüyor. Bu da rejimi saldırganlığa ve bölgesel yayılmacılığa daha fazla itiyor.

İşçi eylemlerindeki canlanmanın süreceği ve yayılacağı görünüyor. Gençlik hareketinin, 19 Mart halk eylemliğinin gösterdiği gibi, önümüzdeki süreçte üniversitelerde yükseleceği görülüyor.

19 Mart halk hareketi kitlesinin anti faşist potansiyeli, CHP hegemonyasına rağmen devam ediyor.

Devrimci ve emekçi sosyalist hareket, Kürt sorununda demokratik barış talebi dahil, demokratik hak ve özgürlük talepleriyle, işçi ve emekçi kitlelerin yoksullaştırmaya karşı talepleriyle kitle çalışması ve eylemlerini geliştirmeye yoğunlaşarak, KÖH’yle ve anti faşist kitle örgütleriyle birleşik mücadeleyi örerek anti faşist odağın inşasına omuz vermeli, iktidarın manevralarını bozmalı, saldırılarını bozguna uğratmaya girişmelidir.

Bu yolda başarılı olduğu ölçüde faşizmi püskürtmede ve gelişememe bunalımını aşmada da ilerliyecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.