Sömürgeciliğe yeniden övgü

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Barrack, İsrail-Türkiye eksenini yeniden onarmak ve ABD’nin bölge hakimiyetinin ekseni yapma hesabıyla bu ikilinin işbirliğini teşvik ediyor.

Trump’ın bölge temsilcisi ve Ankara büyükelçisi Tom Barrack, 1 Kasım’da Manama’da Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) forumunda yüz yıl önce "Sömürge yetkisini alıp bunu kabilelere, bayraklara ve dini bağlama koymak hiçbir zaman işe yaramadı” dedi. Sömürgeciliğe bu açık övgüyü Trump şahsında güncelledi: "Başkan tüm satranç tahtasını değiştirdi" dedi ve ekledi: "Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar bir hizalanma göreceksiniz."

İsrail ve Türkiye’nin savaşmayacağını, uzak olmayan gelecekte bir ticaret anlaşması yapacağını ve Türkiye’nin Hamas’ı ikna ederek ateşkes sağlamada önemli rol oynadığını belirtmeyi ihmal etmedi.

Osmanlı sömürgeciliğinin yıkılmasından sonra kurulan devletlerden yalnızca “hayırsever monarşiler”in ayakta kaldığını, bunun işe yarayan yönetim biçimi olduğunu da belirtti. (ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack: İsrail ve Türkiye savaşmayacak -BBC News Türkçe)

Bilindiği gibi Trump da, Kanada, Panama, Meksika’ya ABD’nin sömürgesi olma önerisini açıktan yapmış, Gazze’yi de Filistin halkından alıp turizm sermayesine vermeyi dile getirmişti. Şimdi Trump-Blair yönetiminde manda yönetimi kurduruyor.

Trump ve Barrack sermaye oligarkları olarak küstahça konuşma hakkını kendilerinde görüyorlar elbette. Fakat sömürgeciliğe bu övgüleri, esasen emperyalist kapitalizmin günceldeki ihtiyacından kaynaklanıyor. Şiddetlenen emperyalist rekabette, güçlü olan, sömürgeler elde edip pazar, hammade kaynaklarına rakipsiz hakimiyetle rakibe karşı avantaj elde etme politikası izliyor. Buna bölgenin petro-dolarını kendi dünya tekelleri için kullanmak da dahil.

Oysa sosyalist ve ulusal kurtuluşçu devrimlerin yıktığı sömürgeciliği emperyalist temsilciler uzun onyıllardır açıktan telaffuz edemediler ve yeni sömürgeci bağımlılıkla emperyalist hakimiyeti sürdürdüler.

1990 dönemecindeki yıkımdan sonra sadece SB ve Çin pazarlarına konarak bunun kapitalizmin derinleşen krizini ertelemekle kalmadılar. Emperyalist küreselleşmeyle bütünleşmiş dünya pazarında emperyalist tekellerin yoğunlaştırılmış kapitalist sömürüsüyle hakimiyetlerini güçlendirdiler. Fakat kapitalizmin eşitsiz gelişme yasası ABD ve Batı emperyalizmi karşısına askeri alanda Rusya’yı, ekonomik alanda Çin’i rakip olarak yükseltti.

Şimdi şiddetlenen emperyalist rekabette, ABD askeri güç avantajını ve bölgesel savaş makinası siyonist İsrail’i ve müttefiklerinin askeri gücünü kullanarak, ticaret savaşları ve ekonomik-mali ambargo uygulayarak, gerileyen hakimiyetini yeniden elde etme ve rakiplerini geriletme politikası izliyor. Bu yetmezse elbette Çin asıl rakip olmak üzere rakiplerine karşı doğrudan veya desteklediği vekilleriyle savaşları tırmandıracak.

 Trump, bugün elbette BM’yi biçimsel kullanmaya bile pek ihtiyaç duymadan, kendisini üstünde tutsa da kurallara dayalı emperyalist dünya düzeni seslendirmesini bir yana atarak, açık sömürgeci arzusunu dile getiriyor. Dünya devrimi dalgasının gerilemesinden yararlanarak, işçi sınıfı ve halkları emperyalist sömürgeciliği, savaş ve soykırımı normalleştirmeye alıştırmaya çalışıyor.

Trump’ın ve Musk’ın faşist liderlere övgü ve desteği ile diktatörlere, Netanyahu, Erdoğan ve Colani’ye yaptığı gibi “sevgisi”, dünya çapında burjuvazinin faşizme ve vekillerini daha rahat savaşlara seferber etme ihtiyacından kaynaklanıyor.

Barrack, İsrail-Türkiye eksenini yeniden onarmak ve ABD’nin bölge hakimiyetinin ekseni yapma hesabıyla bu ikilinin işbirliğini teşvik ediyor.

Arap teokratik monarşilerine övgüsü petro-dolarlarını ABD tekellerine kullandırmak için. Suriye’de halklara ve işçi sınıfına demokrasi yerine, Erdoğan hegemonyasında Colani’nin şeriatçı merkezi-üniter diktatörlüğüne destek ve övgüsü faşizme ve sömürgeciliğe ihtiyaçtan kaynaklanıyor.

Geçmişte olduğu gibi bugün de, emperyalist sömürgecilik ve faşizm, yeniden işçi sınıfı ve halkların öfkesiyle karşılaşacak. Asla genelleşemeyecek. Dahası çokulusu ülkeler burjuva sömürgeciliğinin günü gelmiş tasfiyesi süreci de devam edecek.

Gazze soykırımına karşı gecikerek de olsa dünya çapında yeniden milyonların alanlara toplanarak itirazı, bunun işaretlerinden biri. Sosyalizmin yıkılışının yarattığı boşlukta yükseltilen sömürgeciliğe ve faşizme karşı, yeniden işçi sınıfı ve ezilenlerin demokrasi ve toplumsal kurtuluş mücadelesi, sosyalizm mücadelesini şekillendirecek ve yeniden yükseltecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.