Haraç/rüşvet balosu ve bölge
Ziya ULUSOY yazdı —
- BM’deki baloyla meşrulaştırılan plan içinde Özerk Yönetim’in ve savunma gücü olarak QSD’nin statüsünün devam mı edeceği, Erdoğan-Bahçeli rejiminin savaş tehditine onay verilerek budanmasının mı kotarılacağı belirli değil. Fakat ikinci seçeneğin hala gündemden çıkarılmadığı anlaşılıyor.
BM Genel Kurulu toplantısı ve sonrasında Trump-Erdoğan görüşmesi, haraç/rüşvet balosu ile Suriye’de Colani’nin HTŞ diktatörlüğünü emperyalizm dünyasında ve desteğiyle “meşrulaştırma” tiyatrosunun memnuniyetiyle geçti.
Muhalif basında ve Özel tarafından ifşa edildiği için teşhire bile ihtiyaç kalmadı ki, Erdoğan, Trump’a on milyarlarca dolarlık ticari anlaşmayı önceden haraç/rüşvet vererek görüşebildi, onay ve destek aldı. Haraç/rüşvet almanın kompetanı Erdoğan, güçlüye haraç/rüşvet vermeyi de iyi seziyor.
Emperyalist dünyanın açık ara militarist süper gücü ABD, petro-dolar sahibi Arap teokratlarına Irak işgali masraflarını yüklerken yaşandığı gibi, işbirlikçilerinden savaş haracı alarak da ekonomik gerilemesini önlemede kullanıyor. Trump ABD’si bunu çok daha kaba hale getirdi. Nitekim Trump, ikinci döneminde ilk gezisini yaptığı Körfez Arap ülkelerinden yaklaşık üç buçuk trilyon dolarlık ticari anlaşmalarla dönmüştü.
Trump’ın “Erdoğan benim için önemli bir şey yapacak”diyerek müjdelediği siyasi rüşvet birkaç gün sonra açığa çıktı. Erdoğan, Hamas liderlerini Trump’ın İsrail- Filistin ateşkes anlaşması taslağına ikna edecek. Soykırımı silah gücü ve siyaseten son noktasına değin destekleyen Trump, işbirlikçileri Arap devlet liderlerinin halkı nezdinde siyasi iflaslarını önlemek ve dünya çapında Netanyahu soykırımına ve destekçisi ABD’ye karşı artan kitle eylemlerinin baskısını püskürtmek için 21 maddelik köleci “barış” planı sunmuştu.
Gazze, Trump-Blair liderliğindeki sömürgeci kurulun yönetimine verilecek. Filistinli örgütler tamamen silahsızlandırılacak. Rehinelerin tamamı serbest bırakılacak, Filistinli tutsaklar ise Netanyahu hükümetinin ayrımına tabi tutularak serbest bırakılacak. Siyonist savaş makinası Gazze’de işgalini kısmi düzeye çekecek. Fakat ABD ile İsrail, Filistin devletini tanımayacak. Bunlar Trump taslağının öne çıkan maddeleri.
Erdoğan “savaşın kazananı barışın kaybedeni olmaz” sözüyle anlaşma taslağının hayırlı olmasını diledi ve başta gelen militanı Kalın’ı Hamas liderlerini iknaya tayin etti.
ABD ve Batılı emperyalist liderler, halkların katili Colani’yi BM’de ağırlayarak kapitalist dünyada meşrulaştırma balosuna öncülük ettiler. Bu aynı zamanda Erdoğan’ın Suriye’de İslamcı ikiz kardeşinin iktidarının ve işgalci sömürgeciliğinin onayı anlamına da geliyordu. Petro-dolarları akıtmakta olan Körfez Arap devletlerinin ve Colani’yi pazarlayan emperyalist devletlerin gelişen etkisi, himayeci sömürgeciliğin sahip değiştirmesine yo laçma olasılığı da var. Fakat şimdilik Erdoğan’ın sahipliği, İsrail’le nüfuz paylaşımı kabulüyle, onaylanmış görünüyor. Colani’nin ve Erdoğan’ın çetelerinin ordu olarak TSK tarafından eğitimi ve Kuzey’deki TSK işgalinin sürdürülmesi, Colani’nin atamalarının uydurma seçim diye yutturulması ve İslamcı Anayasa’sının emperyalist dünyaca onaylandığı anlaşılıyor. Bu, Erdoğan-Bahçeli rejiminin planı aynı zamanda.
Colani ve İslamcı faşist rejim inşasının karşılığı olarak ABD ve Batılı emperyalistler, Abraham anlaşmasına Colani’yi katmayı ve Güney’deki İsrail işgalini onaylatmayı almış durumdalar.
BM’deki baloyla meşrulaştırılan plan içinde Özerk Yönetim’in ve savunma gücü olarak QSD’nin statüsünün devam mı edeceği, Erdoğan-Bahçeli rejiminin savaş tehditine onay verilerek budanmasının mı kotarılacağı belirli değil. Fakat ikinci seçeneğin hala gündemden çıkarılmadığı anlaşılıyor. Özerk Yönetim dışişleri temsilcisi İlham Ahmed’in BM’ye davet edilmemesi bunun işareti.
İçeride devam eden müzakerede Kürt Özgürlük Hareketi (KÖH) ve Sayın Öcalan üzerinde, Erdoğan anlaşmayı baskı aracı olarak kullanmaya çalışacak. Hatta Hamas ve FHKC ve diğer Filistinli örgütlerin silahsızlandırılmasını örnek göstererek QSD’nin silahsızlandırılması için baskısını artıracak.
Benzer biçimde, hileli ve sınırlı seçimi, majestelerinin onayladığı/atadığı adaylarla seçimi Colani ve Erdoğan şahsında Trump’ın ve diğer emperyalist liderlerin onayını, Erdoğan, burjuva muhalefete baskısını meşrulaştırmada değerlendirecek.
Ancak Trump, Netanyahu ve Erdoğan ile emperyalist diğer liderlerin anlamaktan kaçtıkları gerçek yeniden kendisini gösteriyor. Netanyahu’nun soykırım suçuna karşı yeniden başlayıp yükselen grevler ve kitlesel gösteriler, yoksullaştırmaya ve faşizan baskılara karşı işçi sınıfı ve halkların artan mücadeleleri, yeniden devrimci umudun yükseliş kapısını açacaktır.
